Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri

 

21/09/2008

Hizbu't Tahrir'den Samanyolu'na Tekzip

Hizbu't Tahrir Samanyolu Televizyonunun 19 Eylül 2008 Cuma günkü ana ve ara haber bültenlerinde Ergenekoncular ile Hizbu't Tahrir'in ilişki içerisinde olduğu yönündeki...

 

Hizbu't Tahrir Samanyolu Televizyonunun 19 Eylül 2008 Cuma günkü ana ve ara haber bültenlerinde Ergenekoncular ile Hizbu't Tahrir'in ilişki içerisinde olduğu yönündeki haber üzerine bir tekzip açıklaması yaptı.

 

Açıklamada şöyle denildi:

 

19 Eylül 2008 Cuma günkü ana ve ara haber bültenlerinizde, Ergenekon terör örgütü hakkında verdiğiniz bir haberin içeriğinde şu ifadeleri işittik: "Operasyonun Ankara ayağında gözaltına alınan sivil şahıslarla ilgili olarak da gerçekler gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu şahısların Hizb-ut Tahrir üyesi oldukları ve eylem hazırlığında oldukları iddia ediliyor. Ergenekon terör örgütüyle irtibatı olan zanlıların, yeni bir 28 Şubat sürecine zemin hazırlamak için dînî hassasiyetleri olan gruplara sızmaya çalıştıkları belirtiliyor."

 

İlk olarak haberi siz verdiğinizden ve ajanslara düşmediğinden anlaşıldığı kadarıyla bu haberi, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ndeki kaynaklarınıza dayandırarak vermektesiniz. Oysa bir Müslüman olarak bu zâlim ve fâsık şubeden aldığınız haberler hakkında Rabbimiz [Subhânehu ve Te'alâ]'nın şu kavlini göz önünde bulundurmanız gerekirdi:

"Ey îman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse, (doğruluğunu) etraflıca araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." [Hucurât 6]

 

Yine bu haberi yaparken Allah korkusu ve insaf hudutları dâhilinde hareket ederek, hiç olmazsa Hizb-ut Tahrir'in nasıl bir kitleleşme olduğunu, ne tür bir temele, düşüncelere, metoda ve gayeye sahip olduğunu, internet sitelerinde nasıl yayınlar yapıldığını, bütün bunlar ile İngiliz türemesi Ergenekon şebekesi arasında paralellikler veya azıcık da olsa benzerlikler olup olmadığını incelemeniz gerekirdi.

 

Yine de bunları görmezden gelerek, Allah'tan korkmaz zâlimlerin ve fâsıkların haberlerine ve iftiralarına itibar ederek, onların Hizb-ut Tahrir'i bu azgın şebeke ile ilişkilendirmeye yönelik komplolarına alet olarak bu haberi yaptığınızı düşünmek istemiyoruz. Bilakis hakkınızda bir Müslümana yaraşır biçimde hüsn-ü zan besliyoruz ve Hizb-ut Tahrir'i ve muazzam Hilâfet projesini gayet iyi bildiğinizin farkında olduğumuz halde, size gayet açık, net ve her akıl ve insaf sahibinin anlayacağı dilden tekrarlıyoruz:

 

Hizb-ut Tahrir, İslâm ideolojisine dayalı bağımsız, ideolojik, küresel bir siyâsî partidir. Râşidî Hilâfet Devleti'ni kurarak İslâmî hayatı yeniden başlatmak gâyesiyle Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'nın emrettiği ve Rasûlullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in üzerinde seyrettiği metoda sımsıkı sarılarak yalnızca fikrî ve siyâsî çalışmalarla kendisini sınırlandırır ve bu şer'î metot gereği İslâm'a aykırı her tür şiddet eylemini, örgütünü ve aracını kınar ve reddeder.

 

Sadece Ergenekon gibi İngiliz güdümlü terör şebekelerini reddetmek ve Ümmet içerisinde kök salmasını engellemek üzere çalışmakla kalmaz, aynı zamanda AKP Hükümeti gibi Amerikan güdümlü fitne şebekelerini de reddeder ve Ümmet içerisinde kök salmasını engellemek üzere çalışır."

 

Kaynak:

http://www.velfecr.com/haber_detay.php?haber_id=8540

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008, Pazar

Ergenekon tutukluları cezaevinde

'Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan 6 kişi, cezaevine gönderildi. 

 

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde nöbetçi mahkemece tutuklanan Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldırım, polis minibüsüyle cezaevine sevkedildiler.

 

Kaynak:

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=741229

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008 Pazar 22:25

Ergenekon'da 6 tutuklama daha!

 

İSTANBUL -AA- "Ergenekon" soruşturması kapsamında mahkemeye sevkedilen 8 kişiden 6'sı tutuklandı.


Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısınca tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevkedilen 8 kişiden Hamza Demir, Mahmut Oğuz, Süleyman Solmaz, Kurtca Bektaş, Rıza Demir ve Rıfat Yıldır ım tutuklandı. Bu kişilerden Doğukan Yorulmaz, mahkemece serbest bırakıldı. Avukat Levent Temiz'in ise mahkemedeki sorgusu sürüyor.

 

Kaynak:

http://www.netgazete.com/NewsDetail.aspx?nID=530317

http://www.netgazete.com/Images/News/530317_1.gif

http://www.netgazete.com/Images/News/530317_2.gif

http://www.netgazete.com/Images/News/530317_3.gif

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008

Ne haber?

Tamer KORKMAZ  -  Yenişafak

tkorkmaz@yenisafak.com.tr

 

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu'na 9 Temmuz'da düzenlenen ve 3 polisimizin şehit olduğu kanlı saldırıdan sonra bu sütunda çıkan yazının başlığı şöyleydi:

 

“Ergenekon Operasyonu'na mı ateş edildi?”

