Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri

 

22 Eylül 2008, Pazartesi

Ergenekoncular liseden arkadaş

 

Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Doğukan Y ile teğmen Mehmet Ali Ç’nin askeri liseden arkadaş olduğu ortaya çıktı. Tutuklu Kemal Aydın ile görüşmesi teknik takibe takılan Doğukan Y’ye, teğmen Mehmet Ali Ç’nin “İrtibatı koparmak yok, seninle büyük işlere imza atacağız” şeklinde mesaj attığı belirlendi.

 

LİSTE İSTEMİŞTİ • Ergenekon tutuklusu Doğukan Y, ifadesinde tutuklanan teğmenlerden Mehmet Ali Ç’yi askeri liseden tanıdığını belirterek, “Üç üst devremizdi. Askeri lisede alay kıdemli yardımcısıydı. Öğrencilerden sorumluydu. O nedenle tanıştık” dedi. Ergenekon soruşturnasından tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Neriman Aydın’ı ve Durmuş Ali Özoğlu’nu tanımadığını belirten Doğukan Y, “Neriman Aydın’ın evinde yapılan aramada ele geçirilen belgeyi şubat ayında Mehmet Ali Ç’ye verdim. Ç. benden askeri liseden ayrılan öğrencilerin telefon numaralarını ve isimlerini istedi. Bende iyi niyetlerini bildireceği düşüncesiyle verdim” dedi.


TEĞMENLER ARAMIŞ •
Ergenekon soruşturmasında daha önce Kemal Aydın ile birlikte gözaltına alınıp  bırakılan Hamza Demir ise serbest bırakıldıktan sonra iki teğmenin kendisini aradığını herhangi bir ihtiyacının olup olmadığını sorduklarını söyledi. Demir, “Teğmenlerin adı Mehmet Ali Ç. ve Noyan Ç’dir” dedi.


ARKADAŞ ÇEVRESİ •
Hizbut Tahrir üyesi olmadığını belirten Mahmut Oğuz da ifadesinde, “Şüphelilerden Kurca Bektaş, Rıfat Yıldırım ve Süleyman Solmaz’ı tanırım. Arkadaş çevremdir. Bu arkadaşlara Köklü Değişim yayınevinin dergi ve kitaplarını para karşılığı sattım” dedi.


TAKSİDE TANIŞMIŞLAR •
Süleyman Solmaz ise tutuklanan teğmen Mehmet Ali Ç. ile Kızılay’da taksi şoförlüğü yaparken tanıştığını iddia etti.


MAHMUT OĞUZ BİLGİ VERDİ •
Şüpheli Kurtca Bektaş, şüphelilerden Mahmut Oğuz’u, Süleyman Solmaz isimli arkadaşının evinde tanıdığını söyledi. Mahmut Oğuz isimli kişinin getirdiği kitap ve CD’leri sohbet sırasında kendilerine okuduğunu ifade eden Bektaş, “Oğuz sohbetlerde Hizbut Tahrir konusunda bize bilgi verdi” dedi.


HİLAFET GETİRECEKTİ •
Geçen sene Ramazan ayında Süleyman Solmaz ve diğer arkadaşları ile iftarda sohbet ettiklerini kaydeden Rıfat Yıldırım, “Kazım isimli bir kişi vardı. Bize Hizbut Tahrir’den bahsetti. Hizbut Tahrir’in hilafeti getireceğini söyledi. Biz ilgilenmedik. Daha sonra Mahmut abi ile tanıştık. Onunla da dini sohbetler ettik” dedi.


ARSLAN HARİÇ HERKESİ TANIYOR • Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz, Danıştay saldırganı Alparslan Arslan’ı tanımadığını öne sürdü.


MİTİNGTE TANIŞMIŞ •
Ergenekon adına faaliyette bulunduğu ileri sürülen Temiz’e, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan sanıkları tanıyıp tanımadığı soruldu. Temiz, Muzaffer Tekin’i Çağlayan’da yapılan “Annan Planına Hayır” mitinginde tanıdığını, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ü ise Türk Dünyası ve Araştırma Vakfı’nda Prof. Dr. Turan Yazgan’ın yanında gördüğünü ve tanıştığını ileri sürdü.


ŞÜPHELENİYORDUK •
2003 yılında yapılan bir mitingde Mehmet Zerkeriya Öztürk’ü gördüğünü ifadesinde belirten Temiz, “Oktay Yıldırım’la Büyük Hukukçular Derneği’nde tanıştım. Bekir Öztürk’ü ise gıyaben tanıyorum. Benim avukatlığını yapmamı istemişti. Kabul etmemiştim” dedi. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Mehmet Zekeriya Öztürk’ün bilgisayarında bulunan bir belge ile ilgili olarak sorulan soruya ise “Zekeriya Öztürk’den şüpheleniyorduk. Neden bu şekilde bir not almış bilmiyorum” şeklinde konuştu.


KERİNÇSİZ’LE AYRILDIK •
Temiz, “Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu avukat grubu tarafından Büyük Hukukçular Derneği’ni kurduk. Kerinçsiz bizden habersiz bazı davalar açtı. Bundan rahatsız olduk. Derneğe tanımadığımız kişiler geliyordu. 2006 yılında beş arkadaş dernekten ayrıldık” dedi.

 

Kaynak:

http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=17488

 

---------------------------------------

 

22 Eylül 2008, Pazartesi

Hizbu't Tahrir Bu İddialara Cevap Vermeli

Hizbu't Tahrir, Samanyolu TV'de yayınlanan haberlere bir tekzip göndermiş, bu tekzibi yayınlamıştık. Taraf gazetesinde tutuklanan teğmenlerin faaliyetleri ile ilgili bir haber çıktı.

