Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri

 

30 Mart 2009

Aksiyon.com.tr

Haşim Söylemez - h.soylemez@aksiyon.com.tr - Sayı: 747 - 30.03.2009

 Darbeciler sanık sandalyesinde

 

Ergenekon Davası’nın ikinci iddianamesinde savcı tarafından ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ mesajı veriliyor. Türkiye’nin darbe eşiğinden döndüğünün altı çizilirken; örgütün tanımı da değiştiriliyor: Ergenekon Silahlı Terör Örgütü…

 

Ergenekon Terör Örgütü davasıyla birlikte Türkiye’de yeni bir tarih yazılıyor. Karanlıkta kalmış birçok olay ve eylem üzerine ışık tutuluyor. Soruşturmayı yürüten savcıların Ergenekon Terör Örgütü’nü anlatırken deliller ışığında yaptığı değerlendirme, aslında sözün bittiği noktayı gösteriyor: “Bu yapı, temelde, Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin örgütün amaçları doğrultusunda istismarına, örgütün amaçları doğrultusunda netice vermeyen demokratik tercihlerin gayrimeşru sayılmasına ve sonuçlarına karşı açık veya örtülü cebri mücadele verilmesine dayalıdır.”

Danıştay saldırısı, Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atılması, TSK’ya sızılması ve örgüt mensuplarının kılık değiştirerek dinî cemaatlere ve örgütlere sızmasının, bilinen terör örgütü yöntemleriyle açıklanamayacağı vurgusu da yapılıyor iddianamede: “Ergenekon’u, ülkemizde bugüne kadar ortaya çıkarılmış terör örgütlerine bakarak değerlendirmeye çalışmak, sığ ve sonuçsuz bir çabadan öteye geçemeyecektir. Ergenekon’un eylemlerden sonra ankesörlü telefonla gazeteleri arayıp eylemi üstlenmesi ya da elinde kalaşnikofla kırlardan kentlere yürümek isteyen duygusal devrimcilerden oluşan kadrolara sahip olmasını beklemek devletimizin karşı karşıya olduğu tehlikeyi algılayamamış olmakla eş değerdir.”

Savcılar bu tanımla, Ergenekon yapılanmasının, yıllardır terör estiren PKK, Hizbullah, DHKP-C gibi örgütlerden daha tehlikeli ve sinsi olduğunu anlatmaya çalışıyor. Uzun namlulu tüfekten el bombasına kadar her türlü silahın örgütün amacı doğrultusunda kullanıldığı veya saklandığı da vurgulanıyor. Silahların çeşitliliği ve miktarının, TBMM ve hükûmet organlarını cebren ortadan kaldırma veya çalışamaz duruma getirme hedefini gerçekleştirmeye yeterli olduğu da iddianamedeki önemli ayrıntılardan biri. Bu yönüyle Ergenekon, ikinci İddianame’de gerçek manada tüm boyutlarıyla ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Anayasa’da belirtilen Cumhuriyet’i koruma görevinin meşru devlet organlarına ait olduğu vurgusunun da yapıldığı iddianamede, söz konusu yapının bu organları yok saydığı belirtiliyor. Oluşturulan paravan doktrin doğrultusunda, benimsemiş olduğu terör yöntemlerini kullandığının da altı çiziliyor. İddianamenin omurgasını, darbe planları ve bu yolda yapılanlar oluşturuyor.

İşte, bu değerlendirmeler ışığında Ergenekon Terör Örgütü davasında hazırlanan ikinci iddianame için bir nevi ‘taş gediğine kondu’ demek mümkün. ‘Böyle dava mı olur?’, ‘Bunlar mı darbe yapacaktı?’, ‘Her suçu çoğu emekli bu yaşlı insanlar mı işledi?’ gibi sorularla kamuoyunun kafası karıştırılıyordu. Ergenekon her ne kadar büyük bir dava ve bir temizlik harekâtı olsa da bazı kesimlerin kafasını karıştırmaya, ‘Acaba?’ sorusunu sordurmaya başlamıştı. Ancak yeni iddianame bütün kafa karışıklarını giderecek nitelikte. İddianamenin en önemli özelliği; net, yalın ve büyük bir titizlikle hazırlanmış olması. İlk iddianame ile ikincisi arasında ciddi farklar var. Bu farklar aynı zamanda davanın ne kadar büyük olduğunu da ortaya koyuyor.