 

O yazıdaki çarpıcı soru şuydu: “Darbeci Ergenekon örgütünün üzerine kararlı bir biçimde gidildiği bir dönemdeyiz. Son kanlı saldırıyla acaba Ergenekon örgütünün üzerine gitmeyin mesajı mı verilmek isteniyor?”

 

*

 

Şimdi de Sabah'ın dünkü sürmanşetini okuyalım:

 

“Talimat Cezaevinden: ABD Konsolosluğu'na saldırı emrini Ergenekon'un cezaevinden telefonla verdiği iddia edildi”

 

Saldırıyı düzenleyen Erkan Kargın'ın Kandıra Cezaevi'nde bulunan Ergenekon'un kilit ismi Erkut Ersoy'la üç kez telefonla görüştüğü ortaya çıkmış bulunuyor!

 

(Kargın, bu dönemde iki Ergenekon yöneticisiyle daha görüşmüş.)

 

Erkut Ersoy, 22 Ocak'ta (Veli Küçük'lerle birlikte) üçüncü dalga operasyonda gözaltına alınmıştı.

 

Ergenekon iddianamesine göre, Erkut Ersoy örgütte Emekli Albay Fikri Karadağ'a bağlı olarak çalışmış!

 

*

 

Peki, ABD Başkonsolosluğu'na düzenlenen saldırıdan sonra basındaki manşetleri hatırlıyor musunuz?

 

Çokları, saldırıyı “El Kaide”nin düzenlediğini iddia ediyorlardı. O kadar ki, “El Kaide'nin Antep Cevabı” manşeti atanlar bile vardı.

 

O günlerde “CIA, El Kaide bağlantısında ısrarlı” başlığı da dikkat çekiyordu.

 

Birtakım terör “uzman”ları; “kafa konforu”nu bozmak istemeyen kimi “prof”lar ve “penaltı vermek için hazır kıta bekleyen hakemler” misali davranan bazı meslektaşlarımız saldırıyı peşinen “Amerikan karşıtı bir eylem” olarak ilan etmişler; bunun dışındaki ihtimalleri -özellikle de kanlı saldırının “ters köşeye yatıran bir eylem” olabileceğine ilişkin değerlendirmeleri- “komplo teorisi” diye yaftalamışlardı!

 

 

Ergenekon soruşturmasının son dalgasında gözaltına alınanlar arasında beş teğmen ve bir askeri öğrenci de var…

 

Yani? Ergenekon operasyonu “muvazzaf subaylara” da ulaşmış durumda!

TSK, ne yapıyor? Ergenekoncu subayları savcıya teslim ediyor.

 

Bu önemli aşama, “Darbeci Ergenekon örgütünün üzerine gidilmesinde belli başlı devlet kurumlarının iradesinin bulunduğunu, tabiatıyla TSK'nın da buna dahil olduğunu” bir kere daha göstermiş oldu.

 

Gözaltına alınan beş teğmen ve bir askeri öğrencinin Kuvayi Milliye Derneği ile bağlantıları saptanmış…

 

Ayrıca, Yeni Şafak'ın dünkü haberine göre teğmenlerin “Eruygur ve Tolon'la gizli toplantılar yaptıklarının tespit edildiği” iddia ediliyor.

 

*

 

Dahası var…

 

Ergenekon kapsamında Ankara'da gözaltına alınan 8 sivilin “Hizb-ut Tahrir” örgütüne üye oldukları ortaya çıktı!

 

Bu gelişme, Ergenekon'un “ters köşe” organizasyonlarını işaretlemesi bakımından hayli manidar…

 

Ergenekon yapılanmasının; DHKP-C'den PKK'ya, Hizbullah'tan TİT'e kadar birbirinden çok farklı örgütleri yönlendiren bir merkez olduğu hatırlanacak olursa; “Hizb-ut Tahrir”i de -kamuoyunda “Dinci tehlike kapıda!” kanaati oluşturmak için- “kullandığını” tahmin etmek zor değil.

 

*

 

Ünlü aktörlerimizden Müslüm Gündüz'ün baş karakterini canlandırdığı “Aczmendiler” filmi de aynı amaçla gösterime girmemiş miydi?

 

Ya, 28 Şubat döneminde “Şeyh” rolünde oynatılan Ali Kalkancı?

 

“28 Şubat'ın gizli kahramanıyım” diye caka satan “Sisi” son operasyonda gözaltına alındı!

 

Gizli tanık, “Ali Kalkancı-Fadime Şahin-Müslüm Gündüz”ün 28 Şubat sürecinde nasıl kullandığını Yeni Şafak'a anlattığında “Doğan Grubu hesabına” dalgasını geçenler hiç kuşkusuz “Sisi”nin gözaltına alınması haberine de “uydurma” deyip -gülüp- geçmişlerdir!

 

Kaynak:

http://www.medyatext.com.tr/V1/Pg/ColumnDetail/ColID/15146

http://www.habervakti.com/detay.asp?id=56096

 

---------------------------------------

 

21.09.2008 Pazar

Hizbul Tahrir’le ‘cihat bölgeleri’ oluşturmuş

Ergenekon'un 7. dalgasında gözaltına alınan teğmenler hakkında şok iddialar gündeme geldi


Ergenekon terör örgütüne yönelik yapılan 7. Dalga Operasyonda gözaltına alınan 5 teğmen ve bir askeri öğrencinin, aynı operasyon kapsamında geçen temmuzda tutuklanan emekli maliye müfettişi Kemal Aydın ve tutuksuz yargılanan kardeşi Neriman Aydın’la bağlantılarının tespit edildiği öne sürüldü. İddialara göre, emekli maliye müfettişi Kemal Aydın ile tutuksuz yargılanan kardeşi Neriman Aydın’a bağlı Ankara Hücresi olarak görev yapan “Teğmenler”, Hizbul Tahrir Örgütü ile birlikte Ankara’da ‘Cihat Bölgeleri’ oluşturdu.

