Danimarka Krallığı Başsavcılığı Frederiksholms Kanal 16 1220 Kopenhag K Tel: 33 12 72 00 / Faks: 33 43 67 10 -----------------------------------------------------------------------
Başsavcı – Sayfa / 1 - Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir’in Feshedilmesi / Lağvedilmesi İçin Hiçbir Dayanak Yoktur
Kopenhag / 19 Haziran 2008
İslâmi örgüt ”Hizb-ut Tahrir’in” feshedilmesi davasına yönelik hiçbir dayanak bulunmamaktadır. İşte bu, Başsavcının Adalet Bakanlığı’na göndermiş olduğu yeni tutumunda ulaştığı sonuçtur.
Başsavcının değerlendirmesine göre, söz konusu örgütün yasa-dışı bir gaye için çalıştığına veya kanuna aykırı araçlar kullandığına dair hiçbir delil bulunmamaktadır. Bunun içindir ki feshedilmesi için, yani “Hizb-ut Tahrir’in feshedilmesi” için anayasaya göre mahkemede dava açılması imkansızdır.
Başsavcı Jorgen Steen Sorensen şöyle demiştir: “İddia makamının, Hizb-ut Tahrir’in yasa-dışı bir gayeye sahip olduğu veya kanuna aykırı araçlar kullandığını kanıtlayacak bir delili yoktur. Bu örgütün, esasen uğrunda çalıştığı gaye, İslâmî beldelerde Hilâfet Devleti denilen olguyu kurmaktır ve bu, buna yönelik davetin yasal çerçeve içerisinde olması halinde haddi zatinde yasa-dışı bir şey değildir.”
Krallık avukatı ise, Hizb-ut Tahrir’in fikirlerini ve hedeflerini taşıyan bir örgütün Danimarka’da çalışabileceği fikrini pek çok insanın kabullenmemesine yönelik bir anlayışın varlığına dikkat çekmiştir.
Başsavcıya göre ise: “Şiddet veya yasa-dışı başka bir yol kullanmadıkça bir kimsenin, ideoloji açısından Danimarka toplumunun düzenine muhalefet eden örgütler adına çalışmasında kanuna aykırılık yoktur. Dolayısıyla yürürlükteki kanunlara göre, genellikle yargı otoritesinin radikal bakış açılarıyla mücadele etmeye hakkı yoktur. Bilakis bu, özgür tartışma ve kamuoyunun oluşmasına dönük bir konudur.”
Ayrıca şuna dikkat çekmiştir: Hizb-ut Tahrir Resmî Sözcüsü Fâdî Ahmed Abdullatîf hakkında ne iki yargı kararı vardır, ne de Hizb-ut Tahrir’in feshedilmesini talep etmeye yönelik ortaya bir dayanak koyan mevcut yeni bir bilgi vardır.
Krallık avukatı değerlendirmesinde Emniyet İstihabâratı ile Terörizm Analiz Merkezi’nin raporundan yardım istemiştir. Emniyet İstihbaratı, raporun güvenilir kaynaklara dayandığını ifâde edip raporda geçenleri teyit etmiştir. Krallık avukatının tutumu, Hizb’in feshedilmesi için dava açılmasına ilişkin bir dayanağın oluşmadığı sonucuna ulaşan 15.01.2004’te çıkan ile raporu tamamlayıcı niteliktedir.
Krallık avukatı, Emniyet makamlarının Hizb-ut Tahrir’in yasaklanmasını etkileyebilecek herhangi bir konuya ilişkin olarak sürekli şekilde kendisini bilgilerle destekleyecek şekilde yeni bir düzenleme belirlenmesine karar kıldığı gibi Yargıç da Emniyet İstihbaratı’ndan sürekli şekilde söz konusu örgüte ilişkin her türlü önemli bilgilerle kendisini bilgilendirmesini talep edecektir.
Başsavcı – Sayfa / 2
Başsavcı Jorgen Steen Sorensen şöyle demiştir: “Bundan maksat, yasaklama davası açılmasına ilişkin bir esas oluştuğu zaman bunun hakkında sürekli değerlendirme yapılmasıdır.” Başsavcının raporunun ulaştığı en önemli sonuçlar şunlardır:
· Krallık savcısının anlayışına göre, Danimarka’daki Hizb-ut Tahrir örgütünün yasa-dışı bir amaç taşıdığı, şiddet veya yasa-dışı herhangi bir araç kullandığı hakkında delil sunulabilmesi itibarına yönelik hiçbir dayanak bulunmamaktadır.
· Hizb-ut Tahrir Resmî Sözcüsü aleyhindeki iki yargı kararı ve diğer mevcut bilgiler, krallık avukatının anlayışına göre yasaklama davası açılmasına ilişkin bir esas oluşturmamaktadır.
· Bilgilerin aktarılması için yeni bir düzenlemenin oluşturulması: Krallık avukatı, bugünden itibaren kesintisiz şekilde Emniyet Makamları ve Emniyet İstihbaratı’ndan örgütün yasaklanması konusunda öneme haiz olabilecek herhangi bir durum hakkında bilgi alacaktır.
Anayasanın 78. maddesi şöyledir:
Vatandaşlar, ön izin almaksızın herhangi bir gaye için örgüt kurma hakkına sahiptirler.
- İkinci Fıkra: Şiddet uygulayan yada şiddet kullanmak veya şiddete yada muhalefet edenlerin cezalandırılmasını gerektiren yasa-dışı benzeri şeylere teşvik etmek yoluyla amaçlarına ulaşmaya çalışan örgütler, yargı kararıyla feshedilirler.
- Üçüncü Fıkra: Devlet yürütmesi yoluyla hiçbir örgüt feshedilemez ve bir örgütün yasaklanması, bu örgütün feshedilmesi amacıyla yargıya dava açılması koşulu ile mümkündür.
- Dördüncü Fıkra: Siyâsî örgütlerin feshedilmesi davalarına, herhangi özel bir izin almaksızın ülkedeki en yüksek yargı organına taşınması fırsatı verilmelidir.
- Beşinci Fıkra: Hukukî fesih yaptırımları, hukukî mevzuatlar şeklinde belirlenir.
Krallık avukatının, Hizb-ut Tahrir hakkındaki Adalet Bakanlığı’na yönelik raporunun tamamı, aşağıdaki internet sitesinden okunabilir:
http://www.rigsadvokaten.dk/media/dokumenter/Pressemeddelelse__HuT_08.pdf
Daha fazla bilgi ve randevu için İddia Makamı İletişim Bürosu Müdürü Mikkel Thastum ile bağlantı kurulmalıdır. Tel: 25 12 61 48
|
Bu Makaleyi İndirmek İçin Lütfen Tıklayınız!
|
|