29
Mart 2009
Hurriyet.com.tr
Hizb-üt Tahrir Kimin Örgütüdür
ERGENEKON iddianamesinde farklı terör
örgütleriyle irtibat haritası da var.
Açıkçası DHKP-C, MLKP, PKK ve Hizbullah’ın aynı merkezden
yönetildiğini iddia etmek...
Enis
BERBEROĞLU
eberber@hurriyet.com.tr
Dahası bir de kanıtlamaya çalışmak... Ne diyelim, kolay gelsin!
Savcılığa göre, Ergenekon’un ilişkide olduğu, en azından
istihbarat deyimiyle sızmaya çalıştığı bir örgüt var ki
ilginç.
Adı Hizb-üt Tahrir, yani İslami Kurtuluş Partisi...
Hizb-üt Tahrir, 1953 yılında Kudüs İstinaf Mahkemesi
Kadısı Takıyyüddin en-Nebhani önderliğinde faaliyete geçti.
Bağımsız kaynaklara göre Müslüman Kardeşler’den koptu.
Hizb-üt Tahrir, internetteki sitesinde kendisini bakın
nasıl tanıtıyor: "İdeolojisi İslam olan siyasi bir
partidir. Hizb-üt Tahrir; ne ruhaniyetçi, ne ilmi, ne
akademik, ne de hayır işleriyle uğraşan bir kitle olmayıp
siyasi bir kitledir. Çalışmasının gayesi, Allah’ın
indirdiğiyle yeniden hükmetmek üzere İslam Hilafet
Devleti’ni tekrar vücuda getirmektir."
İslami hareketleri izleyenler açısından Hizb-üt Tahrir’in
varlık nedeni ABD-İngiltere’nin Arap dünyasındaki
rekabetidir. Daha açık deyişle ABD imalatı El Kaide’ye
karşı İngiliz
malı Hizb-üt Tahrir oyundadır.
Nitekim Hizb-üt Tahrir’in Ergenekon’la ilişkide olduğu
iddiası gündeme ilk geldiğinde... Yani geçen eylül ayında
yaptığı açıklamasında dikkatli gözler için bu rekabetin
ipuçlarını verdi:
"Hizb-üt Tahrir sadece Ergenekon gibi İngiliz güdümlü
terör şebekelerini reddetmek ve Ümmet içerisinde kök
salmasını engellemek üzere çalışmakla kalmaz, aynı zamanda
AKP Hükümeti gibi Amerikan güdümlü fitne
şebekelerini de reddeder ve Ümmet içerisinde kök salmasını
engellemek üzere çalışır."
Diyelim ki Hizb-üt Tahrir, savcılığın düşündüğü gibi
Ergenekon’un değil...
Ve fakat İngiliz Gizli Servisi’nin yan kuruluşudur.
Yine de bu örgütün iddianameye girmesi kör taşı misali
isabetlidir.
Çünkü Danıştay katili Alparslan Arslan yakalandığında
mazisiyle ilgili öyle çok örgütten söz edilmedi.
Hatırladığım kadarıyla Hizb-üt Tahrir bağlantısı üzerinde
çok duruldu.
Özetlersek, Danıştay katliamı Ergenekon-Hizb-üt Tahrir
ortak yapımıysa....
Ergenekon’un Fethullah Gülen-ABD ekseni tarafından
temizlenmesi doğal netice sayılır.
Dikkat taş düşebilir hatta
darbe olabilir
MERAKLISINA dipnot ile başlayalım: Bu iddianame de
boş geçmedi. İsmim alakalı alakasız birkaç yerde anıldı.
Ama bir telefon konuşması var ki, normal yurdum insanının
hava durumu izler gibi darbe muhabbeti yaptığını
gösteriyor.
Sözünü ettiğim telefon konuşması 24 Haziran 2008 günü
Sedat ve Sinan isimli kişiler arasında geçiyor.
(O akşam dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker
Başbuğ, Başbakan Tayyip Erdoğan’a sürpriz bir ziyaret
yaptı, baş başa yemek yenildi. Bendeniz de bu zirveyi CNN
Türk’te Ahmet Hakan’ın programında yorumladım.)
Bakın olay ve sözlerim nasıl anlaşılmış:
Sedat: Rahatsız ediyorum sizi bilgi vereyim dedim...
Sinan: Rica ederim
Sedat: İlker Başbuğ ile Başbakan resmi konutta iki saat
görüştüler. Yeni bir Dolmabahçe bence bu.
Sinan: Görüntü alabildiniz mi?
Sedat: Yok, son dakika falan diye haberleri girdik. Ahmet
Hakan’da, CNN’de Enis Berberoğlu falan yorumladılar. Bu
paşaya yönelik bir güven sunumudur. Başbakan’ın Kara
Kuvvetleri Komutanı’nı
kabul etmesi, davet etmesi iki saat onunla görüşmesi... Bu
iş bitmiştir, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dur...
Sinan: Darbeyi durdurdu yani ha.
Sedat: Bilmiyorum, orasını siz bilirsiniz başkanım (gülüyor).
Kaynak:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/11313420.asp?yazarid=6&gid=61
|