Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri

 

27 Eylül 2008

Hizbut Tahrir`in sözde Türkiye sorumlusu Yılmaz Çelik tutuklandı

 

ANKARA (CİHAN)

 

Hizbut Tahrir`nin sözde Türkiye sorumlusu Yılmaz Çelik, tutuklanarak Sinacan Cezaevi`ne konuldu. Hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Çelik, gözaltına alındığı Ankara`da çıkartıldığı Cumhuriyet Savcılığı tarafından tutuklandı. Yılmaz Çelik`i kamuoyu Hizbut Tahrir adına 2005 yılının Eylül ayında İstanbul Fatih Camisi avlusunda yaptığı ``hilafet konuşması`` ile tanımıştı. (CİHAN)

 

Kaynaklar:

http://www.cihan.com.tr/cihanhaber/readnews.action?haberid=818441

http://www.tumgazeteler.com/?a=4161022

 

---------------------------------------

 

27 Eylül 2008

Flaş! Yılmaz Çelik yakalandı

Ergenekon terör örgütünün dinci ayağını çökertecek flaş bir gelişme yaşandı. Hizbut Tahrir örgütünün Türkiye temsilcisi Yılmaz Çelik yakalandı.

 

Hizbut Tahrir örgütü yaptığı aykırı eylemler ve açıklamalarla dikkat çekiyordu. Hizbut Tahrir örgütü 2006 yılında Fatih Camii'nde bir cuma namazı çıkışında yaptığı basın açıklamasıyla dikkat çekmişti. Dünyayı bölgelere bölen örgüt, açıklamalarında Türkiye'den 'Türkiye vilayeti' olarak bahsediyordu. Ergenekon soruşturmasında Hizbut Tahrir örgütünün de Ergenekoncular tarafından kurulduğu ortaya çıkmıştı.

 

Kaynak:

http://www.8sutun.com/haber?id=9595

 

---------------------------------------

 

27 Eylül 2008

Ankara'da Ergenekon'a bir gözaltı daha

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde dün terör örgütü Hizbuttahrir'in lideri Yılmaz Çelik gözaltına alınarak bu ile gönderildi.

Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince bir süredir izi sürülen Yılmaz Çelik, iftar için geldiği Balgat semtinde dün gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yazılı emriyle Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınan Çelik'in sağlık kontrolünün ardından, bu ile gönderildi.


Geçtiğimiz hafta yaşanan ve Teğmenlerin de tutuklandığı Ergenekon'un 9. Dalgasında, Hizbuttahrir örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan 8 kişiden ise 6'sı da tutuklanmıştı. Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım cezaevine gönderilmiş, D.Y. ise mahkemece serbest bırakılmıştı.


İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sorguda Hizbuttahrir bağlantılı 7 şüpheliye tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile bağlantıları sorulmuş, Çelebi'nin Süleyman Solmaz aracılığıyla diğer şüphelilere ulaştığı iddia edilmişti. Teğmenler ve Hizbuttahrircilerin bir yıldır toplantılar, yemekler vasıtasıyla görüştükleri de iddialar arasında yer almış ayrıca bu kişilere Kemal ve kardeşi Neriman Aydın'la ilişkileri de polisteki sorgularında sorulmuştu.

 

Kaynaklar:

http://www.sabah.com.tr/haber,D2607B8402E844E899CDBF51F9667327.html

http://www.patronlardunyasi.com/news_detail.php?id=50640

 

---------------------------------------

 

27 Eylül 2008

Hizbuttahrir yöneticisine Ergenekon gözaltısı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde dün terör örgütü Hizbuttahrir'in lideri olduğu öne sürülen Yılmaz Çelik gözaltına alınarak İstanbul'a getirildi.

 

ANKARA -Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince bir süredir izi sürülen Yılmaz Çelik, iftar için geldiği Balgat semtinde dün gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yazılı emriyle Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınan Çelik'in sağlık kontrolünün ardından, İstanbul'a getirildi.


Geçtiğimiz hafta yaşanan ve Teğmenlerin de tutuklandığı Ergenekon’un 9. Dalgasında, Hizbuttahrir örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan 8 kişiden ise 6'sı da tutuklanmıştı. Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım cezaevine gönderilmiş, D.Y. ise mahkemece serbest bırakılmıştı.


İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sorguda Hizbuttahrir bağlantılı 7 şüpheliye tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile bağlantıları sorulmuş, Çelebi'nin Süleyman Solmaz aracılığıyla diğer şüphelilere ulaştığı iddia edilmişti. Teğmenler ve Hizbuttahrircilerin bir yıldır toplantılar, yemekler vasıtasıyla görüştükleri de iddialar arasında yer almış ayrıca bu kişilere Kemal ve kardeşi Neriman Aydın'la ilişkileri de polisteki sorgularında sorulmuştu.

 

Kaynak:

http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS/GP_294224

 

---------------------------------------

 

27 Eylül 2008

Ergenekon Hizbut Tahrire sızmış!

Ergenekoncular Hizb-ut Tahrir’e sızarak büyük bir eylem hazırlığındaymış!

 

Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile Hizb-ut Tahrir lideri Yılmaz Çelik Ankara Polisi tarafından tutuklandı. Hizbut Tahrir'nin sözde Türkiye sorumlusu Yılmaz Çelik, tutuklanarak Sinacan Cezaevi'ne konuldu. Hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Çelik, gözaltına alındığı Ankara'da çıkartıldığı Cumhuriyet Savcılığı tarafından tutuklandı. Yılmaz Çelik'i kamuoyu Hizbut Tahrir adına 2005 yılının Eylül ayında İstanbul Fatih Camisi avlusunda yaptığı ''hilafet konuşması''ndan ötürü tanımıştı.


HİZB-UT TAHRİR İLE ERGENEKON BAĞLANTISI


Ankara’da hafta başında yapılan operasyonlarda gözaltına alınan Ergenekon sanıklarının evlerinde yapılan aramalarda Hizb-ut Tahrir üyelerine ait çok sayıda belge ele geçirilmişti. Belgelerden yola çıkan Ankara Polisinin yaptığı araştırmalarda ise Ergenekon terör örgütü üyelerinin Hizb-ut Tahrir’e sızma çabaları olduğu bilgisine ulaşılmıştı. Soruşturmayı derinleştiren İstanbul Savcılığı ve olayı yakın takibe alan Ankara polisi ise Hizb-ut Tahrir üyelerinin yaptıkları eylemleri ‘cesurca’ bulan Ergenekon terör örgütü üst düzey yöneticilerinin hazırladıkları belgelerde provokasyon amaçlı Hizb-ut Tahrir üyelerinin kullanılacağı bilgisine ulaştı.


“BUNLAR CESUR KULLANABİLİRİZ”


Bu konuda emniyete yapılan ihbarlarında ortaya çıkması ile birlikte yapılan araştırmalarda Ergenekon terör örgütü üyelerinin Hizb-ut Tahrir üyeleri ile temas kurdukları öğrenildi. Bir taraftan Hizb-ut Tahrir üyeleri ile görüşen Ergenekoncular örgütün üst kademe yöneticilerine verilmek üzere hazırladıkları raporlarda, Hizb-ut Tahrir üyelerinin dağınık bir yapıya sahip olduğu ancak desteklendiği takdirde kısa sürede toparlanacağını ve istenilen eylemlerde sızmalar sonucunda kullanılabileceği belirtildiği öğrenildi. Söz konusu rapordaki bilgilere ayrıca Hizbut Tahrir'nin sözde Türkiye sorumlusu Yılmaz Çelik ile de görüşüldüğü notu düşüldü. Örgüt liderlerine verilmek üzere hazırlanan bir başka belgede ise Hizb-ut Tahrir’in şimdiye kadar silahlı hiçbir fiili eyleme karışmadıkları ve üyelerinin sicillerinin temiz olduğu bilgisi…


“ERGENEKON İLE HİZB-UT ARASINDA İRTİBAT SAĞLANMIŞ”


Tüm bu belgelerin bir araya getirilmesi sonucunda ise İstanbul ve Ankara polisine Savcılık talimatıyla Yılmaz Çelik’e arama talimatı çıkarıldı. Önceki gün Ankara polis tarafından düzenlenen eş zamanlı baskınlar ile Çelik gözaltına alındı. Emniyet yetkilileri ise Hizb-ut Tahrir ile Ergenekon sanıklarının irtibatının belgelendiğini söyledi. Çeklik,’in Ergenekon Savcısı Zekariya Öz tarafından da sorgulanacağını belirtiliyor.