Darbe planlarından dolayı ‘Paşalar İddianamesi’ olarak da isimlendirilen ve 1913 sayfadan oluşan metinde, Ergenekon’un nasıl bir yapı olduğu ve siyasi amacı netleştiriliyor. Önceki iddianamede yer alan Ergenekon (örgütün ana temasını içeren asıl belge), Lobi, Analiz, Örtülü Faaliyetler, Birleşik Komün, Reaksiyon, Gözlem-Analiz, Fundamentalist, Naylon Terör Örgütleri, Kemalist Hareket, Uluslararası Güvenlik Şirketleri, Şirket ve Köstebekler, Ulusal Program-2000 gibi örgüte ait ana dokümanlar sağlam delillerle bütünleştiriliyor. Belgelerin içi doldurularak örgütün profili çiziliyor.

Bu arada savcılar, Ergenekon’da önemli bir tarif değişikliğine de gitmiş. Eski özel harekâtçı İbrahim Şahin’in krokilerinden yola çıkılarak silah ve cephaneliklerin tespiti ve örgütün silahlı kanadının ortaya çıkarılması bu değişikliği zorunlu kılmış. Yeni iddianamede Ergenekon Terör Örgütü’nün adı ‘Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’ olarak değiştirilmiş. Yeni tanım, bu yapının klasik bir terör örgütünden farklı olduğunu gösteriyor.

20 Temmuz’da görülecek olan ilk duruşmada eski generaller sivil hâkim karşısına çıkacak. Ve Türkiye’de ilk kez darbe girişimi ve bu girişimde bulanan asker ve sivil kökenliler sivil bir mahkemede yargılanacak. İddianamede eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ve eski 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon’un görevdeyken içinde bulunduğu ‘Ayışığı’, ‘Sarıkız’, ‘Yakamoz’ ve ‘Eldiven’ isimli darbe planları var. ‘Eldiven’in devamında ise bir alternatif plan olan ‘Demiryumruk’ adlı projeden de söz ediliyor.

Darbe ile ilgili olarak iddianamede Eruygur ve Tolon’un, devlet idaresini ele geçirmek için planlar yaptığı ve bu planları uygulamaya koyduğu vurgusu yapılıyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün demokratik tutum ve davranışlarının kendilerine ciddi engel olduğunu düşünerek Özkök’ü istifa ettirmeyi, daha sonra da Aytaç Yalman’ı geçici olarak Genelkurmay Başkanlığı’na getirmeyi planladıkları belirtiliyor. ETÖ yöneticisi sanık Hurşit Tolon’u Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, Eruygur’u Genelkurmay Başkanlığı’na getirmeyi planlandıkları da anlaşılıyor. Şener Eruygur’un komutanlığını yaptığı Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde darbe çalışmaları için ekip oluşturulduğu, teknik dinlemelerin başına Albay Hasan Atilla Uğur’un, İstihbarat Daire Başkanlığı’na Levent Ersöz’ün getirildiği belirtiliyor. Eruygur ve Tolon’un, planladıkları darbeyi gerçekleştirmek üzere, öncelikle dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ile temasa geçtikleri de tespit ediliyor. Darbeciler, “AK Parti ülkeyi geriye götürüyor, laikliği ortadan kaldıracak uygulamalara gidiyor ve bu amaçla kadrolaşıyor” söylemlerini kullanarak ‘ülkede darbe yapılmasından başka çare yok’ düşüncesini oluşturmaya çalışmış. Söz konusu hazırlıkların seçimin hemen akabinde başlaması, gerekçelerin bahaneden ibaret olduğunu gösteriyor.

Sanıklardan ele geçirilen dijital bilgilere göre Şener Eruygur, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde ‘Cumhuriyet Çalışma Grubu’ ismiyle darbe teşebbüsünü organize eden ve muvazzaf askerlerden oluşan bir grup kuruyor. Alternatifli olarak hazırlanan dört plana ‘Sarıkız’, ‘Ayışığı’, ‘Yakamoz’ ve ‘Eldiven’ kod isimleri veriliyor. İncelendiğinde ‘Sarıkız’, darbeye zemin oluşturmak adına yapılması gereken faaliyetleri, ‘Ayışığı’ ve ‘Yakamoz’ darbenin icra safhasını içeriyor. ‘Eldiven’de ise darbe sonrası yapılacak faaliyetler sıralanıyor. Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek tarafından kaleme alındığı tespit edilen günlük notlarında yer alan ‘Sarıkız’ kod adlı darbe planı şöyle özetleniyor: “Rektörlerle temasa geçilip üniversite öğrencileri sokağa dökülecek. Dernekler ile temas edip onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik. Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık.” Levent Ersöz’ün istihbaratçısı Yüksel Dilsiz’in hazırladığı ve Şener Eruygur tarafından Bursa’dan alınan ‘Rüzgâr-001’ kod adlı eylem planları bu süreçte devreye sokulacaktı.