 

Kaynak:

http://www.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=Tegmenler_Hizbul_Tahrirle_cihat_

bolgeleri_olusturmus_199893_1&tarih=21.09.2008&Newsid=199893&Categoryid=1

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008, Pazar

Ergenekon Harp Okulu’na sızdı

 

Gözaltına alınan beş teğmen Ergenekon zanlısı iki kardeşin evindeki toplantılarda Harp Okulu öğrencilerini eğitmiş. Öğrencilere Kemal ve Neriman Aydın kardeşlerin organize ettiği toplantılarda ders veren ve ‘teğmenler grubu’ olarak adlandırılan askerlerin, örgüte öğrencilerin siyasi görüşleriyle ilgili de bilgi aktardığı öne sürülüyor. Teğmenlerden M. Ç. komutanlarıyla ilgili istihbarat bilgilerini çeteye bildirmiş. Teğmenlerin, gözaltındaki Hizbut Tahrir üyeleriyle ilişkide olduğu ve oluşturulan ‘cihat bölgeleri’ne Hizbut Tahrir üyelerini yerleştirdikleri saptandı. Gözaltındaki Seyhan Soylu ise örgüte istihbarat toplamak ve işadamları ile bürokratlara çıplak görüntüleriyle şantaj yapmakla suçlanıyor.

 

Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan beş teğmenin Hava Harp Okulu öğrencilerine Kemal ve Neriman Aydın kardeşler tarafından kurulan Ankara Hücresi’nde ders verdiği ortaya çıktı. Ergenekon propagandasının yapıldığı bu toplantıların örgüte adam kazandırmak amacıyla yapıldığı saptandı. Teğmenlerin ayrıca görev yaptıkları yerlerdeki komutanları hakkında bilgi toplayarak örgüte ilettikleri de belirlendi. Ergene-kon’un sekizinci dalgasında gözaltına alınan beş teğmene yönelik iddialar, örgütün Harp Okulu’na sızdığını ortaya koydu. Aydın kardeşlerin Ankara Hücresi’nde “Teğmenler” grubunda yer aldıkları iddia edilen subaylara yönelik suçlamalar şöyle:


TEĞMEN MEHMET ALİ Ç • Ankara’da görev yapan Ç’nin komutanları ile ilgili topladığı istihbarat bilgilerini Kemal ve Neriman Aydın’a ilettiği öğrenildi. Arkadaşlarıyla birlikte sürekli darbe planları yapan Ç’nin alt rütbedeki subaylara sürekli yakında darbe olacağını söylediği belirtiliyor.


TEĞMEN NOYAN Ç • Kırklareli’nde görev yapan Noyan Ç’nin de tıpkı Mehmet Ali Ç. gibi komutanları hakkında bilgi toplayarak Aydın kardeşlere ilettiği iddia ediliyor.


YAŞAR T • Ankara Kara Harp Okulu öğrencisi Yaşar T. de Kemal ve Neriman Aydın kardeşler ile sıklıkla görüştüğü belirlendi. Aydın kardeşlerin düzenlediği toplantılara katılan Yaşar T.  Kara Harp Okulu’ndaki arkdaşları hakkındaki elde ettiği bilgileri anlattığı ifade ediliyor.


TEĞMEN HASAN HÜSEYİN U • Ankara’da görev yapan U’nun Kemal ve Neriman Aydın ile toplantı düzenleyerek Karargah evlerini koordine ettiği iddia ediliyor.


TEĞMEN ÖNDER K • Elazığ’da görev yapan Önder K. Kemal ve Neriman Aydın’ın Harp Okulu öğrencileri için oluşturduğu karargah evlerinde ders veriyordu ve örgütün propagandasını yaparak örgüte eleman temin ediyordu.


TEĞMEN ESEN M • Hakkari’de görev yapan Esen M. de  Kemal ve Neriman Aydın ile birlikte oluşturdukları karargah evlerinde toplantılar düzenliyordu.


CİHAT BÖLGELERİ • Gözaltındaki sivillerden Hizbut Tahrir grubu içinde yer alan Süleyman S. ve Kurtçe B’nin Teğmen Mehmet Ali Ç’yle irtibatlı oldukları ve bunlara bilgi verdikleri belirlendi. Süleyman S’nin eniştesi Mehmet Oğuz K’nin ise Ankara’nın çeşitli yerlerinde “Cihat bölgeleri” oluşturduğu ve Hizbut Tahrir üyelerini buralara yerleştirdiği tespit edildi. İşte iddialar:


KURTCE B • Teğmen Mehmet Ali Ç. ve grubu ile irtibatlı olduğu belirlenen B’nin Hizbut Tahrir içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katılıyordu. Kurtce B’nin Hizbut Tahrir örgütü ile Teğmenler grubu arasında iletişimi sağladığı iddia ediliyor.


SÜLEYMAN S • Kurtçe B. ile birlikte aynı hücrede görev yapıyor, Solmaz B’nin yardımcısı konumunda.


DOĞUKAN Y • Kurtçe Bektaş ile birlikte hareket ediyor.


HAMZA D • Kemal Aydın’ın Ankara’daki bazı arsa işlerini takip eden D. bazı kişilerin fişlenmesinde de önemli rol oynuyor.


RIZA D • Piknik ve toplantılar düzenleyerek örgütsel faaliyetlerde bulunan Rıza D.  sürekli olarak Süleyman S. ve Kurtçe B. ile görüşüyor.


RIFAT Y • Hizbuk Tahrir içinde örgütsel faaliyetlerde bulunuyor.


MEHMET OĞUZ K • Ankara’da “Cihat Bölgeleri”yle irtibatlı Süleyman S’nin eniştesi.

MAHMUT O • Topladığı arkadaş grubunu ve bazı kişileri Hizbut Tahrir grubuna sokarak örgütün tabanının güçlenmesini sağlıyor.