 

Hizbu't Tahrir, Samanyolu TV'de yayınlanan haberlere bir tekzip göndermiş, bu tekzibi yayınlamıştık. Taraf gazetesinde tutuklanan teğmenlerin faaliyetleri ile ilgili bir haber çıktı.

 

Hizbu't Tahrir'in sözkonusu tekzibine karşın aşağıda Taraf gazetesinde yer alan habere daha somut bir açıklama getirmesini umuyoruz.

 

Taraf Gazetesinin haberi

 

Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan beş teğmenin Hava Harp Okulu öğrencilerine Kemal ve Neriman Aydın kardeşler tarafından kurulan Ankara Hücresi’nde ders verdiği ortaya çıktı. Ergenekon propagandasının yapıldığı bu toplantıların örgüte adam kazandırmak amacıyla yapıldığı saptandı. Teğmenlerin ayrıca görev yaptıkları yerlerdeki komutanları hakkında bilgi toplayarak örgüte ilettikleri de belirlendi. Ergene-kon’un sekizinci dalgasında gözaltına alınan beş teğmene yönelik iddialar, örgütün Harp Okulu’na sızdığını ortaya koydu. Aydın kardeşlerin Ankara Hücresi’nde “Teğmenler” grubunda yer aldıkları iddia edilen subaylara yönelik suçlamalar şöyle:

 

TEĞMEN MEHMET ALİ Ç • Ankara’da görev yapan Ç’nin komutanları ile ilgili topladığı istihbarat bilgilerini Kemal ve Neriman Aydın’a ilettiği öğrenildi. Arkadaşlarıyla birlikte sürekli darbe planları yapan Ç’nin alt rütbedeki subaylara sürekli yakında darbe olacağını söylediği belirtiliyor.

 

TEĞMEN NOYAN Ç • Kırklareli’nde görev yapan Noyan Ç’nin de tıpkı Mehmet Ali Ç. gibi komutanları hakkında bilgi toplayarak Aydın kardeşlere ilettiği iddia ediliyor.

 

YAŞAR T • Ankara Kara Harp Okulu öğrencisi Yaşar T. de Kemal ve Neriman Aydın kardeşler ile sıklıkla görüştüğü belirlendi. Aydın kardeşlerin düzenlediği toplantılara katılan Yaşar T.  Kara Harp Okulu’ndaki arkdaşları hakkındaki elde ettiği bilgileri anlattığı ifade ediliyor.

 

TEĞMEN HASAN HÜSEYİN U • Ankara’da görev yapan U’nun Kemal ve Neriman Aydın ile toplantı düzenleyerek Karargah evlerini koordine ettiği iddia ediliyor.

 

TEĞMEN ÖNDER K • Elazığ’da görev yapan Önder K. Kemal ve Neriman Aydın’ın Harp Okulu öğrencileri için oluşturduğu karargah evlerinde ders veriyordu ve örgütün propagandasını yaparak örgüte eleman temin ediyordu.

TEĞMEN ESEN M • Hakkari’de görev yapan Esen M. de  Kemal ve Neriman Aydın ile birlikte oluşturdukları karargah evlerinde toplantılar düzenliyordu.

 

CİHAT BÖLGELERİ • Gözaltındaki sivillerden Hizbut Tahrir grubu içinde yer alan Süleyman S. ve Kurtçe B’nin Teğmen Mehmet Ali Ç’yle irtibatlı oldukları ve bunlara bilgi verdikleri belirlendi. Süleyman S’nin eniştesi Mehmet Oğuz K’nin ise Ankara’nın çeşitli yerlerinde “Cihat bölgeleri” oluşturduğu ve Hizbut Tahrir üyelerini buralara yerleştirdiği tespit edildi. İşte iddialar:

 

KURTCE B • Teğmen Mehmet Ali Ç. ve grubu ile irtibatlı olduğu belirlenen B’nin Hizbut Tahrir içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katılıyordu. Kurtce B’nin Hizbut Tahrir örgütü ile Teğmenler grubu arasında iletişimi sağladığı iddia ediliyor.

 

SÜLEYMAN S • Kurtçe B. ile birlikte aynı hücrede görev yapıyor, Solmaz B’nin yardımcısı konumunda.

 

DOĞUKAN Y • Kurtçe Bektaş ile birlikte hareket ediyor.

 

HAMZA D • Kemal Aydın’ın Ankara’daki bazı arsa işlerini takip eden D. bazı kişilerin fişlenmesinde de önemli rol oynuyor.

 

RIZA D • Piknik ve toplantılar düzenleyerek örgütsel faaliyetlerde bulunan

 

Rıza D.  sürekli olarak Süleyman S. ve Kurtçe B. ile görüşüyor.

 

RIFAT Y • Hizbut Tahrir içinde örgütsel faaliyetlerde bulunuyor.

 

 

MEHMET OĞUZ K • Ankara’da “Cihat Bölgeleri”yle irtibatlı Süleyman S’nin eniştesi.

 

MAHMUT O • Topladığı arkadaş grubunu ve bazı kişileri Hizbut Tahrir grubuna sokarak örgütün tabanının güçlenmesini sağlıyor.

 

• Son operasyonda 19 kişiyle birlikte gözaltına alınan Sisi lakaplı Seyhan Soylu, Tolga Sarıoğlu ve Levent Temiz’e ağır suçlamalar var:

 

SEYHAN SOYLU • Örgüt adına istihbarat topladığı, örgüt çıkarları için bazı siyasi, işadamı ve bürokratları kadın ve içki alemlerine çağırarak onların çıplak görüntülerini çekerek şantaj yaptığı iddia ediliyor.

