Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri

 

26 Mart 2009 Perşembe

TARAF

Paksüt sanık suçu yataklık

 

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt de iddianamede sanık olarak yer aldı. Paksüt, örgüte yardım ve yataklıktan suçlanıyor. İkinci iddianameden faili meçhul cinayetler de çıktı. 33 askerin öldürülmesinden Gazi olaylarına uzanan kirli ilişkilerin yanında örgütün siyasi partiler üzerindeki hesapları da iddianamede mevcut

 

Ergenekon ikinci iddianamesinde Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt de sanık olarak yer alıyor. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır” maddesinden yargılanması istenen Paksüt, 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla hakim karşına çıkacak.

 

İddianamede eski AKP Milletvekili sanık Turan Çömez’in örgütün amacı doğrultusunda, Ergenekon’un siyasi partileri bölüp parçalama veya farklı partilerin tek merkezden yönetilmesi amacı kapsamında özellikle kapatma davası sürecinde sanık Ferda Paksüt ile irtibata geçerek ondan aldığı gizli ve stratejik bilgileri, örgütün yöneticilerine ulaştırarak kamuoyunu yönlendirmeye çalıştıkları, aynı zamanda örgütün stratejisine uygun olarak partiyi bölüp etkisiz ve yürütme yetkisini kullanamayacak hale getirmeye hedefledikleri belirtildi.

33 askerden Gazi’ye
Ergenekon Terör Örgütü’nün diğer örgütlerle ilişki ve bağlantıları İkinci Ergenekon İddianamesi’nde özetle şu şekilde yer aldı:

33 askerin öldürülmesi
“Gizli tanık Galip ifadesinde özetle; 1993 yılında dönemin Cumhurbaşkanı olan Turgut ÖZAL’ın Güneydoğu Anadolu’daki problemler konusundaki projelerinin örgütte olumlu karşılandığını, ÖCALAN’ın tek taraflı ateşkes ilan ettiğini, ÖZAL’ın ölümü ve Bingöl’de 33 askerin Doktor Süleyman (Kod) Sait ÇÜRÜKKAYA kontrolündeki PKK mensuplarınca vurularak öldürülmesi ile yeşeren umutların kaybolduğunu” anlatıyor.

“Dursun PKK’yla ittifakı bozsun”
2001’de Tuncay Güney’le yapılan mülakatta, Veli Küçük’ün Giresun’da görev yaptığı dönem içerisinde Dursun Karataş’la ve Abdullah Öcalan’la arasının iyi olduğu ifade ediliyor. Bu ilişki ağlarını yöneten ise Meral Kır (Meral Kıdır) isimli bir kadın. Küçük, kitapları da olan Kır’a “Meral, Dursun’a söyle, benim bölgemde PKK’yla yaptıkları ittifakı bozsunlar” diyor. Yine aynı bölümde, Abdullah Öcalan’ın Veli Küçük’e bir kitap içerisinde mektup gönderdiği anlatılıyor.
Gizli tanık ifadelerinden birisinde de Veli Küçük ve Yeşil yönetimindeki “Yıldız Timi’nin Musa Anter’i öldürdüğü belirtiliyor. Aynı ekibin adı Batman Milletvekili Mehmet Sincar’ın öldürülmesi olayında da geçiyor.

Öcalan darbeden haberdar

Gizli Tanık DENİZ’in ifadesinde, Abdullah ÖCALAN liderliğindeki PKK örgütünün 1980 ihtilali öncesinde Türkiye’yi terk etmesinin nedeninin darbe olacağından haberdar olması olduğu, Öcalan’ın Pilot Necati ve Kesire YILDIRIM için sürekli MİT ajanı dediğini, MİT ajanı olarak söylediği Kesire YILDIRIM ile evlenmesini de onun kendisi üzerinde denetim kurduğunu düşünmesini sağlayıp örgütü oluşturduğu şeklinde açıkladığını beyan ettiği görülüyor.

İrtibat sorumlusu Perinçek

Doğu PERİNÇEK’in Ergenekon Terör Örgütü’nün kararlarına göre teori ve planlama dairesi başkanlığı bünyesinde terör örgütleri ile irtibat konusunda da görevli olduğu anlaşılmaktadır. PKK’nın gerçekleştirdiği toplumsal eylemler göz önüne alındığında, Ergenekon terör örgütünün ele geçirilen dokümanlarda belirtilen stratejilerine uygun olarak, PKK/KONGRA-GEL’i yönlendirip yönetmeye çalıştıkları sonucuna varılmıştır.

