Siyasi Tahlil

 

بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم

 

Soru: Sarkozy’nin, gerek özelleştirme politikası ve vergi reformu gibi iç siyâsete ilişkin olsun, gerekse Amerika ile ilişkiler gibi devletlerarası siyâsete ilişkin olsun, seçim kampanyası esnâsındaki ve sonrasındaki açıklamalarından, Chirac’tan farklı bir yönelimde bulunacağı mülâhaza edilmektedir. Bu yönelim, Fransa’nın iç durumunun istikrârı ve kezâ devletlerarası merkezinin güçlenmesi yada zayıflaması üzerindeki etkisi nasıl olur?

 

Cevap: Yeni Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin bu siyâsî yönelimi, Fransa’nın dünya çapındaki konumunu zayıflatacağına işâret etmektedir. Bu, aşağıdaki sebeplerden ötürüdür:

 

1.    Dış politika değerlendirmesinde Amerikan-İngiliz yoluna eğilimini açığa vurması Fransa’yı, rekâbetten daha çok Amerika’ya ve İngiltere’ye bağlanmaya iyice yaklaştıracaktır. Nitekim Sarkozy, Amerikalılara özenti yolunda Ulusal Güvenlik Konseyi kurmaya girişti ve başkanlığına da Birleşik Devletler’e yakınlığı ile tanınan bir şahıs atadı.

Amerikan tutumuna karşı “huysuz” ve Amerikan politikasına inatlaşan Fransız tutumu, Fransa’yı kuvvet, bağımsızlık ve dış politikasında mülâhaza edilen bir devletlerarası konum kazandırmıştı. Fransızların, Amerikalılar ile İngilizlere yakınlaşması ise, Fransa’yı dünya karşısında Amerikan bağımlısı haline getirecektir. Onun bu bağımlılığı, İngiltere’nin bağımlılığı gibi de olmayacaktır. Nitekim İngiltere, kendisini bu role on seneden beri uyarlamış ve bu rolü oynamada ve olabildiğince fazla kazanım elde etmede deneyimli hale gelmiş durumdadır. Dolayısıyla Fransa’nın bu bağımlılığı, -Amerika’dan bağımsızlığı ve uzaklaşmışlığı sayesinde elde ettiği mevcut kazanımlarına kıyâsen- ona kazanımlar elde ettirmeyecektir.

 

2.    Sarkozy’nin, Fransa’ya daha fazla ekonomik kazanımlar sağlayacağı zannıyla, Amerika’nın ötekilere üstünlük sağladığı küreselleşme akımına uyarlanma girişiminde devlet sektörlerine yönelik özelleştirmeleri artırma eğilimi vardır. Oysa bu özelleştirmeler, kontrollü ekonomi ile pazar ekonomisini mezcetmiş Fransız ekonomisini zayıflatacaktır. Fransız ekonomisinin bütünüyle pazar ekonomisine dönüştürülmesi ise, Fransa’nın devlet denetiminde olan endüstriyel üstünlüğünün erimesine yol açacak ve Fransız ekonomisini daha zayıf bir konuma düşürecektir.

 

3.    Sarkozy’nin peşinde olduğu, vergi refomlarına, çalışma saatlerinin artırılmasına ve sağlık güvencelerine verilen sübvansiyonların azaltılmasına yönelik politikalar, çoğu Fransızın devlet desteğini kaybetmesinden ötürü öfkelenecek olan Fransız kamuoyunu aleyhte kışkırtacaktır ve bu da Fransa’da karışıklıkların ve istikrarsızlığın artması ile sonuçlanacaktır. Görünen o ki bu politika sonucunda erişeceği ekonomik büyüme, bu politika sonucu beklenen iç istikrarsızlık sebebiyle uğradığı kayıplara denk olmayacaktır.

 

4.    Sarkozy’nin İçişleri Bakanı iken azınlıklara, bilhassa İslâmî olanlara karşı politikasında sertleşmesi ve göç politikasını şiddetlendirmesi, şehir banliyölerinde birçoklarının öfkesini kabartmıştır. Nitekim yapılan gösterileri ve yakılan araçların görüntülerini hepimiz gördük ki bu, banliyölerde meydana gelenlerin âdeta, Fransa gibi gelişmekte olan bir devlette değil de, büyümekte olan bir devlette meydana geldiği intibâı veriyordu.

 

Sarkozy’nin politikaları İçişleri Bakanı iken Fransa için böylesine korkunç bir karmaşaya yol açmışsa, Sarkozy Cumhurbaşkanı olunca durum nasıl olur?

 

    H. 05 Cumâde’l Ûlâ 1428
    M. 22 Mayıs 2007

 

 

Bu Siyasi Tahlili İndirmek İçin Lütfen Tıklayınız!