Soru-Cevap 1430 - 2009
[2009-12-14] :: Soru-1: Kadının –ister aynı evde yaşasın isterse ayrı evde yaşasın- muhtaç olan kayınbaba ve kaynanasına bakması farz mıdır yoksa mendup mudur? Soru-2: Resmi ihalelere katılmak için banka teminatı "Teminat Mektubu" vermek gerekmektedir. O halde bu banka teminatını almak ve bankanın masraflarını ödemek caiz midir?
|
|
[2009-09-18] :: Celselerimizin birinde ıstılah olarak bidati tartıştık. Kimimiz onu, Şâri'nin emrine yönelik her muhalefet üzerine ıtlak ederken kimimiz de sadece Şâri'nin ibadetlerdeki emrine yönelik muhalefet üzerine ıtlak etmiştir… Bu hususu açıklamanızı rica ediyoruz. Allah sizi hayırla mükafatlandırsın?
|
|
[2009-09-01] :: Yahudilere ait özel okullar olması şeklinde anlaşılması bakımından bu hadis hususunda kafamız karıştı. Zira kimimiz, bu hadisin Beni Kureyza veya Hayber Yahudilerinden ayrı olarak Yahudilerin varlıklarına ilişkin olduğunu anladı… Bu durumda onlara ait özel okulların olmasında bir sorun yoktur. Kimimiz de onların, Beni Kureyza ve Hayber olaylarından sonra Yahudilerden geriye kalan zimmet ehli kimseler oldukları tercihinde bulundular. Bu da zimmet ehline ait özel okulların olması caizdir demektir. O halde burada bir sorun var! Bu durumun açıklığa kavuşturulmasını rica ediyoruz.
|
|
[2009-06-13] :: Mucize, sadece nebilere ve resullere ait olan harikulade olaylardır. Ancak alimler, sık sık “keramet” kelimesini tekrarlıyorlar, onu pek çok şekilde tanımlıyorlar ve bir çok ayeti ve hadisi de bunlara delil olarak getirmeye çalışıyorlar. Soru şudur: Keramet diye bir şey var mıdır? Varsa nedir? Eğer varsa bu mesele hususunda yeterli bir açıklama istiyoruz. Eğer yoksa mesela Ashab-ı Kefh, Ashab-ı Uhdud, Ömer İbn-ul Hattab'ın, “Ey Seriye, dağa doğru!” sözünün yanı sıra Sa'd İbn-u Ebi Vakkas'ın Dicle Nehri'ndeki kıssasına ve bu husustaki pek çok örneklere nasıl bir cevap vereceğiz?
|
|
[2009-06-11] :: Burada kimi insanlara isabet eden ve cinlere atfettikleri bir takım hastalıklar var. Keza cinleri gördüğünü, onları işittiğini, onlara emirler verdiğini, pek çok işi onların yardımıyla gerçekleştirdiğini veya onların insanların hizmetine verildiğini iddia eden kimseler de var. O halde insanlar ile cinler arasında hissedilen somut bir ilişki var mıdır?
|
|
[2009-06-11] :: Daha önceleri utanılarak araştırılırken bu günlerde açıkça yaygınlaşan bilimsel araştırmalar vardır ki bunlar, “embriyonun dondurulması ve bebeğin cinsiyetinin belirlenmesidir.” Artık bunlar, Batı ülkelerinde satılan bir eşya haline geldi, ardından Müslümanların beldelerine sirayet etti ve sadece bilimsel bir araştırma olarak kalmanın ötesinde bazı Müslümanların bunlarla ilgilenmeye yönelmesi boyutuna dayandı. O halde bu iki husus hakkındaki şer’î hüküm nedir? Allah, sizleri hayırla mükâfatlandırsın.
|
|
[2009-05-16] :: Bizler, Kitleleşme kitabının 6. sayfasının son kısmında şöyle diyoruz: “İslamcı hareketler üzere kaim olanlar, açık-genel bir şekilde İslam’a davet ediyorlar…” Soru şudur: a- Açık-genel bir şekilde İslam’a davet etmek ne demektir? Örneklerle birlikte bu nasıl olmaktadır? b- Hareketlerin İslam'a açık-genel şekilde davet etmelerinin caiz olmadığına dair deliller nedir?
|
|
[2009-04-07] :: Allah Subhanehu’nun çocuk nasip etmediği bir aile, 5-6 aylık emzikli bir bebeği evlatlık almak istiyor. Hamile kalıp doğurmasa da kadının memesinden süt getiren ilaçlar vardır. Kocası emzikli bebeği evlatlık alacak olan bu kadının, bu bebeğe kendi sütünü emzirmek için bu ilaçlardan kullanması caiz midir? Bu şekilde emzirmesi halinde bu (oğlan) bebeğin süt annesi olur mu? İlaçlar sayesinde kadının memesinden gelen sütten emen bu emzikli bebek (kız) ise kadının kocası bu kız bebeğin süt babası olur mu? Bizim nezdimizde çocukların evlatlık alınmasının şeri hükümleri nelerdir?
|
|
[2009-04-04] :: Nişanlıdan maksat nedir? Kadınla nişanlılık sonrası mı yoksa kadınla nişanlılık öncesi midir? Eğer kadınla nişanlanılması öncesiyse nişanlı, bir kadın üzerinde karar kılana kadar bir o kadına bir bu kadına bakan kimse mi yoksa muayyen bir kadını nişanlamaya karar veren kimse midir?
