Siyasi Tahliller 1433 - 2012
[2012-11-12] :: Son zamanlarda Kuzey Mali’de askerî müdahale hakkındaki konuşmalar tırmanmakta olup 11.11.2012 pazar günü de Kuzey Mali’nin yeniden Mali devletine ilhak edilmesini tartışmak için Batı Afrika Ekonomik Topluluğu Liderleri (ECOWAS) bir araya gelmiş ve kararları ise kesin olmayan dalgalı kararlar olmuştur. Nitekim Mali’ye 3300 asker gönderilmesi kararı almışlardır. Ancak aynı zamanda siyasî uzlaşı kapısının kapatılmamasını açıklamışlardır. Dahası diyalog kapısını açık bırakmışlardır… Bu ise Güvenlik Konseyinin bu gurup için 45 gün mühlet veren 15.10.2012 tarihindeki 2071 sayılı kararının ardından gerçekleşmiştir… İşte onun ve bunun arasında, Afrika’da sömürgeci etkisi olan büyük devletlerin tutumları tırmanmaya başlamıştır. Nitekim bunlardan en güçlü ve ısrarlı bir şekilde Fransa’nın, daha az ölçüde Amerika’nın ve önemsize yakın bir şekilde de İngiltere’nin askerî müdahale tutumları olmuştur… Ancak dikkat çekici olan Cezayir’in bu hususta bir merkez olmasıdır. Zira bu devletlerin yetkilileri, buraya defalarca ziyarette bulunmuşlar ve heyetin biri gidip biri gelmiştir… Ancak o, hala askerî müdahaleye karşıdır. Soru şudur: O halde Cezayir, kendisiyle bağlantılar olması bakımından özellikle Amerika ve Fransa olmak üzere neden bu devletler arasındaki bir rekabet istasyonu haline gelmiştir? Sonra neden İngiltere’nin sesi kısık görünmektedir? Dahası bu devletlerin tutumları ve Cezayir ile olan bağlantıları yoluyla hedefledikleri nedir?
|
|
[2012-09-20] :: Amerikan Savunma Bakanı, 16-17.09.2012’de Japonya’yı ziyareti sırasında şöyle bir açıklamada bulunmuştur: “Çin ile Japonya arasında süren adalar konusundaki bu çatışma, genişleyebilir.” [AFP / 17.09.2012] Ve şöyle demiştir: “Ben endişeliyim. Çünkü bu ülkelerin tartışmalı adalar konusunda birbirleriyle provokasyonlara girmeleri halinde bu, bir taraftan yanlış karar alma olasılığını artırabileceği gibi diğer taraftan da çatışmayla sonuçlanacak şiddete yol açabilir.” [Aynı kaynak] Bu ise Japonya’nın, 11.09.2012’de Doğu Çin Denizi Takımadası’ndaki bir Japon ailesinden mülkiyeti olduğunu iddia edip Senkaku olarak adlandırdığı üç adayı satın aldığını açıklamasının akabinde gerçekleşmiştir. Buda Japonya ile Diaoyu olarak adlandırdığı adanın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu iddia eden Çin arasında bir gerginlik oluşturmuştur. Bunun üzerine Çin, bu adaya doğru iki savaş gemisi göndermiştir… Soru şudur: Japonya, neden bu durumda böylesi bir adım atmıştır? Bu çatışmada Amerika’nın bir rolü var mıdır? Bu durum, bu iki ülke arasında bir savaşın patlak vermesine neden olabilir mi yoksa bu, sakinleşecek olan bir fırtına mıdır?
|
|
[2012-08-21] :: Son zamanlarda Nijerya ve Kenya’da gerçekleşen bazı durumlar, olaylar, şartlar ve çatışmalar gözlemcilerin dikkatini çekmiştir… O halde bu, Amerika Birleşik Devletleri veya İngiltere veya da diğer güçlerin şu anda Nijerya’da, 2007 genel seçimlerin ardından da Kenya’da olmak üzere Afrika’nın dört bir tarafında deva eden iç savaşları teşvik etmek için yeni bir politikaya başvurdukları anlamına mı gelmektedir yoksa bu, iç olaylar mıdır?