Dönemin Kuvvet Komutanları Aytaç Yalman, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına’nın hazırlanan plan ve eylemlere iştirak ettikleri; ancak Ağustos 2004’te Şener Eruygur’un emekli olmasını müteakip, bu yönde herhangi bir çalışma ve eylemin tespit edilemediği de iddianamede belirtiliyor. Örnek, Yalman ve Fırtına’nın sorgulanabileceği ifade ediliyor.

İddianamede ‘Ayışığı’nın darbenin ilk aşamasını oluşturduğuna da yer veriliyor. Hedef, “Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün emekliye ayrılması ya da etkisiz hâle getirilmesi, azami sayıda milletvekilinin Başbakan Erdoğan’ı terk etmesinin sağlanması, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin uzatılması.” şeklinde açıklanıyor. Eruygur’dan ele geçirilen CD’ler içerisinde Power Point sunumu olarak ‘Yakamoz’ kod isimli darbe planının bulunduğu belirtiliyor. Bunun darbenin ikinci aşamasını oluşturduğu noktası üzerinde duruluyor. Yine ‘Eldiven’ kod isimli darbe planı da Eruygur’a ait CD’ler içerisinde Power Point sunumu olarak ele geçiriliyor. ‘Eldiven’, darbe gerçekleştirildikten sonra yapılacakları içeriyor: “Dâhili mutabakatın sağlanması, cumhurbaşkanı mutabakatının sağlanması, yıpratma, hazırlık ve geçiş, TSK Türk halkı projesi, yeni kuvvetlerin oluşturulması, ülkeyi idare etme sistemin düzenlenmesi.”

İddianamede, Eruygur’un, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yerine Kara Kuvvetleri Komutanı olmak için daha önceden yıpratma operasyonu başlattığı da belirtiliyor. İddianamede bu sinsi operasyon şöyle özetleniyor: “Darbe planlayıcısının baş aktörlerinden olan dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener Eruygur, planladığı darbeyi daha sağlıklı gerçekleştirebilmek için bir taraftan da Kara Kuvvetleri Komutanı olmayı planlamış ve bu nedenle de normal hiyerarşi içerisinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na gelecek olan Mehmet Yaşar Büyükanıt’ın önünü kesmek için yıpratmaya ve sindirmeye yönelik ciddi çalışmalar yaptırdığı belirlenmiştir.”

Bu nedenle Eruygur’un başkanlığını yaptığı ADD Genel Merkezi binasında ele geçirilen 5 nolu CD’de “ORG. BÜYÜKANIT” isimli klasörden çıkan bilgilere göre, Büyükanıt’a ait sağlık raporları, kullandığı ilaçlar, ailevi bilgiler, dostlarıyla ilgili kişisel bilgiler, kardeşi Mednan Büyükanıt’ın öldürülmesi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma evrakları, kooperatif bilgileri ve bazı kişisel bilgiler bulundu. Aynı bilgi ve belgeler Hurşit Tolon’un Çankaya’daki evinde ele geçirilen ‘ELBA marka, ALI0043’ seri numaralı CD içerisinde olduğu da tespit ediliyor.

Ergenekon sanığı Hurşit Tolon’dan ele geçirilen dijital verilerde çok sayıda siyasi, bürokrat, gazeteci ve askere ait kişisel bilgiler olduğu tespit ediliyor. Bu fişlemeler arasında eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, AK Parti kurucusu iş adamı Cüneyt Zapsu, Egemen Bağış, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in siyasi ve dinî görüşleri, ırki kökenleri ve kişisel bilgileri yer alıyor. Ayrıca AK Parti’nin 365 milletvekili ile ilgili çeşitli dosya ve bilgiler de bulunuyor. Bazı valiler, kaymakamlar ve kamuda çalışan kişilere ait bilgiler de Tolon’un gizli CD’lerinde ortaya çıktı.

