Siyasi Tahliller 1432 - 2011

[2011-11-15] ::  Soru: 12.11.2011 akşamı İtalya başbakanı Silvio Berlusconi ve ondan üç gün öncede 09.11.201 akşamı George Papandreou ülkelerinde etkili olan finansal ekonomik ve borç krizinden dolayı istifa ettiler. Ve, bu iki ülkenin parlamentosunda tasarruf tedbirlerini geçirmelerinden sonra gerçekleşti ki bu tedbirler için iki ülke de IMF'nin gözetimi altına girdiler ve "Avrupa Kurtarma Planı'nın olarak adlandırılan planın bir parçası olan tedbirleri uygulamakla yükümlendirildiler. Son günlerde tepkiye neden olan bu iki ülkenin krizlerinin yanında onlara benzer iki senedir devam eden İrlanda, Portekiz ve İspanya'da da potansiyel krizler mevcuttur. Borç krizi Avrupa Birliği ve Euro bölgesinin en önemli ülkelerinden biri olan Fransa'yı da germeye başlamıştır. Buna ek olarak enteresandır ki Euro bölgesinde düşüşlere neden olabilecek krizler yaşanıyor.
Euro'nun geleceğinin yanı sıra, Avrupa Birliğini oluşturan 27 asıl üyenin ve AB'ye üye olmak için bekleyen 17 ülkeyi de kapsayan bölgede krizlerin etkisi ne ölçüdedir? Bu kriz bunun da ötesine giderek Avrupa Birliği'nin geleceğini etkiler mi? 
Ayrıca bu krizin İngiltere'nin (ki o Avrupa Birliğinin üyesidir ancak Euro bölgesinin dışındadır) yanı sıra diğer büyük dünya devletleri, Amerika, Rusya ve Çin'in üzerinde bir etkisi var mıdır?
 

OKU / İNDİR

[2011-08-22] ::  Soru: Pakistan’lı News gazetesi Pazar akşamı 21/8/2011’de Ordu Komutanı General Eşfak Kayani’nin şöyle dediğini aktardı: ‘Hükümet kendisinden istediği takdirde Karaçi kentinde siyasi ve etnik şiddet eylemlerini durdurmak için Pakistan ordusu olarak yardım etmeye hazırdır.’ Bu işin gerçeği nedir? Gerçekten de ordunun müdahalesine şehrin ihtiyacı var mıdır? Halbuki bu tür işler ordunun değil polisin işidir. Yoksa bu müdahele başka amaçlar için midir?
 

OKU / İNDİR

[2011-07-31] ::  Soru-1: 29/07/2011 tarihinde Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’le birlikte kara kuvvetleri komutanı Erdal Ceylanoğlu, deniz kuvvetleri komutanı Eşref Uğur Yiğit ve hava kuvvetleri komutanı Hasan Aksay görevlerinden istifa ettiklerini açıklayarak emekliliğe sevk edilmelerini istediler. Bunlar komuta liderliğinin en üst mertebesindedirler. Bunlarla birlikte istifasını açıklamayan jandarma kuvvetleri komutanı Necdet Özel de bulunuyordu. Daha sonra orgeneral Necdet Özel’in hem kara kuvvetleri komutanlığına hem de genelkurmay başkan vekili olarak görevlendirildiği açıklandı. Bunun itici faktörü nedir? Acaba yetkiler üzere ordu ile hükümet arasında cereyan eden çatışma olan yerli bir neden mi, yoksa devletlerarsı çatışma olan bir neden mi? Ve bu istifalar sonucunda beklenenler nedir?

