- Basın Açıklaması - Sudan Kadınlarının Londra Olimpiyatlarına Katılması Hükümetin Alnındaki Bir Utanç Lekesidir
2012 olimpiyat köyü Londra olimpiyatlarına katılan Sudan misyonu kapsamında Sudan’dan iki bayan da bu olimpiyattaki kadın faaliyetleri dahilinde yüzme ve koşu faaliyetlerine katılmışlardır.
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti (Kadınlar Kısmı) olarak, kızlarımızın bu katılımı bağlamında deriz ki:
Birincisi: Fasit Batı hadaratı sistemi dahilindeki kadın sporu, şeri olarak haram sayılmaktadır. Çünkü bu, kadınların erkeklerden ayrılmalarına ve onların şeriatın onayladığı bir ihtiyacın dışında bir araya gelmemelerine hükmeden İslam hadaratı mefhumlarıyla çelişmektedir. (Zira şeriat, spor uygulaması için kadınların erkeklerle bir araya gelmelerini onaylamamaktadır.) Bir araya gelmenin de ötesinde burada kadın, İslam’ın belirlediği şeri elbiseye uymayarak açık ve çıplak bir şekilde görünmektedir.
İkincisi: Kadınların bu olimpiyatlara katılması, bütün fiil ve sözlerinde gece gündüz şeriata muhalefet ettiği bir sırada sanki Allah’ın şeriatıyla hükmediyormuş gibi ortalığı velveleye veren bu hükümetin alnındaki bir utanç lekesidir. Dahası o, İslam’ın onayladığı şekilde kadını korunması gereken bir namus olarak görmediği gibi bilakis onu, Batı hadaratının istediği şekilde bir meta olarak görmektedir. Böylece o, kadının meseleleri ve haklarıyla şeriatın garantilediği şekilde ilgilenmemektedir. Ancak o, önemsiz şeylerle ilgilenerek kafir Batı’ya kur yapmak için Müslüman kadının yaşamına bu gibi yabancı eğlenceleri dahil etmektedir.
Üçüncüsü: Olimpiyat olarak adlandırılan bu Batı Roma geleneğine hayranlık duyulması, İslam ülkelerindeki hükümetlerin ve rejimlerin, karış karış ve adım adım Batı hadaratını takip ettiklerini göstermektedir. Nitekim Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], ne kadar da doğru söylemiştir:
لَتَتْبَعُنَّ سَنَنَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ شِبْراً شِبْراً، وَذِرَاعاً بِذِرَاع،ٍ حَتَّى لَوْ دَخَلُوا جُحْرَ ضَبٍّ تَبِعْتُمُوهُمْ. قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللَّه،ِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى؟ قَالَ: فَمَنْ “Şüphesiz siz, sizden öncekileri karışı karışına, arşı arşına takip edeceksiniz. Hatta onlar kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz. Dedik ki: Yahudiler ve Nasraniler mi? Dedi ki: Başka kim olabilir ki!”
Organizatörleri İslam akidesinden beslenmeyen bu gibi saçma ameller, kadının heder olmuş onuruyla kaybolmuş haklarını geri iade etmemektedir. Zira Müslümanları Batılı hadaratın pençesinden kurtaracak ve onları yeniden kadının faziletin hakim olduğu toplumdaki yerini muhafaza eden İslam hadaratına bağlayacak olan sadece Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet Devleti’dir.
|
||||||