Ergenekon darbeye giden her yolu mubah saymış ve bu yolda yapılması gereken bütün hamleleri düşünmüş. Örgütün, 2002 seçimlerinden sonra AK Parti’ye yönelik kapsamlı bir çalışma başlattığı, partiyi parçalamayı hedeflediği de iddianamede yer alıyor. Abdüllatif Şener, Turhan Çömez ve Emin Şirin’in bu doğrultuda kullanıldığı belirtiliyor. Soruşturma kapsamında elde edilen delillere göre Ergenekon, milletvekilleri hakkında istihbarat raporları hazırlamış, bazılarıyla ilgili şantaj malzemeleri toplamış. Vekil transferleri için ülkenin gerilime sürüklenmesi ve AK Parti’ye güvenin sarsılması gerektiğini düşünen Ergenekon, gerekli gerilimi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çıkarmasını planlamış. Böylece milletvekillerinin korkup kaçması hedeflenmiş. 219 civarında milletvekilinin partiden kopmaya hazır olduğu, gerilim sayesinde sayının 250’ye çıkarılması öngörülmüş. AK Parti’yi parçalama çalışmalarına, emekli komutanların yanı sıra Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay da katılmış. Levent Ersöz ve İsmail Yıldız, AK Parti’ye alternatif olarak Genç Parti liderini düşünmüş. İkilinin Cem Uzan’la yaptıkları görüşmede Yıldız’ın, yerel seçimlerde AK Parti’nin yüzde 54 oy alabileceğini söylemesi üzerine Uzan’ın, “Paşam, paletleri bir çalıştırsanız aslında.” dediği iddianamede yer alıyor. Ayrıca iddianameye göre, Turhan Çömez özellikle AK Parti’nin kapatma davası sürecinde Ferda Paksüt ile irtibata geçmiş, ondan aldığı gizli ve stratejik bilgileri örgütün yöneticilerine ulaştırarak kamuoyunu yönlendirmeye çalışmış.

AK Parti’nin ardından Ergenekon, Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) de ele geçirmek için çalışmalar yürütmüş. MHP genel başkanlığına Prof. Dr. Ümit Özdağ’ı getirmek amacıyla yasadışı eylemler planlamış. Özdağ’ın MHP genel başkanlığına getirilmesi için kongreden 2 yıl önce (Kongre 2006’da) bizzat Veli Küçük tarafından gerekli çalışmaların başlatıldığı ve bu amaca ulaşmak için defalarca toplantılar yapıldığı tespit ediliyor. 18 Kasım 2006’da Ümit Özdağ partiden ihraç ediliyor. İddianamede konu şöyle özetleniyor: “ Ergenekon, MHP’ye genel başkan yapamadığı Özdağ’ı partiyi karıştırmak ve toplumda infial uyandıracak eylemler yapmak için kullanmayı planlamış, fakat alınan güvenlik önlemleri sayesinde istenmeyen olaylar engellenmiştir.”

Ergenekon’un CHP
’yi ele geçirmeye çalıştığı ve Deniz Baykal’ı Genel Başkanlıktan devirmeyi planladığı da yeni iddianamede ortaya çıktı. “Cumhuriyet Halk Partisi’ne Yönelik Yürütülen Faaliyetler” bölümünde örgütün 1999’dan bu yana CHP’nin ele geçirilmesi için bir dizi çalışma yürüttüğü ayrıntılı şekilde anlatılıyor. Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Tuncay Özkan ve Birol Başaran gibi sanıklardan ele geçirilen belge ve dokümanlarda Baykal’ın devrilmesi ve CHP’nin ele geçirilmesi gerektiği yönünde ilginç ayrıntılar yer alıyor. İddianamede özellikle örgütün CHP’yle ilgilenmekten vazgeçmediği, ana muhalefet partisini kontrol altına almaya çalıştığı ve yönlendirmek için faaliyetlerde bulunduğu delillerle ortaya konuyor. Bununla birlikte örgütün Tuncay Özkan’ı partinin genel başkanlığına getirmeye çalıştığı da anlatılıyor. Devamında ise örgütün CHP’nin milletvekillerine yönelik istihbarat çalışmaları yaptığı ve milletvekillerini fişlediği ele geçirilen dokümanlarda detaylı olarak ifade ediliyor.

