Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri |
22 Eylül 2008, Pazartesi Ergenekoncular liseden arkadaş
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Doğukan Y ile teğmen Mehmet Ali Ç’nin askeri liseden arkadaş olduğu ortaya çıktı. Tutuklu Kemal Aydın ile görüşmesi teknik takibe takılan Doğukan Y’ye, teğmen Mehmet Ali Ç’nin “İrtibatı koparmak yok, seninle büyük işlere imza atacağız” şeklinde mesaj attığı belirlendi.
LİSTE İSTEMİŞTİ • Ergenekon tutuklusu Doğukan Y, ifadesinde tutuklanan teğmenlerden Mehmet Ali Ç’yi askeri liseden tanıdığını belirterek, “Üç üst devremizdi. Askeri lisede alay kıdemli yardımcısıydı. Öğrencilerden sorumluydu. O nedenle tanıştık” dedi. Ergenekon soruşturnasından tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Neriman Aydın’ı ve Durmuş Ali Özoğlu’nu tanımadığını belirten Doğukan Y, “Neriman Aydın’ın evinde yapılan aramada ele geçirilen belgeyi şubat ayında Mehmet Ali Ç’ye verdim. Ç. benden askeri liseden ayrılan öğrencilerin telefon numaralarını ve isimlerini istedi. Bende iyi niyetlerini bildireceği düşüncesiyle verdim” dedi.
Kaynak: http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=17488
---------------------------------------
22 Eylül 2008, Pazartesi Hizbu't Tahrir Bu İddialara Cevap Vermeli Hizbu't Tahrir, Samanyolu TV'de yayınlanan haberlere bir tekzip göndermiş, bu tekzibi yayınlamıştık. Taraf gazetesinde tutuklanan teğmenlerin faaliyetleri ile ilgili bir haber çıktı.
Hizbu't Tahrir, Samanyolu TV'de yayınlanan haberlere bir tekzip göndermiş, bu tekzibi yayınlamıştık. Taraf gazetesinde tutuklanan teğmenlerin faaliyetleri ile ilgili bir haber çıktı.
Hizbu't Tahrir'in sözkonusu tekzibine karşın aşağıda Taraf gazetesinde yer alan habere daha somut bir açıklama getirmesini umuyoruz.
Taraf Gazetesinin haberi
Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan beş teğmenin Hava Harp Okulu öğrencilerine Kemal ve Neriman Aydın kardeşler tarafından kurulan Ankara Hücresi’nde ders verdiği ortaya çıktı. Ergenekon propagandasının yapıldığı bu toplantıların örgüte adam kazandırmak amacıyla yapıldığı saptandı. Teğmenlerin ayrıca görev yaptıkları yerlerdeki komutanları hakkında bilgi toplayarak örgüte ilettikleri de belirlendi. Ergene-kon’un sekizinci dalgasında gözaltına alınan beş teğmene yönelik iddialar, örgütün Harp Okulu’na sızdığını ortaya koydu. Aydın kardeşlerin Ankara Hücresi’nde “Teğmenler” grubunda yer aldıkları iddia edilen subaylara yönelik suçlamalar şöyle:
TEĞMEN MEHMET ALİ Ç • Ankara’da görev yapan Ç’nin komutanları ile ilgili topladığı istihbarat bilgilerini Kemal ve Neriman Aydın’a ilettiği öğrenildi. Arkadaşlarıyla birlikte sürekli darbe planları yapan Ç’nin alt rütbedeki subaylara sürekli yakında darbe olacağını söylediği belirtiliyor.
TEĞMEN NOYAN Ç • Kırklareli’nde görev yapan Noyan Ç’nin de tıpkı Mehmet Ali Ç. gibi komutanları hakkında bilgi toplayarak Aydın kardeşlere ilettiği iddia ediliyor.
YAŞAR T • Ankara Kara Harp Okulu öğrencisi Yaşar T. de Kemal ve Neriman Aydın kardeşler ile sıklıkla görüştüğü belirlendi. Aydın kardeşlerin düzenlediği toplantılara katılan Yaşar T. Kara Harp Okulu’ndaki arkdaşları hakkındaki elde ettiği bilgileri anlattığı ifade ediliyor.