 

TOLGA S • Seyhan Soylu’nun sevgilisi olan Tolga S, Soylu’nun aynı zamanda kara kutusu. Seyhan Soylu’nun Ergenekon örgütü adına elde ettiği tüm belge ve bilgileri S’ye  kendisi adına muhafaza etmek için verdiği iddia ediliyor.

 

LEVENT TEMİZ • Eski İstanbul Ülkü Ocakları Levent Temiz hakkındaki en çarpıcı iddia ABD konsolosluğuna yapılan saldırıyı planlayan Erkan Kargın’la görüştüğü şeklinde.

 

BEŞ TEĞMENE ÜYELİK SUÇLAMASI • Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan 19 kişiden beş teğmen ile bir askeri okul öğrencisi Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevkedildi. Sivil giyimli ve elleri kelepçesiz olan şüpheli askerler, hakim ve savcıların kullandığı kapıdan binaya alındı. Bu sırada askeri bir araç da adliyeye geldi.

 

Sivil kıyafetli inzibatlar tarafından adliyeye getirilen şüpheliler Ergenekon savcıları Zekeriya Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel’e ifade verdi. Askerlerin, “Ergenekon terör örgütüne üye olmak” suçundan gözaltına alındıkları belirtildi. Gazetemiz baskıya hazırlandığı sırada subayların Adliye’deki sorgusu devam ediyordu.

 

ÖĞRENCİLERİ MİSAFİR ETMİŞLER • Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan beş teğmen ve bir askeri öğrencinin sık sık görüştüğü tespit edilen Kemal Aydın ve Neriman Aydın kardeşler, mahkemedeki ifadelerinde ilginç açıklamalar yapmıştı. Kemal Aydın, beş temmuzda mahkemede verdiği ifadesinde, telefonlarda “esas devlet” tabirini Genelkurmay için kullandığını söylemişti. Kemal Aydın, “Benim ordu içerisinde ayrı bir örgütlenme amacım yoktur. Ben N.Ç’den önce Harp Akademisi’nde tanıdığım hiçbir öğrenci yoktu. Perinçek’in karargahevleri ile benim Harp Okulu öğrencileri ile geçtiğim diyalogun bir ilgisi yoktur” demişti.

 

İNSANİ DÜRTÜ • Neriman Aydın ise ifadesinde, evlerinde yaşanan yoğun misafirlik hareketini misafirperverliğine bağlamıştı. Harp Okulu öğrencisi yeğenlerinin dışında okuldan arkadaşlarının da zaman zaman evlerine geldiğini belirtmişti. Aydın ayrıca, insani dürtülerle öğrencilerin mezuniyet sonrası da problemleriyle ilgilendiğini söylemişti.

 

Taraf 

 

Kaynak:

http://www.velfecr.com/haber_detay.php?haber_id=8555

 

---------------------------------------

 

22 Eylül 2008, Pazartesi

‘Darbeci’ Erikel şimdi de teğmenlere avukat oldu

Ergenekon tutuklusu teğmenlerin avukatı tartışma yarattı. ‘Yakında darbe olacak beni de başbakan yapacaklar’ dediği ortaya çıkan Erikel, gündeme gelmek için yaptığı açıklamalarla dikkat çekiyordu
 

ERGENEKON terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan 5 teğmen ile bir askeri öğrenci önceki gün gece yarısına kadar savcılıkça sorgulandı. Savcılık Teğmen Önder Koç’u serbest bırakırken teğmenler Mehmet Ali Çelebi, Eren Mumcu, Noyan Çalıkuşu ve Hasan Hüseyin Uçar ile askeri öğrenci Yaşar Tozkoparan tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme teğmenler ile askeri öğrenciyi ‘Terör örgütüne üye olmak’ suçundan tutukladı. Zanlılar Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderildi.

 
‘BİR SAKINCA YOK DEMİŞLER’


ADLİYE
çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran teğmenlerin avukatı Yusuf Erikel, sorguda teğmenlere Ergenekon şüphelilerinden Neriman ve tutuklu Kemal Aydın ile yaptıkları görüşmelerin sorulduğunu söyledi. Teğmenlerin, ifadelerinde yaptıkları görüşmelerin komutanlarının bilgisi dáhilinde olduğunu söylediklerini anlatan avukat Erikel ‘Neriman ve Kemal Aydın ile yaptıkları telefon görüşmesinden dolayı suçlanıyorlardı. Bu görüşmelerden komutanlarının bilgisi vardı. Görüşmelerinde herhangi bir sakınca olmadığını kendilerine iletmişler’ dedi.


TEĞMENLERLE YAN YANA GELEMEZ


ERİKEL’İN
teğmenlerin avukatı olarak ortaya çıkması kafaları karıştırdı. Milli Demokrat Halkın Partisi’ni (MDHP) kurarak siyasete giren Erikel, daha sonra BBP’ye ilhak etti. BBP’nin sözcüsü olan Erikel, açıklamalarıyla Muhsin Yazıcıoğlu ve parti yönetimin tepkisini çekince görevden alındı. Siyasette tutunamayan Erikel’in bugüne kadar yaptığı açıklamalar ve duruşu bile teğmenlerle yan yana gelmesini ya da getirilmesini imkansız kılıyor.