Son operasyonda 19 kişiyle birlikte gözaltına alınan Sisi lakaplı Seyhan Soylu, Tolga Sarıoğlu ve Levent Temiz’e ağır suçlamalar var:


SEYHAN SOYLU • Örgüt adına istihbarat topladığı, örgüt çıkarları için bazı siyasi, işadamı ve bürokratları kadın ve içki alemlerine çağırarak onların çıplak görüntülerini çekerek şantaj yaptığı iddia ediliyor.


TOLGA S • Seyhan Soylu’nun sevgilisi olan Tolga S, Soylu’nun aynı zamanda kara kutusu. Seyhan Soylu’nun Ergenekon örgütü adına elde ettiği tüm belge ve bilgileri S’ye  kendisi adına muhafaza etmek için verdiği iddia ediliyor.


LEVENT TEMİZ Eski İstanbul Ülkü Ocakları Levent Temiz hakkındaki en çarpıcı iddia ABD konsolosluğuna yapılan saldırıyı planlayan Erkan Kargın’la görüştüğü şeklinde.


BEŞ TEĞMENE ÜYELİK SUÇLAMASI • Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan 19 kişiden beş teğmen ile bir askeri okul öğrencisi Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevkedildi. Sivil giyimli ve elleri kelepçesiz olan şüpheli askerler, hakim ve savcıların kullandığı kapıdan binaya alındı. Bu sırada askeri bir araç da adliyeye geldi.

 

Sivil kıyafetli inzibatlar tarafından adliyeye getirilen şüpheliler Ergenekon savcıları Zekeriya Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel’e ifade verdi. Askerlerin, “Ergenekon terör örgütüne üye olmak” suçundan gözaltına alındıkları belirtildi. Gazetemiz baskıya hazırlandığı sırada subayların Adliye’deki sorgusu devam ediyordu.


ÖĞRENCİLERİ MİSAFİR ETMİŞLER • Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan beş teğmen ve bir askeri öğrencinin sık sık görüştüğü tespit edilen Kemal Aydın ve Neriman Aydın kardeşler, mahkemedeki ifadelerinde ilginç açıklamalar yapmıştı. Kemal Aydın, beş temmuzda mahkemede verdiği ifadesinde, telefonlarda “esas devlet” tabirini Genelkurmay için kullandığını söylemişti. Kemal Aydın, “Benim ordu içerisinde ayrı bir örgütlenme amacım yoktur. Ben N.Ç’den önce Harp Akademisi’nde tanıdığım hiçbir öğrenci yoktu. Perinçek’in karargahevleri ile benim Harp Okulu öğrencileri ile geçtiğim diyalogun bir ilgisi yoktur” demişti.


İNSANİ DÜRTÜ • Neriman Aydın ise ifadesinde, evlerinde yaşanan yoğun misafirlik hareketini misafirperverliğine bağlamıştı. Harp Okulu öğrencisi yeğenlerinin dışında okuldan arkadaşlarının da zaman zaman evlerine geldiğini belirtmişti. Aydın ayrıca, insani dürtülerle öğrencilerin mezuniyet sonrası da problemleriyle ilgilendiğini söylemişti.

 

Kaynak:

http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=17417

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008, Pazar

Ergenekonun 8. dalgasında kim kim

 

Ergenekon'un 8. dalga operasyonda gözaltına alınanların örgütteki görevleri de ortaya çıktı. İşte zanlılar akıl almaz bağlantıları ve görev dağılımları:

 

Teğmenler gözaltınki Kemal ile kardeşi Neriman Aydın'a bağlı olarak Ankara'da 'Cihat Bölgeleri' oluşturmuş.

 

Zanlılardan Tolga Sarıoğlu, 'Sisi' lakaplı Seyhan Soylu'nun kara kutusu. Teğmenler ise, 6 Temmuz 2008'deki 6. dalgada gözaltına alınan emekli müfettiş Kemal ile kardeşi Neriman Aydın'a bağlı olarak Ankara'da 'Cihat Bölgeleri' oluşturmuş.


Ergenekon terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen 8. dalga operasyonda gözaltına alınanların örgütteki görevleri de ortaya çıktı.


İşte zanlılar ve görev dağılımları:


Seyhan Soylu: Örgüt adına, istihbarat toplamak, örgüt çıkarları için bazı siyasi, işadamı ve bürokratları kadın ve içki alemlerine çağırarak onların çıplak görüntülerini çekmek ve şantaj yapmak.


Tolga Sarıoğlu: Seyhan Soylu'nun hem sevgilisi hem de kara kutusu konumundaki Sarıoğlu, Soylu'nun örgüt adına elde ettiği tüm belge bilgi ve verileri muhafaza ediyor. Sarıoğlu konuşursa, Soylu'nun yaptığı tüm karanlık olaylar aydınlanacak.


Levent Temiz:
Örgütün siyasi ayağını oluşturuyor. Örgüt, Temiz sayesinde ilk önce MHP'yi ele geçirerek, bu partiyi Ergenekon lehinde kullanmayı planladı. Temiz'de, örgüt için 'Kızılelma' oluşumuna katılarak, ülkücülerle ulusalcıları bir çatı altında toplamayı planladı.


Ancak MHP'den gerekli desteği görmeyince bu plan bozuldu. Daha sonra Prof. Dr. Ümit Özdağ ile MHP başkanlığını almaya çalıştılar ancak bu da olmadı.


Teğmen M.A.Ç : Ankara'da görevli. Komutanları ile ilgili topladığı istihbarat bilgilerini Kemal ve Neriman Aydın'a iletiyor. Darbe planları yaparak, TSK'nın alt kadro subayları arasında 'Darbe olacak' diyerek darbe zemini oluşturmaya çalışıyor.

Teğmen N.Ç: Kırklareli'nde görevli, bu da komutanlarla ilgili olarak topladığı her türlü istihbarat bilgilerini Kemal ve Neriman Aydın'a iletiyor.


Teğmen E.M: Hakkari'de görevli, Kemal ve Neriman Aydın ile birlikte oluşturdukları karargah evlerinde toplantılar düzenliyorlar.