TEĞMEN HASAN HÜSEYİN U • Ankara’da görev yapan U’nun Kemal ve Neriman Aydın ile toplantı düzenleyerek Karargah evlerini koordine ettiği iddia ediliyor.
TEĞMEN ÖNDER K • Elazığ’da görev yapan Önder K. Kemal ve Neriman Aydın’ın Harp Okulu öğrencileri için oluşturduğu karargah evlerinde ders veriyordu ve örgütün propagandasını yaparak örgüte eleman temin ediyordu. TEĞMEN ESEN M • Hakkari’de görev yapan Esen M. de Kemal ve Neriman Aydın ile birlikte oluşturdukları karargah evlerinde toplantılar düzenliyordu.
CİHAT BÖLGELERİ • Gözaltındaki sivillerden Hizbut Tahrir grubu içinde yer alan Süleyman S. ve Kurtçe B’nin Teğmen Mehmet Ali Ç’yle irtibatlı oldukları ve bunlara bilgi verdikleri belirlendi. Süleyman S’nin eniştesi Mehmet Oğuz K’nin ise Ankara’nın çeşitli yerlerinde “Cihat bölgeleri” oluşturduğu ve Hizbut Tahrir üyelerini buralara yerleştirdiği tespit edildi. İşte iddialar:
KURTCE B • Teğmen Mehmet Ali Ç. ve grubu ile irtibatlı olduğu belirlenen B’nin Hizbut Tahrir içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katılıyordu. Kurtce B’nin Hizbut Tahrir örgütü ile Teğmenler grubu arasında iletişimi sağladığı iddia ediliyor.
SÜLEYMAN S • Kurtçe B. ile birlikte aynı hücrede görev yapıyor, Solmaz B’nin yardımcısı konumunda.
DOĞUKAN Y • Kurtçe Bektaş ile birlikte hareket ediyor.
HAMZA D • Kemal Aydın’ın Ankara’daki bazı arsa işlerini takip eden D. bazı kişilerin fişlenmesinde de önemli rol oynuyor.
RIZA D • Piknik ve toplantılar düzenleyerek örgütsel faaliyetlerde bulunan
Rıza D. sürekli olarak Süleyman S. ve Kurtçe B. ile görüşüyor.
RIFAT Y • Hizbut Tahrir içinde örgütsel faaliyetlerde bulunuyor.
MEHMET OĞUZ K • Ankara’da “Cihat Bölgeleri”yle irtibatlı Süleyman S’nin eniştesi.
MAHMUT O • Topladığı arkadaş grubunu ve bazı kişileri Hizbut Tahrir grubuna sokarak örgütün tabanının güçlenmesini sağlıyor.
• Son operasyonda 19 kişiyle birlikte gözaltına alınan Sisi lakaplı Seyhan Soylu, Tolga Sarıoğlu ve Levent Temiz’e ağır suçlamalar var:
SEYHAN SOYLU • Örgüt adına istihbarat topladığı, örgüt çıkarları için bazı siyasi, işadamı ve bürokratları kadın ve içki alemlerine çağırarak onların çıplak görüntülerini çekerek şantaj yaptığı iddia ediliyor.
TOLGA S • Seyhan Soylu’nun sevgilisi olan Tolga S, Soylu’nun aynı zamanda kara kutusu. Seyhan Soylu’nun Ergenekon örgütü adına elde ettiği tüm belge ve bilgileri S’ye kendisi adına muhafaza etmek için verdiği iddia ediliyor.
LEVENT TEMİZ • Eski İstanbul Ülkü Ocakları Levent Temiz hakkındaki en çarpıcı iddia ABD konsolosluğuna yapılan saldırıyı planlayan Erkan Kargın’la görüştüğü şeklinde.
BEŞ TEĞMENE ÜYELİK SUÇLAMASI • Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan 19 kişiden beş teğmen ile bir askeri okul öğrencisi Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevkedildi. Sivil giyimli ve elleri kelepçesiz olan şüpheli askerler, hakim ve savcıların kullandığı kapıdan binaya alındı. Bu sırada askeri bir araç da adliyeye geldi.