Ergenekon, medyayı da yapılandırma çabasına girmiş. İddianamede medyaya ilişkin en önemli bölüm ‘medya yapılanması’ başlığını taşıyor. Bu bölümde Ergenekon’un medyaya ilişkin yapılanma hedefi açık bir biçimde ortaya konuyor. ‘Ulusal Medya 2001’, ‘Televizyon Analiz Yönetim ve Geliştirme Projesi’, ‘Kanal 6 Analiz Yönetim ve Geliştirme Projesi’ ve ‘Dergi Analiz Proje’ isimli dokümanların, örgütün medya planlarını oluşturduğu, bu iddianamede bir kez daha vurgulanıyor. Örgütün Cumhuriyet Gazetesi, Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal üzerinde gerekli reorganizasyon çalışmasını yaparak bunları hedefleri doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı, bununla yetinmeyip Hayrettin Ertekin vasıtasıyla o dönemde Business Channel’i kontrol altına almaya çalıştığı da yeniden vurgulanmış. Ancak ikinci iddianamede medyaya yönelik tespit önemli: “Soruşturma kapsamında bulunan birçok şüphelinin değişik gazete, dergi ve internet sitelerinde yazılar yazdığı, bazı şüphelilerin internet siteleri kurduğu, bazı şüphelilerin gazete, dergi ve televizyon alanında çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında örgütün medya yapılanmasına ne kadar çok önem verdiği anlaşılmaktadır.”

Ayrıca iddianamede 40 kişinin ismi, bizzat çalıştıkları medya kuruluşuyla birlikte yer alıyor. Bunların başında Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Mehmet Büyükçelebi, Cumhuriyet’in eski sahiplerinden Gürbüz Çapan’ın yanı sıra Kanaltürk’ü satarak Biz TV’yi kuran Tuncay Özkan’ın adı geçiyor. Ayrıca iddianamede Cumhuriyet Gazetesi’nin örgüt için yeniden organize edilmesine de değiniliyor. Buna göre, Cumhuriyet Gazetesi’nin ele geçirilmesi, ‘Ulusal Medya 2001’ isimli dokümanda ayrıntılarıyla belirtilmiş. Bu dokümanda yurt içi ve yurt dışından seçilecek Türk iş adamlarının katılımıyla Medya-Finans Konseyi’nin oluşturulması gerektiği vurgulanıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemek amacıyla 2007’nin nisan ve mayıs aylarında İstanbul,
Ankara ve İzmir’de düzenlenen Cumhuriyet Mitingleri de ikinci iddianamede yer alıyor. Cumhuriyet Mitingleri, Ergenekon çatısı altında bulunan ‘Sivil toplum örgütlerinin gerçekleştirdiği faaliyetler’ başlığı altında ele alınıyor. İddianamede mitingler için ‘Ergenekon terör örgütü yöneticilerinin planlaması ve koordinasyonu sonucu ve özellikle katılımın yüksek olmasını sağlamak amacıyla millî duygu ve düşüncelerin istismar edilmesi suretiyle gerçekleştiği anlaşılmıştır’ ifadeleri kullanılıyor. İddianamede, miting kayıtlarının temin edilip incelendiği ve aynı merkezden yönetilip yönlendirildiğinin anlaşıldığı sonucuna varıldığı vurgulanıyor. Hurşit Tolon’un mitingler için Türk Metal Sendikası’na talimat verdiği de iddianamede yer alıyor.

İddianamede JİTEM’e ait ciddi bilgilere de yer veriliyor. Bu zamana kadar yalanlanan JİTEM’in varlığı Ergenekon tutuklusu emekli Albay Arif Doğan’a ait dokümanlarla belgeleniyor. Buna göre, 1987’de oluşturulan Jandarma İstihbarat Grup ve Tim Komutanlıkları, ‘Teröre karşı etkin olmak için istihbarat, sorgu ve operasyon bütün olmalı’ talebiyle 1988’de JİTEM adını alıyor. Belgeye göre, JİTEM mensupları PKK’yı geri bölgesinde vurmak için bir başka yasadışı örgütle temastaymış. Evler havaya uçurulup PKK bildirisinin bırakılması da belgelerde yer alıyor.

PAŞALARA ÜÇ KEZ MÜEBBET

19’u tutuklu 56 sanık hakkında hazırlanan ikinci iddianame’de yönetici kadroda dokuz isim var. Paşaların üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor:

Şener Eruygur (emekli orgeneral): Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme, TC hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, yargıç üzerinde nüfuz kullanmak, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile çalma, T.C. hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik etme, TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme.

Hurşit Tolon (emekli orgeneral): Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik etmek, TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etmek.

Levent Ersöz (emekli tuğgeneral): Silahlı terör örgütü yönetme, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme.

Kemal Aydın (emekli başmüfettiş): Silahlı terör örgütü yönetme.

İbrahim Özcan (muvazzaf subay): Silahlı terör örgütü yönetme.

Durmuş Ali Özoğlu (Kuvayı Milliye Derneği Yöneticisi): Silahlı terör örgütü yönetme.