‘DARBENİN BAŞBAKANIYIM’


YUSUF
Erikel’in MDHP Genel Başkanı olarak Ankara’da Armada Alışveriş Merkezi’nde görüştüğü Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu’na ‘Darbe olacak. AKP düşürülecek. Ben Başbakan olacağım. Birlikte hareket edelim’ dediği ortaya çıkmıştı. Aynı Erikel’in bazı STK’ları ziyaret ederek aynı gerekçelerle tehditler savurduğu belirlenmişti. Erikel bu girişimlerinin duyulması üzerine yurt dışına çıkmıştı.


Ergenekon’la Hizb-ut Tahrir nasıl buluştu


TÜRKİYE Hizb-ut Tahrir örgütü ile 2005 yılının Eylül ayında tanıştı. Fatih Camii’nde toplanan örgüt üyeleri, hilafet talep ettiler ve Atatürk aleyhine sloganlar attılar. Örgüt lideri Yılmaz Çelik, hilafet isteyen pankartlar taşıyan grup tarafından aralarına alınıp camiden çıkarıldı. Polis de bu duruma müdahale etmedi. Daha sonra İstanbul ve Ankara başta olmak üzere beş ilde aynı anda yapılan operasyonlarda, örgüt lideri Yılmaz Çelik ile iki Filistinli’nin de aralarında olduğu 67 kişi gözaltına aldı.


Bu eylemi ‘cesurca’ bulan Ergenekon’un Hizb-ut Tahrir ile temasa geçme kararı aldığı belirlendi. İlk olarak örgütün lideri Yılmaz Çelik ile görüşüldü. 2005 yılındaki operasyonlardan sonra dağılan örgüte Ergenekon desteği geldi. 3 yıl içerisinde örgüt yeniden toparlandı.


DANIŞTAY’I KAPATACAĞIZ: Okul dışında başörtü takan öğretmenin meslekten atılmasını onaylayan Danıştay’a ‘Tanrı mı kesildiniz bu ülkenin başına? Siz kimsiniz?’ diye çıkışan MDHP Genel Başkanı Erikel ‘İbret olsun diye Danıştay’ı kapatacağız’ demişti.


TUNCER KILINÇ’A DAVA AÇTI:
Yusuf Erikel, eşi türbanlı olan siyasilere ‘Başını açmayan eşinizi boşayın’ çağrısı yapan MGK eski Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç’a eşi başörtülü olan lider olarak hakaret ile 1 YTL’lik manevi tazminat davası açmıştı.


PKK KOMPLOSU:
Erikel, 2005 yılında Malatya’dan sonra diğer Güneydoğu illerinde de görülen ishal ve tifo vakalarının, PKK’nın yeni bir savaş taktiği olduğunu iddia etmişti.

 
YOLSUZLUK ZİYARETİ:
Yusuf Erikel, MDHP Genel Başkanı olarak Çakıcı skandalına adı karışan Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’yı ziyaret etmiş ve Özkaya’ya destek vermişti.


HAFIZ SİYASETÇİ:
Kuran’ı Kerim’i ezbere bilen Avukat Erikel, Partisi MDHP’yi de ‘Hz. Ali’nin cesareti, Hz. Ömer’in adaleti ve Mustafa Kemal’in fikirleri ile yola çıktık’ sloganıyla kurdu.


Ergenekon Hizb-ut Tahrir’i yeniden güçlendirerek 3 Eylül 2005 günü Fatih Camii’nde yapılan bu eylemin çok daha etkilisini yaptırmaya hazırlanıyordu. Eğer gözaltılar yapılmasaydı büyük bir camide Türkiye’yi karıştıran eylemlerinin bir benzerini yapacaklardı.

 

Kaynaklar:

http://www.stargazete.com/politika/-darbeci-erikel-simdi-de-tegmenlere-avukat-oldu-129556.htm

http://www.samanyoluhaber.com/haber-117991.html

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=741279

http://www.haber7.com/haber/20080922/Ergenekon-tegmenlerinin-avukati.php

http://www.stargundem.com/siyaset_haberleri/20771.html

http://www.timeturk.com/Darbeci-tegmenlere,-darbeci-avukat-27079-haberi.html

http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=53641

http://www.haberaktuel.com/news_detail.php?id=152258

http://www.tumgazeteler.com/?a=4139872

http://www.geyikmerkezi.com/haber.php?id=157726

http://www.ekoyol.com/haber/20080922/Darbeci-tegmenlere-darbeci-avukat.php

http://www.cafesiyaset.com/haber/20080922/Darbeci-tegmenlere-darbeci-avukat.php

http://www.showhaber.com/81696/Manset/Tegmenlerin-skandal-avukati.html

http://www.sicakgundem.com/haberdetay.asp?bolum=6574&uyeid=0

http://www.haberaktuel.com/Tutuklu-4-tegmenin-sasirtan-avukati-haberi-152258.html

http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=333175

 

---------------------------------------

 

22 Eylül 2008, Pazartesi

Nurseli İdiz ve Sisi serbest bırakıldı

 

Nurseli İdiz’in sağlık kontrolüne giderken yanında kızının da polis aracında olması dikkat çekti. Mahkemece serbest bırakılan İdiz, ‘Ergenekon’un hiçbir yerinde değilim’ dedi

 

ERGENEKON soruşturmasının 7. dalgasında, 4 teğmen ve 1 askeri öğrencinin ardından dün de Hizb-ut Tahrir üyesi oldukları iddia edilen Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım tutuklandı. Nurseli İdiz, ‘Sisi’ lakaplı transseksüel Seyhan Soylu, sevgilisi ve şantaj kasetlerini saklayan kara kutusu olduğu iddia edilen Tolga Sarıoğlu, Oğuz Çetin ve Mahmut Oğuz Kazancı’nın yanı sıra Eski Ülkü Ocakları Başkanı Avukat Levent Temiz de serbest bırakıldı.