 

Kaynaklar:

http://www.habervakti.com/detay.asp?id=56435&kat=Toplum

http://www.turktime.com/default.asp?page=haber&id=33566

http://www.turktime.com/default.asp?page=haber&id=33596

 

---------------------------------------

 

27 Eylül 2008

Hizbuttahrir`in Türkiye lideri yakalandı

Ergenekon operasyonu kapsamında Hizbuttahrir Örgütü`nün Türkiye sorumlusu Yılmaz Çelik yakalandı.

 

Ergenekon Terör Örgütün'nün "dinci" ayağını çökertecek flaş gelişme. Hizbuttahrir Örgütü'nün Türkiye sorumlusu Yılmaz Çelik yakalandı. Genç Subaylarla derin bağlar var.

 

Görevli Örgüt Kukla Lider : Hizbuttahrir’ül İslam (İslam Kurtuluş Partisi)

 

Hizbuttahrir Örgütü’nün Türkiye Sorumlusu Yılmaz Çelik, dün akşam 17:00’da düzenlenen baskınla Ankara’nın Balgat Semti’nde gözaltına alındı.

 

Ergenekon Davası çerçevesinde yapılan baskında örgütün dini kanadına ilk kez ağır darbe indirildi. Hizbuttahrir’in Ergenekon’la genç teğmenler üzerinden irtibat kurduğu ve “Karargah Evlerin” mimarı Kemal ve Neriman Aydın’la ortak hareket ettiğinin tespit edilmesiyle düğmeye basıldı.

 

Ergenekon Davası çerçevesinde geçtiğimiz hafta tutuklanan teğmenlerden M. Ali Çelebi'nin Hizbuttahrir üyelerine "İrtibatı koparmayalım. Büyük işlere imza atacağız." dediği  belirlenmiş ve gözler Hizbuttahrir’e çevrilmişti. Yılmaz Çelik’in yakalanmasıyla, Ergenekon’un dinci kanadının ortaya çıkartılması yönünde çok büyük adım atıldı.

 

HİZBUTTAHRİR ERGENEKON BAĞLANTILARI

 

2005 yılı eylül ayında Türkiye’de “irtica” tartışmaları yükselmeye başlarken aniden Fatih Camii avlusunda bir eylem gerçekleşmişti. Fatih Camii’nin avlusunda toplanan örgüt üyeleri, aniden hilafet talep eden ve Atatürk’e ağır hakaretler içeren pankartlar açıp aynı yönde sloganlar atmaya başladılar.

 

Bu sırada bütün medya mensupları da olay yerindeydi ve olay saniye saniye görüntülendi. Örgüt lideri Yılmaz Çelik, bütün eylemi organize etmişti. Aniden ortaya çıkan ve her tarafıyla provokasyon olduğu anlaşılan gruba Emniyet Güçleri tüm sloganlara ve tacizlere rağmen müdahale etmedi.

 

Grubun “Cami Avlusu’nda Çatışma” planladığı ve bu yüzden Emniyet'in müdahale etmediği daha sonra ortaya çıkacaktı. Ama bu arada "irticacılara dokunmadılar" başlıkları altında Emniyet Güçleri medyanın boy hedefi haline geldi. Grubun tamamının Emniyet tarafından takip altında olduğu ortaya çıktığında İstanbul ve Ankara başta olmak üzere beş ilde aynı anda operasyonlar düzenlendi. Örgüt lideri Yılmaz Çelik ile iki Filistinli’nin de aralarında olduğu 67 kişi o dönem gözaltına alındı..

 

Ergenekon tam burada devreye girdi

 

Örgütün aniden böyle bir provokasyon yapması “derin” bulunurken bu eylemi ‘cesurca’ değerlendiren Ergenekon’un Hizb-ut Tahrir ile sıkı temas kurma karırını sözkonusu eylem sonrası aldığı öğrenildi. İlk olarak örgütün lideri Yılmaz Çelik ile temas kurulurken,  2005 yılındaki operasyonlardan sonra dağılan örgüte Ergenekon’dan can suyu geldi. Örgüt 3 yıl boyunca yeniden toparlandı ve “karargah evleri”yle organik bir bağ içerisine girdi. .