Sivil kıyafetli inzibatlar tarafından adliyeye getirilen şüpheliler Ergenekon savcıları Zekeriya Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel’e ifade verdi. Askerlerin, “Ergenekon terör örgütüne üye olmak” suçundan gözaltına alındıkları belirtildi. Gazetemiz baskıya hazırlandığı sırada subayların Adliye’deki sorgusu devam ediyordu.
ÖĞRENCİLERİ MİSAFİR ETMİŞLER • Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan beş teğmen ve bir askeri öğrencinin sık sık görüştüğü tespit edilen Kemal Aydın ve Neriman Aydın kardeşler, mahkemedeki ifadelerinde ilginç açıklamalar yapmıştı. Kemal Aydın, beş temmuzda mahkemede verdiği ifadesinde, telefonlarda “esas devlet” tabirini Genelkurmay için kullandığını söylemişti. Kemal Aydın, “Benim ordu içerisinde ayrı bir örgütlenme amacım yoktur. Ben N.Ç’den önce Harp Akademisi’nde tanıdığım hiçbir öğrenci yoktu. Perinçek’in karargahevleri ile benim Harp Okulu öğrencileri ile geçtiğim diyalogun bir ilgisi yoktur” demişti.
İNSANİ DÜRTÜ • Neriman Aydın ise ifadesinde, evlerinde yaşanan yoğun misafirlik hareketini misafirperverliğine bağlamıştı. Harp Okulu öğrencisi yeğenlerinin dışında okuldan arkadaşlarının da zaman zaman evlerine geldiğini belirtmişti. Aydın ayrıca, insani dürtülerle öğrencilerin mezuniyet sonrası da problemleriyle ilgilendiğini söylemişti.
Taraf
Kaynak: http://www.velfecr.com/haber_detay.php?haber_id=8555
---------------------------------------
22 Eylül 2008, Pazartesi ‘Darbeci’ Erikel şimdi de teğmenlere avukat oldu
Ergenekon tutuklusu teğmenlerin avukatı tartışma yarattı.
‘Yakında darbe olacak beni de başbakan yapacaklar’ dediği
ortaya çıkan Erikel, gündeme gelmek için yaptığı
açıklamalarla dikkat çekiyordu
ERGENEKON terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan 5 teğmen ile bir askeri öğrenci önceki gün gece yarısına kadar savcılıkça sorgulandı. Savcılık Teğmen Önder Koç’u serbest bırakırken teğmenler Mehmet Ali Çelebi, Eren Mumcu, Noyan Çalıkuşu ve Hasan Hüseyin Uçar ile askeri öğrenci Yaşar Tozkoparan tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme teğmenler ile askeri öğrenciyi ‘Terör örgütüne üye olmak’ suçundan tutukladı. Zanlılar Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderildi.
Kaynaklar: http://www.stargazete.com/politika/-darbeci-erikel-simdi-de-tegmenlere-avukat-oldu-129556.htm http://www.samanyoluhaber.com/haber-117991.html http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=741279 http://www.haber7.com/haber/20080922/Ergenekon-tegmenlerinin-avukati.php http://www.stargundem.com/siyaset_haberleri/20771.html http://www.timeturk.com/Darbeci-tegmenlere,-darbeci-avukat-27079-haberi.html http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=53641 http://www.haberaktuel.com/news_detail.php?id=152258 http://www.tumgazeteler.com/?a=4139872 http://www.geyikmerkezi.com/haber.php?id=157726 http://www.ekoyol.com/haber/20080922/Darbeci-tegmenlere-darbeci-avukat.php http://www.cafesiyaset.com/haber/20080922/Darbeci-tegmenlere-darbeci-avukat.php http://www.showhaber.com/81696/Manset/Tegmenlerin-skandal-avukati.html http://www.sicakgundem.com/haberdetay.asp?bolum=6574&uyeid=0 http://www.haberaktuel.com/Tutuklu-4-tegmenin-sasirtan-avukati-haberi-152258.html http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=333175
---------------------------------------
22 Eylül 2008, Pazartesi Nurseli İdiz ve Sisi serbest bırakıldı
Nurseli İdiz’in sağlık kontrolüne giderken yanında kızının da polis aracında olması dikkat çekti. Mahkemece serbest bırakılan İdiz, ‘Ergenekon’un hiçbir yerinde değilim’ dedi
ERGENEKON soruşturmasının 7. dalgasında, 4 teğmen ve 1 askeri öğrencinin ardından dün de Hizb-ut Tahrir üyesi oldukları iddia edilen Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım tutuklandı. Nurseli İdiz, ‘Sisi’ lakaplı transseksüel Seyhan Soylu, sevgilisi ve şantaj kasetlerini saklayan kara kutusu olduğu iddia edilen Tolga Sarıoğlu, Oğuz Çetin ve Mahmut Oğuz Kazancı’nın yanı sıra Eski Ülkü Ocakları Başkanı Avukat Levent Temiz de serbest bırakıldı.