‘SİLAH KAÇAKÇILIĞI YAPTIM’


ADLİYEYE
girerken ‘Niçin gözaltına alındınız’ sorusuna ‘Silah kaçakçılığından’ diye tepki gösteren İdiz, serbest bırakıldıktan sonra ‘Kendimi (Ergenekon soruşturmasının) hiçbir yerinde görmüyorum açıkçası. Nerede olabilirim ki zaten’ açıklaması yaptı. İdiz bir çok şeyin yanı sıra yaşantıları ve ilişkileriyle ilgili çok şeyin sorulduğunu ‘Cumhuriyet Kadınları’ projesine ilişkin sorular da yöneltildiğini anlattı. İdiz ‘Projeyle ilgili amacımızı sordular. Ergenekon için konuşmak çok erken. Her şey çok karışık gözüküyor. Bilgim yok. Biz de takip edeceğiz. Neyin ne olduğunu öğreneceğiz’ diye konuştu.


KIZI HİÇ YANINDAN AYRILMADI


GECE
ise sağlık kontrolünde ilginç bir olay yaşandı. İdiz hastaneye götürülürken polis aracında yanına kızı Elif İdiz oturdu. Elif hastanede de annesinin yanından ayrılmadı. Önceki operasyonlarda zanlıların avukatları ile bile görüşmelerine sınırlama getirilirken, İdiz’in kızına gösterilen müsamaha dikkat çekici bulundu. REMZİ KOPAR

 

Kaynaklar:

http://www.stargazete.com/politika/nurseli-idiz-ve-sisi-serbest-birakildi-129555.htm

http://www.tumgazeteler.com/?a=4139556

 

---------------------------------------

 

22/09/2008
Ergenekon davasında bir ilk
Ergenekon davası kapsamında bir ilk gerçekleşti. Davanın başladığı günden bu yana ilk defa görevlerinin başında olan 4 teğmen tutuklandı

 

12 Haziran 2007’de İstanbul’un Ümraniye ilçesinde Çakmak Mahallesi’nde 27 el bombası ile bazı askeri mühimmatın bulunmasıyla başlayan Ergenekon Operasyonu’nda son dalgayla bir ilk yaşandı. Aralarında Veli Küçük, Şener Eruygur ile Hurşit Tolon gibi emekli orgenerallerin bulunduğu ‘emekli’ askerlerin tutuklandığı davada ilk defa muvazzaf (görevi başında) askerler tutuklandı.

 

Dava kapsamanda yapılan son operasyonda gözaltına alınan 4 teğmen ve bir askeri öğrenci tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir teğmen ise serbest bırakıldı. Öte yandan son operasyonda gözaltına alınan ve aralarında Ülkü Ocakları eski Başkanı Levent Temiz, Oyuncu Nurseli İdiz ile ‘Sisi’ lakaplı Menajer Seyhan Soylu’nun da bulunduğu 13 kişi adliyeye sevk edildi.

 

4 teğmen tutuklandı


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla İstanbul, İzmir, Hakkari ve Mersin’de gözaltına alınan 5 teğmen ve bir askeri öğrencinin İstanbul Merkez Komutanlığı’ndaki sorguları tamamlandı. Askeri savcının da katıldığı sorgulamanın ardından 6 kişi adliyeye sevk edildi. 5 teğmen ile bir askeri öğrenci, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarına ifade verdi. Savcılık sorgusunun ardından bir teğmen serbest bırakılırken; teğmenler Mehmet Ali Çelebi, Hasan Hüseyin Uçar, Noyan Çalıkuşu, Önder Koç, Esen Mumcu ve Kara Harp Okulu öğrencisi Yaşar Tozkoparan, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Tutuklanmasına karar verilen 4 teğmen ile bir askeri öğrenci, Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderildi. Teğmen Çelebi Ankara’da, Teğmen Çalıkuşu Kırklareli’nde, Teğmen Mumcu Hakkari’de, Teğmen Uçar da Ankara’da görev yapıyordu.

 

‘Komutanların bilgisi var’


Kararın ardından gazetecilere açıklama yapan Avukat Yusuf Erikel, müvekkillerinin haksız yere tutuklandığını savundu. “Teğmenler hakkında suç unsuru yapılan görüşmelerin tamamen komutanlarının bilgisi dahilinde olduğunu” ifade eden Erikel, şunları söyledi: “30 Ağustos’ta görev yerine gitmiş bu teğmenlerin suçları yok. Öğrenciyi bile tutukladılar. TSK’nın 5 teğmeninin terör örgütü üyesi olduğu görülmemiştir. İtirazlarımızı yapacağız.” Erikel, gazetecilerin “darbe suçlaması olup olmadığına” ilişkin sorularına da “Yeni göreve başlayan adam ne zaman darbe yapacak?” yanıtını verdi.

 

İstihbarat toplamışlar!


Tutuklanan teğmenlerin bağlı oldukları birliklerdeki komutanları hakkındaki istihbari bilgileri Kemal Aydın ve kardeşi Neriman Aydın’a aktardığı, onların da bu bilgileri örgütün üst kademelerine ilettiği iddia edildi. Teğmenlerden Mehmet Ali Çelebi’nin darbe planı yaptığı ve kamuoyuna yakında darbe olacağına dair söylentiler yaydığı ileri sürüldü.
Tutuklanan Kara Harp Okulu öğrencisinin ise örgüte ‘genç Harbiyelileri’ kazandırmaya çalıştığı iddia edildi.