 

OGÜN SAMAST TİPİ GENÇLERDEN KURULU

 

Kamuoyunun önüne ilk kez Fatih Camii’nde örgütün sözcü lideri görüntüsüyle çıkan Yılmaz Çelik, Emniyet birimleri tarafından sıkı takip altındaydı. Çelik, Ankaralı, evli ve lise mezunu. 36 yaşındaki Çelik, birkaç yıl içinde iki kez Ankara’da Emniyet birimlerince gözaltına alındı ve sorgulandı. Örgüt Türkiye’de merkez olarak Ankara’yı esas alıyor.

 

Emniyet birimlerince Çelik’le ilgili yapılan değerlendirmede, onun sınırlı kapasiteye sahip, çok çabuk dolduruşa gelebilen, yönlendirilmeye müsait, hiperaktif bir kişiliği olduğu belirtiliyor. Örgütün yaklaşık 15 kişilik, çoğunluğu oldukça genç bir beyin takımı da yine aynı tiplerden kurulu. Bu açıdan Yasin Hayal, Ogün Samast gibi tipleri andırıyorlar.

 

Mensuplarının büyük çoğunluğu ilk gençlik çağlarını yaşayan heyecanlı tipler. Örgüt Ankara’dan başka Kayseri gibi İç Anadolu kentlerine öncelik veriyor.

 

HİZBUTTAHRİR’İN ERGENEKON BAĞI GENÇ TEĞMENLER

 

Ergenekon'un, Hizbuttahrircilerle bağlantıyı genç subaylarla sağladığı belirlendi. Ankara Merkezli örgüt, Ergenekon davası çerçevesinde Ankara'da gözaltına alınıp tutuklanan teğmenlerle sıkı ilişki içindeydi.

 

Ergenekon Davası çerçevesinde tutuklanan teğmenlerden M. Ali Çelebi'nin Hizbuttahrir üyelerine "İrtibatı koparmayalım. Büyük işlere imza atacağız." dediği Ergenekon Operasyonu’nu yürüten ekip tarafından tespit edilmişti.

 

Geçtiğimiz hafta yaşanan ve Teğmenlerin de tutuklandığı Ergenekon’un 9. Dalgasında, Hizbuttahrir örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan 8 kişiden ise 6'sı da tutuklanmıştı. Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım cezaevine gönderilmiş, Doğukan Yorulmaz, mahkemece serbest bırakılmıştı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sorguda Hizbuttahrir bağlantılı 7 şüpheliye tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile bağlantıları soruldu. Çelebi'nin Süleyman Solmaz aracılığıyla diğer şüphelilere ulaştığı ortaya çıktı. Teğmenler ve Hizbuttahrircilerin bir yıldır toplantılar, yemekler vasıtasıyla görüştükleri belirlendi. Gruba ayrıca Kemal ve kardeşi Neriman Aydın'la ilişkileri de soruldu. Kemal ve Neriman Aydın, “Karargah Evleri” olarak bilinen ve genç subaylara çengel atılan evlerin mimarları.

 

Eski TSK Mensubu Hizbuttahrirci

 

Mahkemedeki sorgusunda askerî liseden ayrıldığını belirten Doğukan Yorulmaz, Ergenekon soruşturmasında tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile okuldan tanıştığını anlatmıştı. Yorulmaz'ın Çelebi'nin kendisine 'İrtibatı koparmak yok, beraber büyük işlere imza atacağız.' sözleri de kendisine sorulmuştu.

 

1 Temmuz'daki soruşturmada gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Hamza Demir, bundan sonra Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu isimli teğmenlerin kendisine "Bir ihtiyacın var mı, yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı?" diye sorduklarını ve teğmenlerle o şekilde tanıştığını anlattığı kaydedildi.

 

Neriman Aydın'ın bilgisayarında ele geçirilen Hizbuttahrir ile ilgili not ve bilgiler de Ergenekon-Hizbuttahrir-Karargah Evleri bağlantısını ortaya çıkarmıştı.