|
|
[2012-08-08] :: Sudan, 03.08.2012 akşamı, Amerika Dışişleri Bakanı’nın Güney’in başkenti Juba’ya dönük ziyaretinden saatler sonra Güney Sudan ile birlikte Addis Abada’daki petrol sorunu çerçevesinde bir anlaşma imzalamıştır. Amerika Devlet Başkanı da anlaşmanın kısa sürede imzalanmasını memnuniyetle karşılamıştır. Peki bu anlaşmanın arkasında ne vardır? Sudanlı bir yetkilinin on gün kadar öncesinde anlaşmanın dokuz gün yada doksan gün içerisinde tamamlanmasının imkansız olduğu açıklamasında bulunmasına rağmen neden Amerika anlaşmanın imzalanması için ağırlığını koymuştur? Sonra bu, Sudan’ın maslahatı için midir? Yoksa bu, Amerika’nın baskısından dolayı Sudan’dan feragat etmek midir?
|
|
[2012-06-26] :: Bizlere, Myanmar’ın (Burma) siyasî vakıası, bu ülkedeki Müslümanlara dönük bu korkunç zulmün nedenleri ve buna yönelik bölgesel ve uluslararası tutumlar hakkında kısa bir bilgi vermenizi rica ediyoruz. Saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
|
|
[2012-03-24] :: 22.03.2012’de rütbeli genç subaylar tarafından Mali Devlet Başkanı Amadou (Ahmedo) Toumani Toure’ye yönelik askerî bir darbenin gerçekleştiği ilan edilmiştir. Nitekim kendilerini “Devletin ve Demokrasinin Yeniden Tesisi Milli Komitesi (CNRDR)” olarak adlandıran darbecilerin sözcüsü Teğmen Amadou Konare, Mali televizyonu kanalıyla şöyle bir darbe açıklaması yayınlamıştır: “Komite… sorumluluğunu üstlenmeye ve yetersiz olan Amadou (Ahmedo) Toumani Toure’nin rejimine son vermeye karar vermiştir.” Devlet başkanı Toumani Toure’nin, ikinci döneminin gelecek ay sona ereceği ve anayasaya göre üçüncü kez aday olma hakkının olmadığı da bilinmektedir… Gelecek ay anayasal olarak uzaklaştırılmasını beklemek yerine bu subayların onu, darbeyle uzaklaştırmalarında aceleci kılan şey nedir? Sonra bu, bölgesel olarak mı gerçekleşmiştir yoksa bunun ardında uluslararası bir odak var mıdır? Şayet varsa bu odak kimdir. Allah sizi hayırla mükafatlandırsın.
|
|
[2012-03-11] :: 22.02.2012’de Rusya Devlet Başkanı, Rus gaz şirketi “Gazprom’a”, Türkiye karasularından Avrupa’ya yıllık olarak 63 milyon metre küp oranında gaz taşıyacak olan “Güney Akım” boru hattını döşemeye başlama talimatını vermiştir. Bundan daha önce de, yani 28 Aralık 2011’de Batı tarafından desteklenen “Nabucco” boru hattı projesine rakip ve alternatif bir proje olarak görülen “Güney Akım” boru hattı projesine izin veren bir anlaşma imzalanmıştı… Bunu kesin bir şekilde reddeden ve bunun yerine “Nabucco” projesini kabul eden Türkiye’yi, Rus “Güney Akım” projesini kabul etmeye iten şey nedir? Bu, Rusya ile arkasında Amerika’nın olduğu Türkiye arasındaki bir anlaşmadan mı ibarettir? Şayet böyleyse, bu nasıl olmaktadır?