 

‘Cihat’ bölgeleri oluşturmuşlar!


Gözaltında bulunan siviller arasında yer alan Süleyman Solmaz ve Kurtçe Bektaş’ın Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve grubuyla irtibatlı olduğu, Hizb-ut Tahrir grubu içindeki sohbetlere düzenli olarak katıldığı ve bu sohbetlerde topladığı istihbari bilgileri örgüte verdiği iddia edildi. Süleyman Solmaz adlı zanlının eniştesi Mehmet Oğuz Kazancı’nın ise Ankara’nın çeşitli yerlerinde kendi aralarında “Cihat Bölgesi” dedikleri birimler oluşturduğu, Hizb-ut Tahrir örgütünde yetiştirilen elemanların bu bölgelere yerleştirildiği ileri sürüldü.

 

(İstanbul/EVRENSEL)

 

Kaynak:

http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=37662

http://www.tumgazeteler.com/?a=4140074

 

---------------------------------------

 

22 Eylül 2008, Pazartesi

Tutuklanan subaydan Hizbuttahrir üyesine: Büyük işlere imza atacağız

 

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan zanlılardan Nurseli İdiz ve Seyhan Soylu'nun da bulunduğu 5 kişi serbest kaldı. Hizbuttahrir üyesi 6 kişi tutuklandı. Ergenekon'un, Hizbuttahrircilerle bağlantıyı genç subaylarla sağladığı belirlendi. Teğmenlerden M. Ali Çelebi'nin Hizbuttahrir üyelerine "İrtibatı koparmayalım. Büyük işlere imza atacağız." dediği öğrenildi.

 

İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde tutulan 2'si kadın 13 kişinin işlemleri dün sabah saatlerinde tamamlandı. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen zanlılar, ilk olarak Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi. İşlemleri tamamlanan şüpheliler, ifadelerinin alınması için adliyeye getirildi. Nurseli İdiz, Seyhan Soylu, Oğuz Çetin, Tolga Sarıoğlu ve Mahmut Oğuz Kazancı savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.

 

Adliye çıkışında soruları cevaplayan Nurseli İdiz, 'Tam olarak neyle suçlandınız?' sorusu üzerine, "Ergenekon ile ilgili ifademize başvuruldu. Dördüncü günün sonunda ifademizi verdik. Genelde herkese ne sorulduysa bize de onlar soruldu. Spesifik bir soru yoktu. Ergenekon'la ilgili konuşmak için çok erken. Olay yargıda." diye konuştu. İdiz, 'Kendinizi Ergenekon soruşturmasının neresinde görüyorsunuz?' sorusunu "Kendimi hiçbir yerinde görmüyorum açıkçası." şeklinde cevapladı.

 

Son operasyonda Hizbuttahrir örgütü oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan 8 kişiden ise 6'sı tutuklandı.

 

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısınca tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen zanlılardan Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım cezaevine gönderildi. Bu kişilerden Doğukan Yorulmaz, mahkemece serbest bırakıldı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sorguda Hizbuttahrir bağlantılı oldukları iddia edilen 7 şüpheliye önceki gün tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile bağlantıları soruldu. Çelebi'nin Süleyman Solmaz aracılığıyla diğer şüphelilere ulaştığı ortaya çıktı. Grubun bir yıldır dinî toplantılar, yemekler vasıtasıyla görüştükleri belirlendi. Gruba ayrıca Kemal ve kardeşi Neriman Aydın'la ilişkileri de soruldu.

 

'İrtibatı koparmayalım'

 

Mahkemedeki sorgusunda askerî liseden ayrıldığını belirten Doğukan Yorulmaz, Ergenekon soruşturmasında önceki gün tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi ile okuldan tanıştığını anlattı. Yorulmaz'ın Çelebi'nin kendisine 'İrtibatı koparmak yok, beraber büyük işlere imza atacağız.' sözlerini iyi niyet bildirme olarak değerlendirdiğini anlattığı öğrenildi. 1 Temmuz'daki soruşturmada gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Hamza Demir, bundan sonra Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu isimli teğmenlerin kendisine "Bir ihtiyacın var mı, yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı?" diye sorduklarını ve teğmenlerle o şekilde tanıştığını anlattığı kaydedildi. Hizbuttahrir ile bağlantısı olmadığını iddia eden şüphelilerden Mahmut Oğuz, Neriman Aydın'ın bilgisayarında ele geçirilen Hizbuttahrir ile ilgili not ve bilgilerden haberi olmadığını söylediği belirtildi. Süleyman Solmaz ise, Mehmet Ali Çelebi ile Ankara Kızılay'da taksi şoförlüğü yaparken arabasına bindiği sırada tanıştığını ve dinî konulardan konuştuklarını, teğmenin kendisinden okumak için kitap istediğini ve bir süre mesajlaştıklarını aktardığı öğrenildi. Son operasyonda şu ana kadar 4'ü teğmen, biri askerî öğrenci ve 6'sı Hizbuttahrir üyesi 11 kişi tutuklandı. 7 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Levent Temiz'in sorgusu ise gece geç saatlere kadar sürdü.

 

'Emniyette çok medenî karşılandık'

 

'Sisi' ile birlikte adliyeye sevk edilen Nurseli İdiz serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamada, "Hem emniyette, hem cumhuriyet savcılığında inanılmaz medenî bir yaklaşımla karşılaştık. Mutluluk duyduk." dedi. Hizbuttahrir üyesi olduğu ileri sürülen zanlılar adliyeye getirilişleri sırasında yüzlerini kapattı.