 

Kaynaklar:

http://www.haberalemi.net/haber_detay.php?haber_id=53227

http://www.bugun.com.tr/haber_detay.asp?haberID=41629

http://www.cafesiyaset.com/haber/20080927/Ergenekonda-Hizbuttahrir-operasyonu.php

http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=333715

http://www.habera.com/default.asp?page=haber&id=69656

http://www.memleket.com.tr/news_detail.php?id=33360

http://www.haberbu.com/haber/Ergenekon-daki-dinci-kanat-in-sorumlusu-yakalandi/56688

http://www.haberbu.com/haber/Ergenekon-daki-dinci-kanat-in-sorumlusu-yakalandi/56688

http://www.habervakti.com/detay.asp?id=56401&kat=Manset

 

---------------------------------------

 

27 Eylül 2008

OLUM SIFRESI ALBAYDA

 

Trabzon Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz’ü başka bir asker daha suçladı: Dink’in öldürüleceği ihbarını sakladı. Benim araştırmamı önlemek için kapı şifresini değiştirtti Tanık yüzbaşı da ‘Albay Öz’ dedi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde istihbarat yönünden ihmalleri olduğu gerekçesiyle iki jandarma görevlisinin yargılandığı davada tanık olarak dinlenen Jandarma Yüzbaşı Hüsamettin Polat, astsubayların suikast ihbarını üstlerine bildirdiğini doğruladı.


Polat ayrıca Albay Ali Öz’ün “Coşkun İğci (Yasin Hayal’ın halasının oğlu) sıkıysa mahkemede konuşsun. Başına neler geleceğini görür’’ diyerek tanıklara baskı yaptığını da iddia etti.


İSTİHBARAT GİZLENMİŞ • Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda görevli Jandarma Yüzbaşı Hüsamettin Polat, tanık olarak dinlendi. Yüzbaşı Polat ifadesinde, 2006 yılının temmuz ayında yapılan günlük istihbarat toplantısında jandarma astsubaylar Okan Şimşek ile Veysel Şahin’in, Pelitli’den Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’nin verdiği bilgileri toplantıda gündeme getirdiğini, Astsubayların, ‘Yasin Hayal’in gazeteci Hrant Dink’i öldürmeyi planladığını ve bunun için silah temin etmeye çalıştığını’, Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz’ün ise verilen bu bilgi üzerine, ‘Bu konuyu burada konuşmayalım, sonra konuşalım’ dediğini söyledi.


ŞİFRELER DEĞİŞTİRİLDİ. Polat, Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra yapılan ilk istihbarat toplantısında Albay Ali Öz’ün “Coşkun İğci’ye söyleyin, sağda solda konuşmasın” dediğini de aktardı. Yüzbaşı Hüsamettin Polat, Albay Öz’ün kendisini de konuşmaması için uyardığını belirterek şunları söyledi: “Benim Okan Şimşek ve Veysel Şahin’le görüşmemi engellemeye çalıştılar. İstihbarat Şubesi’nin kapısı şifreliydi, buraya girmemi engellemek için odanın şifresini değiştirdiler.”


TANIKLARA BASKI • Hrant Dink’in öldürülmesinden 3-5 ay sonra Ali Öz’ün odasına girdiğini ve kim olduğunu bilmediği bir kişiyle sohbetine tanık olduğunu anlatan Hüsamettin Polat, şöyle devam etti: “Ali Öz, sohbet sırasında, Coşkun İğci (Yasin Hayal’in halasının oğlu) ‘sıkıysa mahkemede konuşsun. Başına neler geleceğini görür’ dediğini duydum. Ayrıca, Trabzon’un ileri gelenlerini Coşkun İğci’yi ifadesinden vazgeçmesi için aracı kıldığını da duydum.’’ Polat, mülkiye müfettişlerinin yapacağı inceleme öncesi raporların Ali Öz ve İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı M.Y’nin emriyle değiştirildiğini, eski raporların da imha edildiğini iddia etti.


GÖREVSİZLİK KARARI • Tanık ifadesinin ardından mahkeme, davanın görev alanını aştığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı vererek, dava dosyasının Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.


DAVA İSTANBUL’DA GÖRÜLSÜN • Hrant Dink’in avukatı Bahri Belen, mahkemenin davayı ağır ceza mahkemesine göndermesini kendilerinin de istediğini, ancak davanın Trabzon değil, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini söyledi.