Koordineyi sağlıyor


Teğmen H.U: Ankara'da görevli. Karargah evlerini koordine ediyor.


Teğmen Ö.K: Elazığ'da görevli, Kemal ve Neriman Aydın'ın Harp Okulu Öğrencileri için oluşturduğu karargah evlerinde ders veriyor. Örgütün propagandasını yaparak örgüte eleman temin ediyor.


Y.T: Ankara Kara Harp Okulu Öğrencisi, Kemal ve Neriman Aydın ile sıklıkla görüşüyor. Onların düzenlediği toplantılara katılarak, kendi arkadaşlarının psikolojik ve siyası yapılarıyla ilgili örgüte bilgi aktarıyor.


Kurtce Bektaş:
Teğmen MAÇ grubunda faaliyet gösterip onunla ilişkili. Hizbul Tahrir Örgütü içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katılıyor. Hizbul Tahrir örgütü ile teğmenler grubu arasında iletişimi sağlıyor.


Süleyman Solmaz: Bektaş ile birlikte aynı hücrede görev yapıyor. Bektaş'ın yardımcısı konumunda. nDoğukan Yorulmaz: Bektaş'ın grubunda çalışıyor.


Hamza Demir: Kemal Aydın'ın Ankara'daki bazı arsa işlerini takip ediyor. Bazı kişilerin fişlenmesi için istihbarat çalışmaları yapıyor. Demir de Teğmenler grubunda yer alıyor.


Rıza Demir: Ankara'da Hizbul Tahrir örgütü içerisinde faaliyet gösteriyor. Piknik ve toplantılar düzenleyerek örgütsel faaliyetlerde bulunuyor.


Mehmet Oğuz Kazancı: Ankara'da Cihat Bölgeleriyle irtibatlı. Solmaz'ın eniştesi.

Mahmut Oğuz:
Topladığı arkadaş grubunu ve bazı kişileri Hizbul Tahrir grubuna sokarak. Örgütün tabanının güçlenmesini sağlıyor.


5 TEĞMENE TUTUKLAMA TALEBİ


''Ergenekon'' soruşturması kapsamında gözaltına alınan 5 teğmen ile 1 askeri öğrenci, adliyeye sevk edildi.Savcılık katına çıkarılan zanlılara kelepçe takılmaması dikkat çekti.


Gözaltına alınan 4 teğmen ve 1 askeri öğrenci tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilirken, 1 teğmen serbest bırakıldı. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne çıkarılan 5 teğmen ile 1 askeri öğrenci, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarına ifade verdi. Savcılık sorgularının ardından 4 teğmen ile 1 askeri öğrenci tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. 1 teğmen ise serbest bırakıldı.

 

Kaynaklar:

http://www.haber7.com/haber/20080921/Ergenekonun-8-dalgasinda-kim-kim.php

http://www.bugun.com.tr/haber_detay.asp?haberID=40921

http://www.samanyoluhaber.com/haber-117855.html

http://www.ankarahaber.com/news_detail.php?id=20197

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008, Pazar

Tutuklanan genç subaylar neyle suçlanıyor?

 

Ergenekon terör örgütüne yönelik yapılan 7. dalga operasyonunda askerden transeksüele, Ülkü Ocakları başkanından Hizbul Tahrir örgütüne kadar değişik kesimlerden gözaltına alınan 18 kişinin örgütle bağlantısının şifresi çözülüyor. Tutuklanan muvazzaf askerler ile askeri öğrencinin, Ergenekon terör örgütünün tutuklu sanığı emekli maliye müfettişi Kemal Aydın ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan kızkardeşi Neriman Aydın'a bağlı Ankara Hücresi olarak görev yapan 'Teğmenler' gurubuna mensup oldukları iddia edildi. Star Gazetesi tutuklanan şahısların neyle suçlandıklarını öğrendi.

 

ANKARALI TEĞMENLER GRUBU

 

TEĞMEN M.A.Ç.: Ankara'da görevli, komutanları ile ilgili topladığı istihbarat bilgilerini Kemal ve Neriman Aydın'a iletiyor. Darbe planları yaparak, TSK'nın alt kadro subayları arasında 'Yakında darbe olacak' diyerek darbe zemini oluşturmaya çalışıyor.

 

TEĞMEN N.Ç.: Kırklareli'nde görevli, komutanlarla ilgili olarak topladığı her türlü istihbarat bilgilerini Kemal ve Neriman Aydın'a iletiyor.

 

TEĞMEN E.M.: Hakkari'de görevli, Kemal ve Neriman Aydın ile birlikte oluşturdukları karargah evlerinde toplantılar düzenliyorlar.

 

TEĞMEN H.H.U.: Ankara'da görevli, Kemal ve Neriman Aydın ile toplantı düzenliyor. Karargah evlerini koordine ediyor.

 

TEĞMEN Ö.K.: Elazığ'da görevli, Kemal ve Neriman Aydın'ın Harp Okulu Öğrencileri için oluşturduğu karargah evlerinde ders veriyor. Örgütün propogandasını yaparak örgüte eleman temin ediyor.

 

TEĞMEN-HİZBUL TAHRİR BAĞI

 

ASKERİ ÖĞRENCİ Y. T.: Ankara Kara Harp Okulu Öğrencisi, Kemal ve Neriman Aydın ile sıklıkla görüşüyor. Onların düzenlediği toplantılara katılarak, kendi arkadaşlarının psikolojik ve siyasi yapılarıyla ilgili örgüte bilgi aktarıyor

 

K.B.: Teğmen M.A.Ç. grubu ile ilişkili ve bu birimde faaliyet gösteriyor. Hizbul Tahrir örgütü içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katılıyor. Hizbul Tahrir örgütü ile Teğmenler grubu arasında iletişimi sağlıyor.

 

S.S.: K.B. ile birlikte aynı hücrede görev yapıyor. Bektaş'ın yardımcısı konumunda

 

D.Y.: K.B. grubunda onunla beraber çalışıyor.