Kaynaklar: http://www.stargazete.com/politika/nurseli-idiz-ve-sisi-serbest-birakildi-129555.htm http://www.tumgazeteler.com/?a=4139556
---------------------------------------
22/09/2008 12 Haziran 2007’de İstanbul’un Ümraniye ilçesinde Çakmak Mahallesi’nde 27 el bombası ile bazı askeri mühimmatın bulunmasıyla başlayan Ergenekon Operasyonu’nda son dalgayla bir ilk yaşandı. Aralarında Veli Küçük, Şener Eruygur ile Hurşit Tolon gibi emekli orgenerallerin bulunduğu ‘emekli’ askerlerin tutuklandığı davada ilk defa muvazzaf (görevi başında) askerler tutuklandı.
Dava kapsamanda yapılan son operasyonda gözaltına alınan 4 teğmen ve bir askeri öğrenci tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir teğmen ise serbest bırakıldı. Öte yandan son operasyonda gözaltına alınan ve aralarında Ülkü Ocakları eski Başkanı Levent Temiz, Oyuncu Nurseli İdiz ile ‘Sisi’ lakaplı Menajer Seyhan Soylu’nun da bulunduğu 13 kişi adliyeye sevk edildi.
4 teğmen tutuklandı
‘Komutanların bilgisi var’
İstihbarat toplamışlar!
‘Cihat’ bölgeleri oluşturmuşlar!
(İstanbul/EVRENSEL)
Kaynak: http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=37662 http://www.tumgazeteler.com/?a=4140074
---------------------------------------
22 Eylül 2008, Pazartesi Tutuklanan subaydan Hizbuttahrir üyesine: Büyük işlere imza atacağız
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan zanlılardan Nurseli İdiz ve Seyhan Soylu'nun da bulunduğu 5 kişi serbest kaldı. Hizbuttahrir üyesi 6 kişi tutuklandı. Ergenekon'un, Hizbuttahrircilerle bağlantıyı genç subaylarla sağladığı belirlendi. Teğmenlerden M. Ali Çelebi'nin Hizbuttahrir üyelerine "İrtibatı koparmayalım. Büyük işlere imza atacağız." dediği öğrenildi.
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde tutulan 2'si kadın 13 kişinin işlemleri dün sabah saatlerinde tamamlandı. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen zanlılar, ilk olarak Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi. İşlemleri tamamlanan şüpheliler, ifadelerinin alınması için adliyeye getirildi. Nurseli İdiz, Seyhan Soylu, Oğuz Çetin, Tolga Sarıoğlu ve Mahmut Oğuz Kazancı savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.
Adliye çıkışında soruları cevaplayan Nurseli İdiz, 'Tam olarak neyle suçlandınız?' sorusu üzerine, "Ergenekon ile ilgili ifademize başvuruldu. Dördüncü günün sonunda ifademizi verdik. Genelde herkese ne sorulduysa bize de onlar soruldu. Spesifik bir soru yoktu. Ergenekon'la ilgili konuşmak için çok erken. Olay yargıda." diye konuştu. İdiz, 'Kendinizi Ergenekon soruşturmasının neresinde görüyorsunuz?' sorusunu "Kendimi hiçbir yerinde görmüyorum açıkçası." şeklinde cevapladı.
Son operasyonda Hizbuttahrir örgütü oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan 8 kişiden ise 6'sı tutuklandı.