“BİZİ GENELKURMAY DESTEKLEDİ”

 

Ergenekon kapsamında gözaltına alınan muvazzaf teğmenler Noyan Çalıkuşu, Eren Mumcu, Hasan Hüseyin Uçar, Mehmet Ali Çelebi ve Harp Okulu öğrencisi Yaşar Tozkoporan ifadelerinde genelkurmayın desteğini aldıklarını söylediler.


Teğmenler Çelebi ve Çalıkuşu ifadelerinde Kemal ve Neriman Aydın’la olan ilişkilerinin Genelkurmay Başkanlığı tarafından bilindiğini ileri sürerek, “Eğer terörist olsalardı, askeri istihbarat bizi uyarırdı” dediler.


Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin ifadesindeki en çarpıcı bölüm ise Genelkurmay ile Aydın kardeşlerin ilişkisine dair anlattıkları oldu:


BAKICI PAŞA’DAN ZİYARET • “Ben üç yıldır Aydın kardeşlerle görüşüyorum. Bu şahıslar Genelkurmay Başkanlığı nezdinde itibarlıdırlar. Kemal Aydın’ın Genelkurmay Başkanlığı’na yazmış olduğu mektuplar var. Kuvvet komutanlarıyla bağlantıları var.


Bu kişilerin terör örgütü olmaları halinde askeri istihbaratın bunları bilmemesi mümkün değil. Bizim Kemal ve Neriman Aydın’la görüştüğümüz basına aksedince Mustafa Bakıcı Paşamız bizi ziyaret etti. Paşamız olayla ilgili bilgisinin olduğunu söyledi. Bu kişilerle görüşmemizin hiç bir zararı olmayacağını söyledi. Genelkurmay Başkanımızın selamını iletti.”


Çelebi, ordudan atılan teğmenlerin listesini Neriman Aydın’a verdiği ve Hizbut Tahrir örgütü ile karargah evleri arasında köprü kurduğuna ilişkin suçlamalara ise şu yanıtları verdi:


“Neriman Aydın’ın evinde ele geçirilen dokümanı ben evde unutmuş olabilirim. Bu belgedeki isimlerin bölük komutanlığını yaptığım için tanıyorum. Hizbut Tahrir örgütüne ait sekiz sayfa halindeki listeden haberim yok. Bu listenin Neriman Aydın tarafından bilgisayara yüklenmesi imkansızdır. İkametimde el konulan üzerinde belgelerin yazılı olduğu CD bana ait değildir. Kemal Aydın’ın evinde ele geçirilen belgeler benim evimde ele geçirilmiş gibi gösterilmiştir.”

Hizbut Tahrir ile ilgili sorulara ise Çelebi şöyle yanıt verdi: “Kızılay’dan eve giderken taksi şoförü, Hizbut Tahrir terör örgütü hakkında propaganda yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. senesini göremeyeceğini söyledi. Ben de bu şahsa kendimi tanıtmadım.


Bana örgütle ilgili kitaplar verdi. Ben de bu kitapları Kemal Aydın’a verdim. Daha sonra da Kemal Aydın tutuklanınca kitaplar götürüldü.”
Teğmen Noyan Çalıkuşu da ifadesinde, Tuğgeneral Mustafa Bakıcı’nın kendileriyle görüştüğünü doğruladı. Çalıkuşu, Bakıcı’nın kendisiyle Eğitim Tümen Komutanlığı’nda özel bir görüşme yaptığını belirterek şunları söyledi:


“Kemal ve Neriman Aydın ile üç yıldır görüştügümüzü söyledim. Bunun üzerine Tuğgeneral Mustafa Bakıcı, onlarla görüşmemin sakıncası olmadığını söyledi. Genelkurmay Başkanı’nın selamını iletti. Ben onalarla üç yıldır görüşüyorum. Terörist olsalardı TSK’nın bu şahıslarla görüşmemize engel olmaması mümkün değildi.”


Neriman ve Kemal Aydın’ın tutuklanmasından sonra da aynı evde buluşmaya devam ettiklerini belirten Çalıkuşu “Bizim gittiğimiz ev İşçi Partisi’nin dokümanlarında belirtildiği gibi ‘karargah evi’ değildir. Gittiğimiz ev, TSK tarafından bilinmektedir” dedi.