Soru-2: Cuma günü 22/7/2011 tarihinde Oslo’nun Ütoya adasında 90 kişinin öldüğü ve çok sayıda yaralı olduğu patlamalar meydana geldi. Fanatik sağ olarak bilinen nasrani bir norveç vatandaşı bu saldırıyı düzenlediğini itiraf etti...norveç dışişleri bakanı ise saldırıyı ikinci dünya savaşından sonra en büyük milli katliamı olarak nitelendirdi...
Bu olaya iten faktör nedir? Suçlamaların nasrani ve fanatik sağ olduğu açığa çıkmadan önce hemen Müslümanlara yöneltilmesi neye delalet ediyor? Patlamalrı düzenleyen kişinin müslüman olmadığı gerçeğinin zuhur etmesi Müslümanlara olan kin azaldı mı, yoksa genel olarak batıda bunun kökleri derinlikte olan bir kin mi?
 

OKU / İNDİR

[2011-05-04] :: Gerek Amerika gerekse Pakistan tarafından yapılan açıklamlar olsun Bin Ladin'e yönelik menfur suikast operasyonu hakkındaki haberler birbiriyle çelişmektedir… Zira bu açıklamlardan bir kısmı bu operasyonun Pakistan rejiminin bilgisi dahilinde ve işbirliği içerisinde yapıldığını ifade ederken diğer bir kısmı ise bunu tamaman veya kısmen yalanlamaktadır… Bu meseleye ilişkin görüşün beyan edilmesini rica ediyoruz. Şayet işbirliği içerisinde yapıldıysa bu, operasyonun sıfır saatinin, Pakistan rejimi ile istişare edilerek belirlendiği anlamına mı gelmektedir? Allah, sizleri hayırla mükafatlandırsın.

 

OKU / İNDİR

[2011-03-11] :: Yaşanan olaylarla ilgili net olmayan birtakım hususlar var:

1- Mısır ve Tunus'taki olayların kendiliğinden başladığını öğrendik ve bunları mübarek olarak nitelendirdik. Aynı şekilde Libya ve Yemen'deki olaylar da büyük kitlesel hareketlenmeler şeklinde başladı. Neden ayaklanan "başkaldıran" insanlar, Tunus ve Mısır'da rejimi güzelleştirme operasyonları ile yetindiler. Zira "başkaldıran" insanlar, sanki raundu kazanmış gibi bir görüntü ortaya çıktığı halde rejimin "yapısı" olduğu gibi kaldı. Hatta Mısır ve Tunus'ta rejimin yapısı hiç değişmedi?

2- Aynı şekilde Tunus ve Mısır'da işler hızla belli bir noktaya ulaştı. Ancak ayaklanma "dalgası", Libya ve Yemen'e sıçrayınca mesele uzadıkça uzadı. Bu farklılığın nedeni nedir?

3- Ayrıca medya organları, geçen son üç gün içerisinde ve hala Avrupa'nın [İngiltere ve Fransa] önemle Libya'ya müdahale edilmesi üzerinde durmalarından, Libya üzerinde uçuşa yasak bölge projesine hazırlanmalarından ve Amerika'nın buna temkinli yaklaştığından veya tereddüt ettiğinden bahsetmektedir! Nitekim Fransa, 09.03.2011 günü Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ni tanıdığını ve Avrupa Birliği'ni de tanımaya çağırdığını açıkladı. Avrupa Birliği ise bugün, yani 11.03.2011 günü Ulusal Konseyi tanımaya yakın olan Brüksel'de yaptığı olağanüstü toplantısında Ulusal Konseyi, resmen muhatap taraf olarak kabul etti ve Kaddafi'nin derhal gitmesini istedi… Bu sırada Amerika ise yaşanan olayları kendi çıkarları için istismar etmesi ve İngiliz nüfuzunun yerine geçmesi için bunun kendisi açısından bir fırsat olması beklenirken Avrupa gibi istekli görünmedi… Peki, neden Avrupa, müdahale etmeye Amerika'dan daha çok istekli görünmektedir?

4- "Başkaldıran" insanlar hakkında ne dersiniz? Açıkça kanlı ve şerir bir yöntem benimseyen ve Libya'yı cehennem ateşine çevireceğini söyleyen silahlarla donanımlı Libya tagutu karşısında direnebilecekler mi?

Bu hususları açıklamanızı rica ediyoruz. Allah sizleri hayırla mükafatlandırsın.

 

OKU / İNDİR