|
|
[2009-03-12] :: Soru-1: Bazı iş yerlerine girerken işçilerin zorunlu olarak sendikaya girmesi isteniyor. Bu şekilde bir fabrikada sendikalı olarak çalışan bir işçi, işveren sendikası ile zam hakkında anlaşmazlığından dolayı sendikasının karar aldığı greve katılabilir mi, grev gözcülüğü gibi faaliyetlerde bulunabilir mi? Soru-2: Bir çalışanın, çalıştığı işyerinin anlaşmalı olduğu bankadan maaşını alırken bankanın 6 ayda bir 180 ytl gibi promosyon olarak verdiği parayı alması caiz midir? Soru-3: Sigorta şirketlerinin hasarlı aracı servise göndermesi, servisin aracı tamir edip masrafları belirlemesi ve masraf karşılığı alınacak ücretin %10’unu sigorta şirketinin alması yönünde araç tamir servisinin sigorta şirketleri ile sözleşme yapması caiz midir?
|
|
[2009-03-08] :: Sağlık ürünleri satan bir ticaret şirketi, müşterilerine aşağıdaki şekilde muamele ediyor: Müşteri, bu şirketten bir sağlık ürünü aldığında, şirkete getireceği iki müşteri karşılığında “komisyon ücreti” alma hakkına sahip olmaktadır. Getirdiği bu iki müşteriden her biri de sadece şirketten bir sağlık ürünü satın almaları karşılığında iki müşteri üye yapma ve “bu ikisi üzerinden komisyon ücreti” alma hakkına sahip olmalarının yanısıra ilk müşteri de kendisinin üye yaptığı iki müşterinin getirdiği dört kişi üzerinden “ek komisyon ücreti” alma hakkına sahip olmaktadır. Süreç bu şekilde devam etmektedir. O halde bu câiz midir?
|
|
[2009-03-07] :: Anayasa Mukaddimesi'nde şöyle geçmektedir: “Madde-140- Ümmetin fertlerinden her bir ferdi, kamu mülkiyeti kapsamında olanlardan faydalanma hakkına sahiptir. Devletin, tebaanın geri kalanı olmaksızın bir kimsenin kamu mülkiyetlerini sahiplenmesine ve veya işletmesine izin vermesi caiz değildir.” Kitaplarımızda şu hadis varit olmuştur: “Müslümanlar şu üç şeyde ortaktırlar…” Şu hadis de varit olmuştur: “İnsanlar şu üç şeyde ortaktırlar…” Soru aşağıdaki şekildedir: Söz konusu madde, faydalanma hakkının ümmetin fertlerine ait olup tabiyet taşıyan kimseler veya tebaanın fertlerine ait olmadığını ifade etmektedir. Aynı şekilde hadislerden birinin Müslümanları, diğerinin insanları ifade ettiği de mülahaza edilmektedir. O halde bizler, ammın has üzerine hamledilmesi kaidesi ile amel edip rivayetlerin birinde geçen “insanlardan” maksadın Müslümanlar olduğunu mu anlamış oluyoruz? Böylelikle (hakkında birbirine destekleyen delillerin varit olduğu üzere kamu hizmeti dışında) zimmet ehlinin kamu malında hakkı olmamakta mıdır, yoksa bu meseleye ilişkin başka bir anlayış mı vardır? Allah sizleri mübarek kılsın.
|
|
[2009-03-02] :: “Değişim”, insanın kontrol ettiği dairede midir? Şayet durum böyleyse insan, zamanın ve mekanın değişimine tahakküm edebilir mi? Dolayısıyla zaman uzar ve değişim meydana gelmezse bu, değişim için çalışanların hatalı olması mı demektir? Yoksa “değişim”, insanı kontrol eden dairede midir? Şayet böyleyse o halde: إِنَّ اللَّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُوا مَا بِأَنفُسِهِمْ “Muhakkak ki Allah, bir kavimde olanı değiştirmez, tâ ki onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe!” [er-Ra’d 11] ayet-il kerimesinin medlulü nedir?
|
|
[2009-02-24] :: Ülkemizde bir savunma avukatı olarak görev yapmak caiz midir? Bizim burada ülke çapında ünlü avukatlardan biri sayılan ve bu ününden dolayı televizyona çıkan iyi bir üstaz var. Bu kişi, bazı mazlum kimselerin savunma avukatlığı görevini üstlenmektedir… Burada bazı kardeşler, böyle bir görevin caiz olup olmadığını sormaktadırlar. Savcı hakkındaki şeri hüküm, savunma avukatlığı hakkındaki şeri hükümden farklı mıdır? Ayrıca savunma avukatı, kişinin hak sahibi olduğuna kanaat getirir ve rüşvet gibi meşru olmayan bir araç kullanmaksızın bunu elde etmesi zorlaşırsa bu durumda hakkın hak sahibine döndürülmesi maksadı güttüğü sürece bu caiz midir?
|
|
[2009-02-08] :: Müzayedeye katılmak caiz midir? Yani emtiayı daha fazla fiyat ödeyen kimseye satmak için açık arttırmaya sunmak caiz midir?
|