Harp Okulu Öğrencisi Yaşar Tozkoparan ise Aydın kardeşlerle Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu vasıtasıyla tanıştığını ve üç dört haftada bir buluştuklarını belirtti. Tozkoparan, Kemal Aydın’ın kendilerine Atatürk’ün dünya görüşünü farklı bir bakış açısıyla anlattığını söyledi.


Hrant’a • Facebook sansürü İnternetin sosyal buluşma ortamlarından Facebook’ta yer alan “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeni’yiz” isimli grup yapılan şikayetler üzerine kapatıldı. Grubun kurucusu Vartkes Hergil, Facebook’tan kendisine gönderilen İngilizce bir metinle grubun kapatıldığının bildirildiğini açıkladı.


Grubun kurucusu Vartkes’in haftalık Agos gazetesinde yer alan açıklamasına göre “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeni’yiz” adlı internet grubunun 2 bin 709 üyesi bulunuyor. Vartkes, üyelerine konuyla ilgili gönderdiği açıklamada bir ırkçı grubun ‘grubu şikayet et’ butonunu sürekli tıklatarak sitenin kapanmasını sağladığı belirtildi.


Vartkes, Hrant Ağpar’ı tanıtan yazı, video ve fotoğraflara yer veren grubun herkese açık olduğunu, Ermeni kimliği ile ilgili bilgiler verildiğini ve grubun gittikçe yayıldığını kaydetti. Sayılarının 2 bin 709’a ulaştığı gün Facebook’tan İngilizce yazılı bir metinle grubun erişime kapatıldığını öğrenen Vartkes, kapatılma işlemini şöyle anlattı:


“Gruplar sayfasının en altında ‘şikayet et’ butonu vardır. Bu butona tıklama sayısı belirli bir limiti doldurunca, grup otomatik olarak kapatılıyor ve kurucuya yukarıda sözü edilen mesaj otomatik olarak gönderiliyor. Arkadaşlar yardımıyla Facebook yönetimine İngilizce bir yanıt gönderdim ama daha yanıt alamadım.”

 

Kaynak:

http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=17867

 

---------------------------------------

 

TIME TURK

Cumartesi, 27 Eylül 2008 11:17

İran’ın Asya açılımı için yol haritası

Asya’da İran’a yol haritası gösteren bir rapor “Gelecek Planı ve İran’ın Dış İlişkileri… Doğu’ya Yeniden Açılma: Asya, Rusya ve Hazar Denizi” başlığıyla yayımlandı.

 

Haber Merkezi / TİMETURK 

 

Yeni bir araştırma, İran’ın bölgede gücüne uygun bir yer edinmesini sağlayan stratejik bir Yol Haritası’na ihtiyaç duyduğunu ortaya koydu.  

 

İran Parlamentosu Araştırma Merkezi’ne bağlı Siyasi İncelemeler Bölümü, “Gelecek Planı ve İran’ın Dış İlişkileri… Doğu’ya Yeniden Açılma: Asya, Rusya ve Hazar Denizi” başlıklı bir rapor yayınladı.  

 

Geleceğe İlişkin Plan 

 

Araştırmada, Orta Asya bölgesinin ve Hazar Denizi’yle Kafkasya’nın İran’ın elde etmeye çalıştığı role en uygun bölgelerden biri olduğu belirtilerek, önümüzdeki 20 yıl için geçerli bir planın benimsenmesi gerektiğine vurgu yapıldı.   

 

İran İslam Cumhuriyeti’nin, özellikle de Irak, Afganistan, Türkmenistan, Tacikistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ın kalkınmalarında İran’ın ne kadar önemli bir faktör olduğuna vurgu yapıldığı araştırmada, bu hedefin gerçekleşmesinin İran’ın güç noktalarına yoğunlaşılarak, fırsatlar değerlendirilerek ve ince hesap yapılarak gerçekleştirilebileceğine dikkat çekildi.  

 

Araştırma, İran’ın Afganistan ve Irak’ın yeniden yapılanması noktasında gerektiği kadar rol alamadığına dikkat çekerek, bunda gerekli siyasi desteğin bulunamamasının rolüne değinildi. 