TİT bağlantısı

Jandarma Astsubay Çavuş Cengiz ERSEVER (Fırat kod), Ergenekon Terör Örgütü üyesi Semih Tufan GÜLALTAY ve kendisini MİT mensubu olarak tanıtan Mehmet Cemal KULAKSIZ (Mikail SARI sahte kimlikli) tarafından bir örgütlenmeye gidilir. Kurulan bu örgütün adı Cengiz ERSEVER’in teklifi ile TİT (Türk İntikam Tugayı) olarak kararlaştırılır.

Başbakan’a suikast hazırlığı

Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU’nun MSN ve telefon görüşmeleri incelendiğinde, “Veli KÜÇÜK’ün tutuklanması üzerine çeşitli kişilerle yaptığı görüşmelerde, Veli KÜÇÜK’ten aldığı talimatlar gereği Ergenekon operasyonuna misilleme olmak üzere Başbakan’ın veya Emniyet İstihbarat Daire Başkanı’nın öldürüleceğini ve bu iş için silah ve tetikçi temin etmeye çalıştığı anlaşılmıştır.

MLKP, Gazi’yi kışkırttı

Gazi olaylarında MLKP terör örgütü yukarıda izah edilen amaç doğrultusunda hareket ederek, tüm militan ve sempatizan kadrolarını silahlarıyla birlikte Gazi Mahallesi’ne toplamış, halkın arasına sızarak olayların sebebinin devlet olduğu yönünde propaganda ve ajitasyon yürüterek, halkı polis karakoluna ve güvenlik güçlerine saldırtmış, silahlı militanları tarafından topluluk içerisinden hedef gözetilmeksizin ateş açılmıştır. Veriler, MLKP terör örgütü yöneticilerinin açıklanamayan bağlantılarının olduğunu göstermektedir.

Hizb-ut Tahrir de var

Deliller Hizb-ut Tahrir terör örgütüyle Ergenekon arasında bir bağ olduğunu da ortaya koyuyor. Bu da iddianamede “Ergenekon terör örgütünün, Hizb-ut Tahrir terör örgütünü kontrol altına alarak yönlendirmeyi amaçladığı tespit edilmiştir” şeklinde yer alıyor.

Sezer de dinlemeye takılmış
-
 İddianamede 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in adı A.N.S. harfleriyle gizlenmiş. İddianamede Balbay ve Sezer arasında geçen bir telefon konuşmasının dökümü de var.

-
 Ergenekon adını kamuoyu önünde ilk kez telaffuz eden Erol Mütercimler’in Ergenekon anlatımları da iddianameye girmiş. Mütercimler “Herkes Ergenekon’un içinde değil. Örneğin, her genelkurmay başkanı Ergenekon’un içinde yer almıyor. Burada, bu topraklarda bir eylem geliştirilecekse eğer, o zaman buna uygun kişiler bunun içine alınıyor. Bunun içinde işadamları, valiler, gazeteciler var, şu anda köşe yazarlığını işgal eden kişiler var. Bir takım gazete patronları var. Daha da önemlisi çok çok önemli iki tane işadamı var” diyor.

-
 Karargâh Evleri’nden tutuklanan Neriman ve Kemal Aydın’a Harp Okulu öğrencisi teğmenler Noyan Çalıkuşu ve Eren Mumcu şu e-postayı atmış: “Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem. Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır. Sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz.”

-
 İddianamede ‘Ergenekon Terör Örgütü’nün özgünlüğü’ başlığı altında “Ordu ve kuvvet komutanlığı yapmış şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR’un, emekliliğini müteakip geçmişte önemli suçlar işleyip mahkûm olan hükümlü Semih Tufan GÜLALTAY  ile toplantı yapması, ERGENEKON gizli yapılanmasının nasıl yönetildiğini, hangi makamlardaki görevliler tarafından yönlendirildiğini çok açık ortaya koymaktadır” deniyor.