Mehmet Ali Çelebi (muvazzaf subay): Silahlı terör örgütünü yönetme, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme.

Neriman Aydın (Gazeteci): Silahlı terör örgütü yönetme, yargıç üzerinde nüfuz kullanma, askerleri itaatsizliğe teşvik etme.

Hasan Atilla Uğur (emekli albay): Silahlı terör örgütü yönetme.

Mustafa Ali Balbay (Gazeteci): Silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik etme.

Ufuk Büyükçelebi (Gazeteci): Silahlı terör örgütüne üye olma.

Tuncay Özkan (Gazeteci): Silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etme.

Sinan Aygün (ATO Başkanı): Silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme.

İlker Güven (emekli tümamiral): Silahlı terör örgütüne üye olma.

Arif Doğan (emekli albay): Silahlı terör örgütüne üye olma, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri satın alınma, taşıma, bulundurma.

Emin Şirin (eski milletvekili): Silahlı terör örgütüne üyelik.

Turhan Çömez (eski milletvekili): Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma.

Gürbüz Çapan (eski Esenyurt Belediye Başkanı): Silahlı terör örgütüne üye olma.

Ferda Paksüt (Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt’ün eşi): Silahlı terör örgütüne bilerek, isteyerek yardım etme.

Adil Serdar Saçan (İstanbul eski Organize Şube Müdürü): Silahlı terör örgütüne üye olma, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri açıklama.

Levent Temiz (eski Ülkü Ocakları Başkanı ): Silahlı terör örgütüne üye olma.

Diğer örgüt üyeleri: Barbaros Hayrettin Altıntaş, Birol Başaran, Erol Mütercimler, Halis Yavuz Işıklar, Adnan Bulut, Merdan Yanardağ, Fatma Sibel Yüksek, Muhammed Murat Avar, Hamza Demir, Hatice Bahtiyar, Hakan Şanlı, Ercüment Ovalı, Siyami Yalçın, Muzaffer Öztürk, Noyan Çalıkuşu, Eren Mumcu, Önder Koç, Hasan Hüseyin Uçar, Yaşar Tozkoparan, Doğukan Yorulmaz, Tunç Akkoç, Tanju Güvendiren, Emcet Olcaytu, Mahir Akka, Ertaç Giray, Adnan Türkan, Murat Ağırel, Selim Utku Gümrükçü, Evrim Baykara, Mesut Özcan, Hüseyin Nazlıkul, Osman Gürbüz, Yüksel Dilsiz, Hüseyin Keskin.
 

ERGENEKON İLE BAĞLANTILI ÖRGÜTLER

Hizb-ut Tahrir: Adını Fatih Camii avlusunda hilafet isteyen eylemle duyurdu. Teğmen Mehmet Ali Çelebi yönetici konumunda. Örgüt bilgileri Neriman Aydın’ın evinden çıktı. Bu kişilerin adı ‘Karargâh Evleri’ yapılanmasında geçiyor.

DHKP-C: Ergenekon’un bazı eylemleri Dursun Karataş üzerinden bu örgüte yaptırdığı belirtiliyor. Veli Küçük ilişkisi üzerinde duruluyor.

PKK: İddianamede “Ergenekon’un, stratejilerine uygun olarak PKK’yı yönlendirip yönetmeye çalıştığı sonucuna varılmıştır.” deniyor. Tuncay Özkan ile PKK ilişkisi de yeni iddianamede var.

Hizbullah: Öldürülen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun Ergenekon ile birlikte çalıştığı vurgusu yapılıyor. Veli Küçük ile irtibatlı Hizbullah, birçok cinayeti Ergenekon talimatı ile işledi.

TİT: İddianamede “Jandarma Astsubay Çavuş Cengiz Ersever, Semih Tufan Gülaltay ve Mehmet Cemal Kulaksız tarafından, bir örgütlenmeye gidilir. Kurulan bu örgütün adı Cengiz Ersever’in teklifi ile TİT (Türk İntikam Tugayı) olarak kararlaştırılır.” deniyor. Bu örgüt de Ergenekon’un naylon terör tanımı içinde kullanıldı.

MLKP: MLKP’nin kullandığı el bombaları, Ergenekon Terör Örgütü soruşturması sırasında ele geçirilen el bombalarıyla aynı kafileden.

DEVRİMCİ KARARGÂH: PKK’nın bir taşeron örgütü olarak lanse edilen Devrimci Karargâh, Ergenekon adına şehirde bazı eylem ve suikastlar yapmak için çalıştı.

 

Kaynak:

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=32714