 

Shanghay İşbirliği Örgütü ve Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO) çerçevesinde Asya ülkeleriyle İran arasında iktisadi ve güvenlik işbirliğinin önemine dikkat çekilen araştırmada, bunun kârlı bir işbirliği olduğuna dikkat çekildi.  

 

Eylem Bölgesi

 

Bu çerçevede araştırmacı Eminzade, Asya’ya yönelimin İran’ın çıkarına olduğunu belirterek, bu yönelimin İran’a ekonomik ve siyasi bir çalışma alanı açacağını ifade etti.  

 

İran’ın Batı’yla olan problemlerinin çok ve çeşitli olduğunu belirten Eminzade, kısa sürede buna bir çözüm bulunamayacağını, iki tarafın kendi iradesiyle Asya’yla işbirliğine yoğunlaşmanın isabetli bir seçenek olacağını kaydetti.  

 

Asya devletlerinin de İran’da iyi bir Pazar bulacağına işaret edilen açıklamada, İran‘ın petrol üreticisi bir ülke olması göz önüne bulundurulduğunda Asya’nın enerji talebindeki açığı en iyi İran’la kapatacağına dikkat çekildi.  

 

Güvenlik noktaları  

 

Araştırma, İran’ın güvenlik kaygısının Taliban ve el-Kaide’nin yanı sıra Orta Asya’da Hizbü’t Tahrir gibi İran’a düşman köktenci örgütlerde temsil olunan noktaları aştığına işaret ederek,  Shanghay İşbirliği Örgütü’ne katılmanın bu tehlikeleri önleyeceğine dikkat çekti.  

 

Bu çerçevede İran’ı güvenlik açısından rahatsız eden hassas noktaların, gelecekte Irak’ın bölünmesi, bu ülkede iç savaşın patlak vermesi, Körfez ülkesinde ve özellikle de İran’a komşu olan Arap ülkelerinde dış güçlerin yerleşik hale gelmesi olduğunun altı çizildi. 

 

Araştırmada ayrıca, bu hassas noktalar arasında ABD’nin Arap ülkeleriyle İsrail arasında İran’ın artan nüfuzuna karşı cephe oluşturulması gerekçesiyle yeni bir ittifak oluşmasına ön ayak olması, petrol üretiminin artırılma ve değerinin düşürülme çabaları, Şiilerle Sünniler arasındaki ihtilafların derinleştirilmesi gayretlerinin bulunduğu kaydedildi.  

 

Shangay İşbirliği Örgütü 

 

Araştırmada, Shangay İşbirliği Örgütü’nün İran’ın iç güvenliğiyle ilgili konularda yardım edilmesine güç yetirebileceği konusundaki şüphelerini serdederken, etkili oyuncularla kendilerinin belirlemediği ilişki ve mekanizmaların geliştirilmesine vurgu yapıldı.

 

İran’a komşu ülkelerde ABD üsleri bulunmasının Tahran yönetimine yönelik en büyük meydan okumayı temsil ettiği belirtilirken, İran’a komşu 15 devlet arasında Amerikan üslerinden arındırılmış ülkelerin sadece Rusya, Ermenistan ve Türkmenistan olduğuna dikkat çekildi.  

 

İran yakınındaki Tacikistan, Kırgızistan, ve Kazakistan gibi ülkelerde bulunan Amerikan askerî üslerinin, İran’ın güvenliğine tehdit teşkil ettiğine işaret edildi.  

 

Araştırma, bölgedeki siyasi coğrafyanın değişmesi sonucunda oluşabilecek muhtemel tehditler konusunda uyarılarda bulunurken Irak’ın bölünmesinin ya da burada Federal bir yapının kurulmasının İran’ın dikkat etmesi gereken önemli mesajlar içereceğine vurgu yapıldı.

 

Taliban’ın bazı Afgan vilayetlerindeki faaliyetlerine işaretle, İran’a yakın bölgelerde fanatizmin arttığına dikkat çekildi.

 

Kaynaklar:

http://www.timeturk.com/Iranin-Asya-acilimi-icin-yol-haritasi-27769-haberi.html

http://www.haber10.com/haber/140293