08
Nisan 2009
PSİKOLOJİK
HARP TEKNİĞİ
ETÖ'nün şoke eden sızma planları - İZLE
Ergenekon'da ikinci iddianame, ETÖ'nün Hizb-ut Tahrir
Terör Örgütü’nü darbe sürecinde kullanma planlarını
deşifre etti.
İddianameye göre Ergenekon Terör
Örgütü, 2005 yılında Fatih Camii'nde Hizb-ut Tahrir
tarafından gerçekleştirilen ve hilafet çağrısı yapılan
eylemle bağlantılı... Ergenekon, sonraki yıllarda da
Hizb-ut Tahrir'e muvazzaf subaylar ile sızmaya çalışmış.
Darbe sürecini adım adım
planlayan ETÖ'nün, 28 Şubat sürecinde uygulanan ve sonuç
da alınan psikolojik harp tekniklerini 2003 yılından sonra
yeniden sahneye koyduğu anlaşılıyor. 28 Şubat sürecinde
Aczimendilerle hayli yol alan cuntanın, son darbe
planlarında Hizb-ut Tahrir Terör Örgütü'nü kullandığı
görülüyor.
Türkiye'de varlığı bilinen ancak 2 Eylül 2005 tarihine
kadar en küçük bir kitlesel eylemde bulunmayan, sessiz ve
derinden faaliyet yürütmeyi tercih eden Hizb-ut Tahrir
Terör Örgütü, bu tarihte birden bire yüzeye çıkıyor ve
Fatih Camii'nde açıktan "hilafet çağrısı" yapıyordu.
Eylemin yapılış şekli ve zamanlaması, 28 Şubat sürecinde
sokaklara dökülen grupları hatırlatıyordu.
TELEFONLARI ETÖ
SANIKLARINDA ÇIKTI
Ergenekon
İddianamesi'ne giren belgeler Hizb-ut Tahrir'in niçin
böyle bir eylem yaptığına dair önemli ipuçları veriyor.
2005 yılında Hizb-ut Tahrir üyesi olarak eyleme katılan
Mustafa Türker Güven, Sedat Temiz, İsmail Görpüz, Bayram
Akın, Kirami Küçükada ve Uğur Kankur'un telefonları
Ergenekon sanıkları Kuddusi Okkır, Emekli Binbaşı Fikret
Emek ve SESAR Başkanı İsmail Yıldız'da kayıtlı çıktı.
Deliller Ergenekon'un
Hizb-ut Tahrir'i taşeron olarak kullanma çabasının
ilerleyen süreçte de devam ettiğini gösteriyor. 2.
İddianameye giren delillere göre, ETÖ bizzat muvazzaf
teğmenleri kullanarak örgütü ele geçirmeye çalışıyor.
Deliller Ergenekon
sanıkları muvazzaf teğmenler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan
Çalıkuşu'nun Hizb-ut Tahrir üyesi Süleyman Solmaz ile
tanışarak örgüte sızdığını gösteriyor.
KEMAL AYDIN:
BENİM ÖZEL KUVVETLERİN HİZBUTTAHRİR'İN BELGELERİNİ FALAN
FİLANI TOPLADILAR VALLA.
DURMUŞ ALİ ÖZOĞLU:
MEHMET ALİ Mİ BECERDİ BU İŞİ O ÇOCUK VALLA GELECEĞİN
GENELKURMAYI.
Süleyman Solmaz ile
ilgili iddianamede bulunan bölüm, iç içe geçmiş karanlık
ilişkiler ağını deşifre ediyor. İddianamede, teğmenlerin
Süleyman Solmaz'la birlikte her hafta Hizb-ut Tahrir
sohbetlerine katıldığı anlatılıyor. Örgütle teğmenler
arasında köprü olarak neden Süleyman Solmaz'ın seçildiği
ise ilerleyen sayfalarda anlaşılıyor.
Bu noktada bir başka
isim, Süleyman Solmaz'ın eniştesi Mahmut Oğuz Kazancı
ortaya çıkıyor. Kazancı Hizb-ut Tahrir adına örgütsel
toplantıları tertip eden kişi olarak dikkat çekiyor. Ancak
onu iddianamede önemli yapan Kazancı'nın Emniyet
kayıtlarına göre 2 Eylül 2005 yılında Fatih Camii'ndeki
eylemi organize eden kişilerden biri olması.
Parçalar
birleştirildiğinde Hilafet eylemlerinin arkasında da
ETÖ'nün olduğu görülüyor. Nitekim 28 Şubat sürecinde
ortaya çıkıp vazifesini yaptıktan sonra kaybolan diğer
örgütler gibi, Hizb-ut Tahrir de bir kaç kere görünüp
kayboldu.
Kaynak:
http://www.samanyoluhaber.com/haber-145156.html
|