 

H.D.: Kemal Aydın'ın Ankara'da ki bazı arsa işlerini takip ediyor. Bazı kişilerin fişlenmesi için istihbarat çalışmaları yapıyor. Teğmenler gurubundan.

 

ÖRGÜTE SIZMA MI?

 

R.D.: Ankara'da Hizbul Tahrir örgütü içerisinde faaliyet gösteriyor. Piknik ve toplantılar düzenleyerek örgütsel faaliyetlerde bulunuyor. S.S. ve K.B. ile görüşüyor

 

R.Y.: Hizbul Tahrir Örgütü içerisinde örgütsel faaliyetlerde bulunuyor.

 

M.O.K.: Ankara'da Cihat Bölgeleriyle irtibatlı S.S.'nin eniştesi

 

M.O.: Topladığı arkadaş grubunu ve bazı kişileri Hizbul Tahrir gurubuna sokarak, örgütün tabanının güçlenmesini sağlıyor.

 

İrticacılar ile cihada hazırlık!

 

TEĞMEN M.A. Ç.'nin liderliğini yaptığı belirlenen Ankara'daki 'Teğmenler Grubu'nun' Hizbul Tahrir terör örgütü ile de yakın ilişki kurarak darbe zemini oluşturmak için sansasyonel bir eylem için hazırlandıkları ortaya çıktı. Hatta bu grubun Ankara'da özel 'Cihat Bölgeleri' oluşturmalarına yardımcı oldukları belirlendi.

 

Terör örgütü üyeliğinden tutuklandılar

 

Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınan 5 teğmen ile 1 askeri öğrenci Beşiktaşta'ki İstanbul Adliyesi'nde Savcı Zekeriya Öz tarafından sorgulandı. Teğmenlerden Ö.K. serbest bırakılırken, teğmen E.M, M.A.Ç, N.Ç, H.H.U, askeri öğrenci Y.T. tutuklanmaları istemiyle İstanbul nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkeme 4 teğmen ile 1 askeri öğrenciyi 'terör örgütü üyeliği'nden tutukladı. Tutuklular, Hasdal Askeri Cezaevi'ne gönderildi.

 

Şantajla istihbarat ekibi

 

Sisi ve sevgilisi Sarıoğlu önemli kişilerin görüntülerini çekip şantajla bilgi almak, İdiz ise Sisi'yle birlikte hareket etmekle suçlanıyorlar

 

SEYHAN SOYLU: Sisi lakaplı Seyhan Soylu, örgüt adına, istihbarat toplamak, örgüt çıkarları için bazı siyasi, işadamı ve bürokratları kadın ve içki alemlerine çağırarak onların çıplak görüntülerini çekmek ve şantaj yapmak. Yeni bir Fadime Şahin provakasyonu hazırlığında olmak.

 

TOLGA SARIOĞLU: Ünlü travesti Seyhan Soylu'nun hem sevgilisi hem de kara kutusu olmak. Sarıoğlu, Seyhan Soylu'nun örgüt adına elde ettiği tüm belge bilgi ve verileri muhafaza ederek gizliyor.

 

LEVENT TEMİZ: Ergenekon örgütünün siyasi ayağını oluşturuyor. Örgüt, Temiz sayesinde ilk önce MHP'yi ele geçirerek, bu partiyi Ergenekon lehinde kullanmayı planladı. Levent Temiz de örgüt için 'Kızılelma' oluşumuna katılarak, ülkücülerle İşçi Partilileri bir çatı altında toplamayı planladı. Ancak MHP'den gerekli desteği görmeyince bu plan bozuldu. Daha sonra Prof. Dr. Ümit Özdağ ile MHP genel başkanlığını almaya çalıştılar ancak bunda da başarılı olamadılar.

 

Yeni Fadime'yi sahaya süremedi

 

SİSİ lakaplı transeksüel Seyhan Soylu ile sinema sanatçısı Nurseli İdiz'in 28 Şubat'ın ilham kaynağı Fadime Şahin provakasyonunun benzerini sahnelemeye hazırlanırken gözaltına alındıkları ortaya çıktı. Provakasyon tezgahı için Fatih'in Çarşamba semtini mesken tutan Sisi ve İdiz'in, bazı cemaatlerin içine sızan Ergenekon üyeleriyle birlikte harekete geçmeye hazırlanandığı tespit edilince operasyon için düğmeye basıldığı öğrenildi. Sisi 28 Şubat sürecinde Fadime Şahin-Müslüm Gündüz provakasyonunu organize ettiğini açıklamıştı.

 

Aydın kardeşlerin evi buluşma yeri

 

1 Temmuz 2008 günü Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'la birlikte gözaltına alınan Kemal Aydın ile kardeşi Neriman Aydın, Karargahevleri vasıtasıyla Ergenekon adına genç subaylarla irtibat kurmakla suçlanmıştı. Kemal Aydın ifadesinde 'Benim ordu içerisinde ayrı bir örgütlenme amacım yok. N.Ç.'den önce Harp Akademisi'nde tanıdığım hiçbir öğrenci yoktu. Benim tuttuğum notlar fişleme amacıyla değildir, tarihe not düşmek adınadır. Perinçek'in karargah evleri ile benim harp okulu öğrencileri ile geçtiğim diyaloğumun bir ilgisi yoktur' demişti.