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısınca tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen zanlılardan Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım cezaevine gönderildi. Bu kişilerden Doğukan Yorulmaz, mahkemece serbest bırakıldı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sorguda Hizbuttahrir bağlantılı oldukları iddia edilen 7 şüpheliye önceki gün tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile bağlantıları soruldu. Çelebi'nin Süleyman Solmaz aracılığıyla diğer şüphelilere ulaştığı ortaya çıktı. Grubun bir yıldır dinî toplantılar, yemekler vasıtasıyla görüştükleri belirlendi. Gruba ayrıca Kemal ve kardeşi Neriman Aydın'la ilişkileri de soruldu.
'İrtibatı koparmayalım'
Mahkemedeki sorgusunda askerî liseden ayrıldığını belirten Doğukan Yorulmaz, Ergenekon soruşturmasında önceki gün tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile okuldan tanıştığını anlattı. Yorulmaz'ın Çelebi'nin kendisine 'İrtibatı koparmak yok, beraber büyük işlere imza atacağız.' sözlerini iyi niyet bildirme olarak değerlendirdiğini anlattığı öğrenildi. 1 Temmuz'daki soruşturmada gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Hamza Demir, bundan sonra Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu isimli teğmenlerin kendisine "Bir ihtiyacın var mı, yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı?" diye sorduklarını ve teğmenlerle o şekilde tanıştığını anlattığı kaydedildi. Hizbuttahrir ile bağlantısı olmadığını iddia eden şüphelilerden Mahmut Oğuz, Neriman Aydın'ın bilgisayarında ele geçirilen Hizbuttahrir ile ilgili not ve bilgilerden haberi olmadığını söylediği belirtildi. Süleyman Solmaz ise, Mehmet Ali Çelebi ile Ankara Kızılay'da taksi şoförlüğü yaparken arabasına bindiği sırada tanıştığını ve dinî konulardan konuştuklarını, teğmenin kendisinden okumak için kitap istediğini ve bir süre mesajlaştıklarını aktardığı öğrenildi. Son operasyonda şu ana kadar 4'ü teğmen, biri askerî öğrenci ve 6'sı Hizbuttahrir üyesi 11 kişi tutuklandı. 7 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Levent Temiz'in sorgusu ise gece geç saatlere kadar sürdü.
'Emniyette çok medenî karşılandık'
'Sisi' ile birlikte adliyeye sevk edilen Nurseli İdiz serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamada, "Hem emniyette, hem cumhuriyet savcılığında inanılmaz medenî bir yaklaşımla karşılaştık. Mutluluk duyduk." dedi. Hizbuttahrir üyesi olduğu ileri sürülen zanlılar adliyeye getirilişleri sırasında yüzlerini kapattı.
Sisi, Ergenekon savcısını övmüştü: Cesaretini takdir ediyorum
Sisi lakabıyla tanınan Seyhan Soylu, gözaltına alınmadan bir gün önce Akşam Gazetesi'ne verdiği mülakatta cesareti sebebiyle Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ü takdir ettiğini söylüyor. Soylu, "Büyük bir cesaret. Altından kimlerin çıkacağı belli olmayan bir durumun üzerine gitti, küçücük bir fenerle kara bir tünele girdi." diyor. Akşam, dünkü 'Pazar' ekinde Seyhan Soylu ile yapılan röportaja geniş bir şekilde yer verdi. 'Davayı soruşturan savcıyı takdir ediyorum' başlığıyla duyurulan haberde, Soylu'nun Ergenekon'a ilişkin ilginç açıklamaları var. 'Ergenekon soruşturmasını onaylıyor musunuz?' sorusuna 'onaylıyorum' cevabını veren Soylu, darbeye karşı olduğunu söylüyor: "Ben darbeye karşıyım, yaşam özgürlüğüne değil. Ergenekon davasını soruşturan savcıyı da takdir ediyorum. Büyük bir cesaret. Altından kimlerin çıkacağı belli olmayan bir durumun üzerine gitti, küçücük bir fenerle kara bir tünele girdi."