|
|
[2012-03-09] :: Türkiye Hükümeti Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs konusu hakkında yetkililerle görüşmek için gittiği İngiltere ziyareti esnasında “Kıbrıs” Gazetesi muhabiriyle yaptığı bir söyleşide şöyle bir açıklamada bulunmuştur: “Kıbrıs’ta çözüm için her opsiyon masada. Çözüm iki liderin uzlaşacağı bir ‘birleşme’ formülü olabileceği gibi, iki liderin uzlaşarak ayrılıp ‘iki devlet’ şeklinde ya da KKTC’nin Türkiye’ye bağlanması da mümkün olabilir. Bütün bu opsiyonlar masada, ama umuyoruz ki (gönlümüzden geçen de budur) Kıbrıs’taki iki devletin tek bir çatı altında birleşmesi ile iki tarafın huzur içinde yaşaması güven altına alınsın.” Ancak Bakan, Türkiye’nin bir parçası olan Kıbrıs’ın bir bütün olarak Türkiye’ye ilhak edilmesi olan asıl çözümden bahsetmemiştir. Bu açıklamaların hakikati nedir?
|
|
[2012-01-16] :: Dün, yani 15.01.2012 Pazar günü, OPEC [Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü]’nün İran Elçisi Muhammed Ali Hatîbî, Avrupa Birliği’nin ambargo uygulamaya başlaması halinde İran’ın petrol tedariklerini piyasaların telafi etmesi hususunda körfez ülkelerini uyarmıştır. Ayrıca İran “Doğu” Gazetesi’nde geçtiği üzere şunu da eklemiştir: “Ülkesinin yasaklı tedariklerini, piyasaların telafi etmesinin tahmin dahi edilemez sonuçları olacaktır!” Yine aynı gün, İran resmî haber ajansının aktardığına göre İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, Amerika Birleşik Devletleri’nin Hürmüz Boğazı bağlamında İran’a bir mektup teslim ettiğini açıklamıştır. Bunun öncesinde de, yani 28.12.2011’de İran, uluslararası yaptırımların kendine yönelik baskısına bir cevap olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulunmuş ve bölgede deniz tatbikatı yapacağını açıklamıştır. Nitekim o, farklı boyut ve türlerde füzeler fırlatarak başarılı bir denemede bulunmuş oldu. Gerçekten İran, Hürmüz Boğazını kapatma hususunda ciddi midir? İran’ın, kendisine karşı ciddi bir savaşın açılması korkusu var mıdır? Mevcut dünya şartları, bu gibi bir savaşa izin verir mi?
|
|
[2012-01-01] :: Irak başbakanı Nuri El-maliki Cumartesi günü 31/12/2011’de Irak’ın Amerikan güçlerinin çekilmesini kutladığını açıkladı. Daha önce Amerika’nın çekilmesinden sonra Irak’ın durumunu görüşmek üzere Maliki 12/12/2011’de Amerika’ya iki günlük ziyarette bulunarak devlet başkanı Obama, yardımcısı ve Irak sorumlusu Bayden ve dışişleri bakanı Clinton ile görüşmüştü. 15/12/2011’de de Amerikan savunma bakanı Leown Banette, Amerikan güçlerinin Irak operasyonunun sona ermesiyle alakalı kararın uygulanacağını açıkladı. Bu münasebetle karar; Bağdat havaalanında küçük bir tören düzenlenerek Amerikan bayrağı indirilip yerine Irak bayrağı dalgalanarak kutlandı. Bu kutlamalar hakkında görüş nedir? Ve Amerika gerçekten Irak’tan tam olarak çekildi mi? İstediği hedefleri gerçekleştirmede başarısız mı oldu, yoksa Irak’ta kurmak istediği nüfuzu gerçekleştirip faal bir güç ve tek bir devlet olarak Irak’ı yok ederek etkisiz hale getirdi mi? Bir de seçim için çekilmenin Obama’ya bir faydası var mı?
|