 

Sisi, Ergenekon savcısını övmüştü: Cesaretini takdir ediyorum

 

Sisi lakabıyla tanınan Seyhan Soylu, gözaltına alınmadan bir gün önce Akşam Gazetesi'ne verdiği mülakatta cesareti sebebiyle Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ü takdir ettiğini söylüyor. Soylu, "Büyük bir cesaret. Altından kimlerin çıkacağı belli olmayan bir durumun üzerine gitti, küçücük bir fenerle kara bir tünele girdi." diyor. Akşam, dünkü 'Pazar' ekinde Seyhan Soylu ile yapılan röportaja geniş bir şekilde yer verdi. 'Davayı soruşturan savcıyı takdir ediyorum' başlığıyla duyurulan haberde, Soylu'nun Ergenekon'a ilişkin ilginç açıklamaları var. 'Ergenekon soruşturmasını onaylıyor musunuz?' sorusuna 'onaylıyorum' cevabını veren Soylu, darbeye karşı olduğunu söylüyor: "Ben darbeye karşıyım, yaşam özgürlüğüne değil. Ergenekon davasını soruşturan savcıyı da takdir ediyorum. Büyük bir cesaret. Altından kimlerin çıkacağı belli olmayan bir durumun üzerine gitti, küçücük bir fenerle kara bir tünele girdi."

 

Seyhan Soylu, Ergenekon'un da kendi nezdinde Susuzluk gibi bir olay olduğunu anlatıyor. Ergenekon'un laik düşüncenin ve vatansever bir topluluğun hareketi olduğunu ancak kişisel çıkarlar yüzünden rayından çıktığını ifade eden Soylu, "Ergenekon dış mihraklara karşı laik Türkiye Cumhuriyeti'nin, Kemalist düşüncenin, çağdaş bir yapılanma altındaki vatansever topluluğun harekâtıydı. Ama Ergenekon'daki makam ve hiyerarşi, insanların egolarına gitgide farklı duygular vermeye başladı. Ve pirincin içindeki taşlar çıkmaya başladı aynı Susurluk'taki gibi. Ergenekon bir destandır, bu destanın içinde 3-5 kişiden bazısı ekonomik, bazısı makam için terörizmin tetiklenmesine sebep olup bir anda yok oldular." diyor.

 

İstanbul, Zaman

 

Kaynaklar:

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=741231

http://www.tumgazeteler.com/?a=4138788

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=741231&title=tutuklanan-subaydan-hizbuttahrir-uyesine-buyuk-islere-imza-atacagiz

http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=53613

 

---------------------------------------

 

22.09.2008

6 KİŞİ TUTUKLANDI

Seda KILIÇ – İSTANBUL

 

Bu kişilerden Hizbut Tahrir örgütüne üye oldukları iddia edilen Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım tutuklandı. Doğukan Yorulmaz mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Sorgusu geceyarısına kadar süren Ülkücü Avukat Levent Temiz de tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.

 

Kaynak:

http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=130467,3

http://www.tumgazeteler.com/?a=4139230

 

---------------------------------------

 

22 Eylül 2008, Pazartesi

İşte Ergenekon'da son durum

Hizbul Tahrirci Sanıktan Teğmene Dini İçerikli Kitaplar


Ergenekon operasyonun 8. dalgasında tutuklanan ve aralarında 4 teğmen ve bir askeri okul öğrencisinin de bulunduğu 11 kişiden sivil olanların Hizbul Tahrir örgütü üyesi olması dikkat çekiyor. Amacı, ümmetçilik anlayışı kapsamında tüm Müslümanları bir Halife etrafında toplayarak Hilafet devleti kurmak olan Hizbul Tahrir örgütüne üye olan ve dün tutuklanan sanıklardan Süleyman Solmaz ifadesinde, Teğmen Mehmet Ali Çelebi'yi Ankara Kızılay'da taksi şoförlüğü yaparken tanığıdını, dini konularda konuştuktan sonra kendisine Hadis ve Ayet kitapları verdiğini söyledi.

 

Zanlı askerlerden diğer 5'i ise Hizbul Tahrir örgtütü hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığını öne sürdü. Sanıklardan Kurtça Bektaş ise sorgusunda arkadaşlarından Mahmut Oğuz'un sohbetlerde bu örgütten söz ettiğini, Rıza Demir'in de internetten bu örgütü araştırıp kendilerini bilgilendirdiğini itiraf etti.

 

Kaynak:

http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS/GP_290738

 

---------------------------------------

 

22 Eylül 2008

İslamcı Ergenekon: İBDA-C, Hizb-ut Tahrir, Haydari, Hizbullah, Nizam-ı Âlem, Gülen cemaati ve AKP

Önder Aytaç & Emre Uslu

 

Ergenekon yapılanmasının seküler yüzü artık saklanamayacak kadar açığa çıktı. Ergenekon örgütüne açık tavır alan İslamî yapıların içlerindeki Ergenekoncularsa şimdiye kadar çok net tartışılmadı. Örneğin medyada yer alan haberlere bakılırsa “ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na düzenlenen, üç polis memurunun şehit olduğu, üç teröristin ölü ele geçirildiği kanlı saldırının talimatının cezaevinden verildiği ortaya çıktı. Ölüm timinin lideri Erkan Kargın’a talimatı, halen Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ergenekon örgütünün istihbarat sorumlusu Erkut Ersoy’un verdiği ileri sürüldü. Öldürüldüğünde üzerinde bir cep telefonu ile iki SIM kart bulunan Kargın’ın, Kandıra Cezaevi’ndeki Ersoy ile mayıs ve haziran aylarında üç kez görüştüğü, ayrıca yine aynı dönemde üç kez de Ergenekon örgütünün üst düzey iki tutuklu yöneticisiyle de görüşme yaptığı tespit edildi.”