 

OKUL SONRASI DA İLGİLENMİŞ

 

Kemal Aydın'ın kardeşi olan ve teğmenlerle irtibatı olduğu belirtilen Neriman Aydın ise ifadesinde, evlerinde yaşanan yoğun misafir hareketinin misafirperverliğin dışında bir açıklaması olmadığını söylemişti. Aydın ifadesinde ayrıca, insani dürtülerle harp okulu öğrencilerinin mezuniyet sonrası da problemleriyle ilgilendiğini söylemişti. Kemal Aydın tutuklanarak cezaevine konulurken, Neriman Aydın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

 

İddianamedeki 'genç subaylar'

 

Ergenekon iddianamesinde örgüt yöneticilerinden Sevgi Erenerol ile Orhan adlı kişi arasında 2 Ocak 2008'de yapılan telefon konuşmasında genç subayların faaliyetleri anlatılıyor. Erenerol 'Geçen gün Erol Bilbilik SKY televizyonunda programdaydı onu izleyenler genç subaylar olarak 180 kişilik bir grup mail göndermiş. Demek ki bazı şeyler şeyi yapıyor yani faaliyete geçildi. (...) Öyle görünüyor ama birileri demek ki bir şekilde bazı şeylerin farkında ama demek zaman gelmedi daha...'' diyor.

 

SAVCI ÖZ'ÜN DEĞERLENDİRMESİ

 

Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, Erenerol'un bu sözleriyle ilgili şu değerlendirmeye yer verdi: Görüşmeden şüpheli Sevgi Erenerol'un Ergenekon terör örgütünün amaçları içinde yer alan darbe yapmak için yapılan çalışmaları çok iyi bildiği ve yapılacak darbenin henüz zamanı gelmediğini ancak genç subayların bu konuda bazı çalışmalar içinde olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.

 

Hem sevgilisi hem kara kutusuymuş

 

Emniyet ve savcılık kaynaklarından alınan bilgiye göre gözaltına alınanlar arasında en önemli isimlerin başında Tolga Sarıoğlu geliyor. Sisi'nin sevgilisi hem de 'Kara Kutusu' olan Sarıoğlu'nun üzerinde dikkat kesilen polis, Sisi'nin çektiği çıplak görüntüler ve şantaj yaptıkları çok önemli kişilerin isim ve kasetlerin onda olduğunu belirledi. Sarıoğlu'nun kasetlerin yerini söylemesinin örgütün deşifre edilmesi için büyük önem taşıdığı belirtiliyor.

 

Kaynak:

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=741064

http://www.samanyoluhaber.com/haber-117873.html

http://www.samanyoluhaber.com/haber-117879.html

http://www.timeturk.com/Genc-subaylarin-sifresi-cozuluyor-26952-haberi.html

http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=184944

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008, Pazar

Ergenekon'un uzantıları

Mümtaz'er Türköne

m.turkone@zaman.com.tr

 

Ergenekon soruşturmasında yeni bir gelişme var. Ergenekon ile Hizbullah, PKK, DHKP-C ve TİKKO gibi terör örgütleri arasındaki örgütsel bağdan sonra, son olarak Hizb-ut Tahrir bağlantısı da ortaya çıkartıldı. Bu örgütü garip çıkışı ile hatırlayanlar olacaktır. Bu örgüt durup dururken 2005 yılı Eylül ayında Fatih Camii'nde düzenlediği gösteri ile gündeme gelmişti. Örgüt mensupları hilafet talebinde bulunmuş ve Atatürk aleyhinde sloganlar atmış, kimse de onlara müdahale etmemişti.

 

Hizb-ut Tahrir uluslararası çapta faaliyet gösteren bir örgüt. Endonezya'da güçlü. Diğer radikal örgütlerden farklı olarak açıkça şiddet yöntemlerini benimsemiyor ve teşvik etmiyor. Daha çok Müslümanların siyasî birliği fikri üzerinde duruyor. Hilafet devletinin bütün Müslümanları çatısı altında toplayan tek bir devlet olması gerektiğini savunuyor. İslâm ortaçağının geleneksel otorite anlayışını benimsiyor. "Allah'a isyanla emretmedikçe İslâm'la yöneten yöneticiye itaat farzdır." "Açık küfürle yönetmesi müstesna, İslâm'la yöneten yöneticiye baş kaldırmak haramdır." gibi düsturlar, İslâm toplumlarında mevcut bütün yönetimleri meşrulaştıran bir mantığa sahip. Bu yüzden Hizb-ut Tahrir olabildiğince radikal eğilimleri olabildiğince esnek bir çerçevenin içine yerleştiriyor. Ergenekon'un bu örgütle ilişkiye girmesi bu yüzden manidar. Üzerinde durulması gereken nokta Hizb-ut Tahrir değil; bu örgütü de çatısı altına alan Ergenekon. Hizb-ut Tahrir bize kendisini değil Ergenekon'u anlatıyor. Kaldırdığımız her taşın altından Ergenekon çıkıyor. En son Amerikan konsolosluğuna, daha doğrusu önündeki polis noktasına yapılan saldırıda olduğu gibi her terör eyleminin arkasında Ergenekon'un yüzü görünüyor. Bende uyanan izlenimi somut ifadelere büründüreyim: Giriş kapısının üzerinde kocaman "Ergenekon" yazan bir pasajın içine giriyorsunuz. Sağlı sollu dükkanlara her türlü terör örgütü yerleşmiş. Bu dükkanlarda terör imal ediyorlar. Pasajın içinde açık bir pazar sistemi var. Herkesin birbirinden haberi var. Üst kattaki yönetim ise pazarı yönetiyor, imalatı yönlendiriyor. Bu pasaj, terör üretiyor ve terör pazarlıyor. Üstelik bu pasaj devlete ait ve devlet dairesi gibi çalışıyor. Bütün masrafları ve kendi iç güvenliği bizim ödediğimiz vergilerle karşılanıyor.

 

Dalga dalga gelen yeni tutuklamaların ve giderek kabaran iddianamenin gösterdiği tek şey var. Devletin içine, kan dolaşımı veya sinir sistemine paralel olarak devletin bütün hücrelerine yayılmış bir terör örgütü var. Devlet adına cinayet işlemek, devlet adına hukuk dışına çıkmak üzere kurulmuş. Sonra kişisel çıkarlara alet edilmiş. Fakat bütün bunların ötesinde bu kapsamlı örgütü var eden bir sebep var: Darbe yaparak iktidarı ele geçirmek. İki emekli orgeneral ile sağa sola bomba atan, cinayet işleyen tetikçileri, DHKP-C'sinden Hizb-ut Tahrir'ine kadar taşeron örgütleri aynı çatı, daha doğrusu tek bir soruşturma dosyasının içine sokan ortak payda ne? Darbe yapmak değil mi?