Seyhan Soylu, Ergenekon'un da kendi nezdinde Susuzluk gibi bir olay olduğunu anlatıyor. Ergenekon'un laik düşüncenin ve vatansever bir topluluğun hareketi olduğunu ancak kişisel çıkarlar yüzünden rayından çıktığını ifade eden Soylu, "Ergenekon dış mihraklara karşı laik Türkiye Cumhuriyeti'nin, Kemalist düşüncenin, çağdaş bir yapılanma altındaki vatansever topluluğun harekâtıydı. Ama Ergenekon'daki makam ve hiyerarşi, insanların egolarına gitgide farklı duygular vermeye başladı. Ve pirincin içindeki taşlar çıkmaya başladı aynı Susurluk'taki gibi. Ergenekon bir destandır, bu destanın içinde 3-5 kişiden bazısı ekonomik, bazısı makam için terörizmin tetiklenmesine sebep olup bir anda yok oldular." diyor.
İstanbul, Zaman
Kaynaklar: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=741231 http://www.tumgazeteler.com/?a=4138788 http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=53613
---------------------------------------
22.09.2008 6 KİŞİ TUTUKLANDI Seda KILIÇ – İSTANBUL
Bu kişilerden Hizbut Tahrir örgütüne üye oldukları iddia edilen Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım tutuklandı. Doğukan Yorulmaz mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Sorgusu geceyarısına kadar süren Ülkücü Avukat Levent Temiz de tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.
Kaynak: http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=130467,3 http://www.tumgazeteler.com/?a=4139230
---------------------------------------
22 Eylül 2008, Pazartesi İşte Ergenekon'da son durum Hizbul Tahrirci Sanıktan Teğmene Dini İçerikli Kitaplar
Zanlı askerlerden diğer 5'i ise Hizbul Tahrir örgtütü hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığını öne sürdü. Sanıklardan Kurtça Bektaş ise sorgusunda arkadaşlarından Mahmut Oğuz'un sohbetlerde bu örgütten söz ettiğini, Rıza Demir'in de internetten bu örgütü araştırıp kendilerini bilgilendirdiğini itiraf etti.
Kaynak: http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS/GP_290738
---------------------------------------
22 Eylül 2008 İslamcı Ergenekon: İBDA-C, Hizb-ut Tahrir, Haydari, Hizbullah, Nizam-ı Âlem, Gülen cemaati ve AKP Önder Aytaç & Emre Uslu
Ergenekon yapılanmasının seküler yüzü artık saklanamayacak kadar açığa çıktı. Ergenekon örgütüne açık tavır alan İslamî yapıların içlerindeki Ergenekoncularsa şimdiye kadar çok net tartışılmadı. Örneğin medyada yer alan haberlere bakılırsa “ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na düzenlenen, üç polis memurunun şehit olduğu, üç teröristin ölü ele geçirildiği kanlı saldırının talimatının cezaevinden verildiği ortaya çıktı. Ölüm timinin lideri Erkan Kargın’a talimatı, halen Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ergenekon örgütünün istihbarat sorumlusu Erkut Ersoy’un verdiği ileri sürüldü. Öldürüldüğünde üzerinde bir cep telefonu ile iki SIM kart bulunan Kargın’ın, Kandıra Cezaevi’ndeki Ersoy ile mayıs ve haziran aylarında üç kez görüştüğü, ayrıca yine aynı dönemde üç kez de Ergenekon örgütünün üst düzey iki tutuklu yöneticisiyle de görüşme yaptığı tespit edildi.”
12 temmuz günkü yazımızda “Amerikan konsolosluğuna saldıranlardan birinin eski bir “itirafçı” olduğu iddia ediliyor. Görünürde kontrol edilemeyen bir itirafçı olduğu iddia edilen bu şahıs, başka birilerinin kontrolüne girmiş olabilir mi,” diye sormuştuk. Görünen o ki, Ergenekon İslamî kesimin derinliklerine doğru kancalar atmış ve onları da amaçları doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor.