 

12 temmuz günkü yazımızda “Amerikan konsolosluğuna saldıranlardan birinin eski bir “itirafçı” olduğu iddia ediliyor. Görünürde kontrol edilemeyen bir itirafçı olduğu iddia edilen bu şahıs, başka birilerinin kontrolüne girmiş olabilir mi,” diye sormuştuk. Görünen o ki, Ergenekon İslamî kesimin derinliklerine doğru kancalar atmış ve onları da amaçları doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor.

 

Hatırlayınız, 30 haziran tarihli “Ulusalcı-İBDA-C ilişkisi” başlıklı yazımızın ardından Yeni Aktüel dergisine konuşan Sadeddin Ustaosmanoğlu “2003 yılında kendilerine Sultan Galiyevci diyen Ulusalcı ekipten emekli bir binbaşı, arkadaşlarımızla bir görüşme yaptı ve şu tekliflerde bulundu; Vatansever Güçler Birliği adında bir oluşum düşünüyoruz, bu oluşum dergi ve dernek faaliyeti şeklinde tezahür edecek, ilk etapta üniversite gençliği etrafında çalışma yapacak, sonra büyük illerde dernekler açılacak, daha sonra da bütün illerde Kuvvayı Milliye yapılanması gibi örgütleneceğiz. Bu hareket kitle gösterileri organize edip bir takım propagandif ve manipületif işlerde bulunacak. Sokağa ve gençliğe hâkim olmaya çalışacak. Çıkacak derginin 4-5 sayısını kendilerinin finans edeceğini söyleyen binbaşı, televizyon programları konusunda da yardımcı olabileceklerini söyledi. Şartları şuydu; siz İslam ihtilalinden bahsetmeyip Kemalizme saldırmayacaksınız, biz de şeriata saldırmayacağız. Bu dönemde, birçok İslamcı gruba gidildiği duyumlarını almıştık, kimin kabul edip etmediğini, tabiî olarak bugün daha net görmeye başladık.

 

İBDA-C’nin ulusalcılarla dost olan kanadına bir de Hizb-ut Tahrir örgütünü eklemek gerekiyor. Medyaya yansıyan bilgilere göre, Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan muvazzaf askerlerden Kurtçe Bektaş’ın da teğmen Mehmet Ali Çelebi gurubunda faaliyet gösterdiği ve Hizb-ut Tahrir Örgütü içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katıldığı ileri sürülüyor. Hatırlayınız, 2 Eylül 2005 yılında ‘Hizb-ut Tahrir’ örgütü bir Cuma namazı sonrasında İstanbul Fatih Camii’nde adeta şov yaparak şeriat isteyip halifeliği geri getirme çağrısı yapmışlardı ve basın bildirisi okumuşlardı/dağıtmışlardı. Neresinden bakılırsa bakılsın provokatif bir eylem olduğu görülen bu hareketin kimler tarafından organize edildiği emniyetçi arkadaşlar tarafından o zaman çok net okunuyordu. Şimdi, sıradan insanlar tarafından da daha net anlaşılıyor. Belli ki Hizb-ut Tahrir’in en azından bir kanadı da Ergenekon şemsiyesi altına sığınan İslamcı yapılardan biri denilebilir mi?

 

Yine Trabzon civarında ve kısmen de Karadeniz bölgesinde, Karadenizli olmak özelliğini, geleneksel İslamcılık ve hemşerilik bağlarını da kullanarak etkili kılan ve bir partinin genel başkanı da olan bir İslamcı grubun da ulusalcı yapının aktif elemanı olarak çalıştığı söylenebilir mi? Son bir kaç aydır sesi çıkmasa da ulusalcı dalganın yüksek olduğu dönemlerde, bölgede misyonerlik karşıtı duyguları ajite ederek katledilen papazın ölümünü hazırlayan iklimin oluşturulmasında aktif rol almamış mıydı? Bu çerçevede CD’ler hazırlayıp internet siteleri üzerinden yaptığı yayınlarla da diğer grupları hedef alan bu yapıyı da İslamcı-Ulusalcı çerçevede değerlendirmek gerekmiyor mu?

 

Yine Trabzon çevresinde ‘Nizam-ı Âlem Ocakları’ grubuna sızdığı anlaşılan Ergenekoncu yapılanmanın, Güneydoğu’da da ‘Hizbullah’ içinde etkinliğinin olabileceği söylenebilir. Bunlara ek olarak Gülen cemaati içine sızdığı anlaşılan Tuncay Güney ile bu cemaatten devşirilen/satın alınan Nurettin Veren ve adlarını bilemediğimiz ama tahmin edebileceğimiz belki de halen cemaatin içinde aktif olarak mevcudiyetini sürdüren Ergenekon yapılarının varlığı da düşünülürse, Ergenekon savcısının yaptığı temizliğin, hâlâ yeterli olmadığı açık ve seçik görülecektir.

 

Bütün bunlar nihayetinde devlet ile ilişkisi sınırlı, çoğu zaman da sorunlu olan İslamcı yapılanmalar. Asıl tehlike AKP’nin içindeki Ergenekon’un etkinliğinin olup olmadığıdır? Turan Çömez mi dediniz o daha ne ki?.. Hele bir ‘Pandora’nın Kutusu’ açılsın neler neler göreceğiz.

 

Kaynaklar:

http://www.mazlumder.org/yazar.asp?yaziID=2117

http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?id=28