Danıştay iddianamede
Danıştay saldırısından iki gün önce Muzaffer TEKİN'in yanında 4-5 kişilik bir grup ile Semih Tufan GÜLALTAY'ın ofisine gelerek saatlerce toplantı yaptıklarını, Muzaffer TEKİN'in bu binaya sık sık geldiğini, yine Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan ARSLAN'ın da olaydan önce bu binaya kalabalık bir grupla geldiğini gördüğünü, Danıştay saldırısının gerçekleştiği günün gecesi Veli Kılıç ve Sami Alper Eren' in ayrı ayrı kendisini arayıp Semih Tufan GÜLALTAY'ın talimatı olduğunu söyleyip Muzaffer TEKİN, Savaşhan TOSUNOĞLU, Mahmut AYDIN ve soyadını hatırlayamadığı

Mahmut’un isimlerini

ulusal birlikkomitesi.com sitesinde bulunan kurucu üyeler listesinden silmesini istediklerini, söylemiştir" ibaresi de iddianamede yer alıyor. Alparslan Arslan'ın ifadeleri üzerinden olayın suikastla ilgisi olmayan kesimlere yüklenmek istediği de vurgulanmış. Sabancı suikastı ve ardından tetikçi Mustafa Duyar'ın öldürülmesi Ergin kardeşlerin Veli Küçük bağlantısı ve cinayeti devlet adına işlediklerini düşündüklerinin anlaşıldığı da önemli detaylar arasında. Yine Öcalan'ın Uğur MUMCU suikastından sonra Uğur MUMCU'nun kendisinin Pilot Necati ve Kesire YILDIRIM ile olan ilişkisini ortaya çıkartacağı için öldürüldüğünü söylediği de iddianamede yer alan çarpıcı bilgilerden. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız'la gazeteci, siyasetçi ve aydınlara yönelik suikast girişimleriyle Dink Suikastı da iddianamede yer aldı.

Şahin’in suikast listesi
İddianamede hakkında henüz dava açılmayan tutuklu şüpheli İbrahim Şahin ve çevresindeki şahıslara yönelik yapılan teknik takip çalışmalarına da yer verildi.
Şahin’in ikametinde yapılan aramalarında suikast, eylem ve tedhiş planları çıktığı bildirilen iddianamede, şöyle dendi: “Bu bağlamda, Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan’a yönelik ayrıntılı fotoğraf, kroki ve açıklamaların yer aldığı ‘Tedhiş Planı’ adı altında silahlı eylem planı, Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız’a yönelik ayrıntılı açıklamaların yer aldığı ‘Tedhiş Planı’ adı altında silahlı eylem planı, Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç’e yönelik ayrıntılı açıklamaların yer aldığı ‘Tedhiş Planı’ adı altında silahlı eylem planı, Ankara ili Eryaman Ayaş yolu No:93 adresinde bulunan Optimum Alışveriş Merkezine yönelik hazırlanmış olan ayrıntılı fotoğraf kroki ve açıklamaların yer aldığı bombalı eylem planı ele geçirilmiştir” dendi.

Canlı yayında ‘İddianamede eşimin ne işi var’ diye sordu
Ünlü  televizyoncu Uğur Dündar, gazeteci İlhami Yangın’ın Güler Kömürcü’ye  gönderdiği “Mesela Uğur Dündar’ın aile ilişkileri karısının sürekli Brezilya’ya gidişi kayınvalidesinin evi vs...” şeklinde e-postanın Ergenekon iddianamesinde yer almasına isyan etti. Star televizyonda haber sunarken ağlayan Dündar namusuna Ergenekon savcıları tarafından dil uzatıldığını söyleyerek “Eşim evlendikten sonra yurtdışına hiç yalnız çıkmadı. Brezilya’ya hayatında hiç gitmedi. Bu ispantlansın, intihar ederim” dedi. Başbakan Erdoğan’a da seslenen Dündar, “Sizin eşinizle  ilgili böyle bir iftira atılsa siz ne yapardınız. Bize iftira atıldığında tek sığınacağımız yer adalettir. Şu anda namusuma savcılar dil uzatıyor. Biz şimdi kime sığınalım” dedi. Dündar iddiaların ispat edilmesi durumunda başta gazeteciliği bırakmak üzere intihar edeceğini de sözlerine ekledi.

 

Kaynak:

http://www.taraf.com.tr/haber/30557.htm