Hatırlayınız, 30 haziran tarihli “Ulusalcı-İBDA-C ilişkisi” başlıklı yazımızın ardından Yeni Aktüel dergisine konuşan Sadeddin Ustaosmanoğlu “2003 yılında kendilerine Sultan Galiyevci diyen Ulusalcı ekipten emekli bir binbaşı, arkadaşlarımızla bir görüşme yaptı ve şu tekliflerde bulundu; Vatansever Güçler Birliği adında bir oluşum düşünüyoruz, bu oluşum dergi ve dernek faaliyeti şeklinde tezahür edecek, ilk etapta üniversite gençliği etrafında çalışma yapacak, sonra büyük illerde dernekler açılacak, daha sonra da bütün illerde Kuvvayı Milliye yapılanması gibi örgütleneceğiz. Bu hareket kitle gösterileri organize edip bir takım propagandif ve manipületif işlerde bulunacak. Sokağa ve gençliğe hâkim olmaya çalışacak. Çıkacak derginin 4-5 sayısını kendilerinin finans edeceğini söyleyen binbaşı, televizyon programları konusunda da yardımcı olabileceklerini söyledi. Şartları şuydu; siz İslam ihtilalinden bahsetmeyip Kemalizme saldırmayacaksınız, biz de şeriata saldırmayacağız. Bu dönemde, birçok İslamcı gruba gidildiği duyumlarını almıştık, kimin kabul edip etmediğini, tabiî olarak bugün daha net görmeye başladık.”
İBDA-C’nin ulusalcılarla dost olan kanadına bir de Hizb-ut Tahrir örgütünü eklemek gerekiyor. Medyaya yansıyan bilgilere göre, Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan muvazzaf askerlerden Kurtçe Bektaş’ın da teğmen Mehmet Ali Çelebi gurubunda faaliyet gösterdiği ve Hizb-ut Tahrir Örgütü içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katıldığı ileri sürülüyor. Hatırlayınız, 2 Eylül 2005 yılında ‘Hizb-ut Tahrir’ örgütü bir Cuma namazı sonrasında İstanbul Fatih Camii’nde adeta şov yaparak şeriat isteyip halifeliği geri getirme çağrısı yapmışlardı ve basın bildirisi okumuşlardı/dağıtmışlardı. Neresinden bakılırsa bakılsın provokatif bir eylem olduğu görülen bu hareketin kimler tarafından organize edildiği emniyetçi arkadaşlar tarafından o zaman çok net okunuyordu. Şimdi, sıradan insanlar tarafından da daha net anlaşılıyor. Belli ki Hizb-ut Tahrir’in en azından bir kanadı da Ergenekon şemsiyesi altına sığınan İslamcı yapılardan biri denilebilir mi?
Yine Trabzon civarında ve kısmen de Karadeniz bölgesinde, Karadenizli olmak özelliğini, geleneksel İslamcılık ve hemşerilik bağlarını da kullanarak etkili kılan ve bir partinin genel başkanı da olan bir İslamcı grubun da ulusalcı yapının aktif elemanı olarak çalıştığı söylenebilir mi? Son bir kaç aydır sesi çıkmasa da ulusalcı dalganın yüksek olduğu dönemlerde, bölgede misyonerlik karşıtı duyguları ajite ederek katledilen papazın ölümünü hazırlayan iklimin oluşturulmasında aktif rol almamış mıydı? Bu çerçevede CD’ler hazırlayıp internet siteleri üzerinden yaptığı yayınlarla da diğer grupları hedef alan bu yapıyı da İslamcı-Ulusalcı çerçevede değerlendirmek gerekmiyor mu?
Yine Trabzon çevresinde ‘Nizam-ı Âlem Ocakları’ grubuna sızdığı anlaşılan Ergenekoncu yapılanmanın, Güneydoğu’da da ‘Hizbullah’ içinde etkinliğinin olabileceği söylenebilir. Bunlara ek olarak Gülen cemaati içine sızdığı anlaşılan Tuncay Güney ile bu cemaatten devşirilen/satın alınan Nurettin Veren ve adlarını bilemediğimiz ama tahmin edebileceğimiz belki de halen cemaatin içinde aktif olarak mevcudiyetini sürdüren Ergenekon yapılarının varlığı da düşünülürse, Ergenekon savcısının yaptığı temizliğin, hâlâ yeterli olmadığı açık ve seçik görülecektir.
Bütün bunlar nihayetinde devlet ile ilişkisi sınırlı, çoğu zaman da sorunlu olan İslamcı yapılanmalar. Asıl tehlike AKP’nin içindeki Ergenekon’un etkinliğinin olup olmadığıdır? Turan Çömez mi dediniz o daha ne ki?.. Hele bir ‘Pandora’nın Kutusu’ açılsın neler neler göreceğiz.
Kaynaklar: http://www.mazlumder.org/yazar.asp?yaziID=2117 http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?id=28
|
|
|