 

Savcılar çalışıyor. Yargılama yakında başlayacak. Bizim dikkat etmemiz, daha doğrusu birilerinin çözmesi gereken bir başka sorun var. Bu soruşturma kapsamında tutuklananlar arasında güvenliği sağlamakla görevli kurumlar içinde, güvenliğe dair verilen eğitimi ve kazandırılan becerileri suç işlemek için kullananlar bulunuyor. Güvenliği sağlamak için kendisine verilen yetkileri işlediği suça koruma sağlamak için kullananlar bu dava kapsamında yargılanıyor. Türkiye'nin güvenliğini sağlamak için verilen görevleri, imkânları, araçları suç işlemek için seferber edenler Ergenekon terör örgütünün zanlılarını oluşturuyor. Yine kendisine verilen makamları, rütbeleri ve görevleri kullanarak suç örgütü kuranlar ve suç işleyenler bu davanın sanıkları arasında yer alıyor.

 

Peki bu yetkileri, görevleri, sorumlulukları, imkanları, yetenek ve becerileri, pazarladıkları itibarları bu adamlara veren kurumlarda bir yanlışlık bir aksaklık yok mu? Biz ahtapot gibi her yere yayılmış bu örgütü sadece işledikleri suçlardan mı yakalayıp yargılayacağız? Nerede bu suç örgütünün idarî soruşturması? Neden bir ses yok? Korkulur ki Ergenekon pasajı, içindeki terör örgütleri ve terör pazarı ile hâlâ ticaretini yapmaya devam ediyor.

 

Kaynak:

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=740718&title=ergenekonun-uzantilari

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008

Sırlar Örgütü

Ferit ZENGİN


Ergenekon'da son gözaltına alınanlar, birbiriyle oldukça alakasız isimlerden oluşuyor. Ancak Savcı Öz, bu karışık tablodan bağlantıları tespit etmeyi başardı.

 

İlginç ilişkiler yumağı...


Ergenekon'a yönelik yapılan 7. dalga operasyonunda gözaltına alınanların sorguları sürüyor. Ancak gözaltına alınanların isimlerine bakıldığında, hiç kimse ilk anda bağlantı kuramadı. Soruşturmayı yürüten Savcı Zekeriya Öz hariç... Öz, askerden transseksüele, ülkü ocakları başkanından, Hizbul Tahrir örgütüne kadar bağ ve bağlantıları tespit etmeyi başardı.


Sisi, şantaj ekibinin başı

 

İşte Öz'ün tespit ettiği bağlantı ve roller:

 

* Sisi: Örgüt adına istihbarat toplamak.

Siyasetçi, işadamı ve bürokratların görüntülerini çekip şantaj yapmak.

 

* Tolga Sarıoğlu: Sisi'nin sevgilisi. Örgütün kara kutusu.


* Levent Temiz: Örgüt onun sayesinde MHP'yi ele geçirecekti.


* Teğmenler: Bağlı bulundukları birliklerdeki komutanlarıyla ilgili bilgileri Kemal ve Neriman Aydın'a iletmek.

 

***


Ergenekon'da koz din


İlk başlarda milliyetçi gençliği kullanan Ergenekon, bu oyunu ortaya çıkınca İslami kesime yöneldi. ABD Konsolosluğu'nun tetikçisi Erkan Kargın da bunun en net örneği.


Türkiye'nin son 50 yılına damga vuran Ergenekon terör örgütünün, milliyetçilikten dönüp dine yöneldiği ortaya çıktı. Emniyete göre, Ergenekon'un darbe planlarında, daha çok milliyetçi kesim kullanıldı. Fakat istihbarat araştırmaları sonucunda 4. ve 5. dalga operasyonunun ardından, cezaevindeki ve dışarıdaki örgüt yöneticilerinin emri ile Ergenekon, İslami cemaatlere yöneldi. "Memleket satıldı" provokasyon yalanı, "din elden gidiyor" yalanına çevrildi. Böylece kanlı planlara tetikçiler arandı.


Deşifre olunca plan bozuldu

 

Önce Çarşamba Cemaati hedef seçildi. Bu sızma, örgütün büro amiri Erkut Ersoy'un sağ kolu Erol Ölmez ile yapılmaya çalışıldı. Ama deşifre olundu, gözler Hizbul Tahrir'e çevrildi. Elde edilen tetikçilerden biri de ABD Başkonsolosluğu saldırısını düzenleyen Erkan Kargın'dı. Son olarak yakanalan zanlıların da tetikçi olarak kullanılacağı öğrenildi. İstanbul Emniyetinden üst düzey bir yetkilisi ise, "1908 darbesinde Dr. Nazım, aynı taktikle darbeye zemin hazırlamıştı, onu taklit ediyorlar" dedi.

 

Kaynak:

http://www.takvim.com.tr/2008/09/21/gnb119.html

http://www.patronlardunyasi.com/news_detail.php?id=50312

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008

Hizbul Tahrir'le el ele verildi!

 

Ergenekon'da daha önce tutuklanan Kemal ve Neriman Aydın'ın, "Teğmenler" grubuyla bağlantılı oldukları, ayrıca Hizbul Tahrir ile birlikte Cihat Bölgeleri kurdukları ileri sürüldü. İşte Teğmenler'in görev bölümleri:


Teğmen Mehmet Ali Çelebi: Komutanları hakkında topladığı bilgileri, Kemal ve Neriman Aydın'a iletiyor. Darbe planları yapıyor.


Teğmen Noyan Çalıkuşu: Kırklareli'nde görevli. O da, komutanları ile ilgili topladığı bilgileri aktarıyor.


Yaşar Tozkoparan: Ankara Kara Harp Okulu öğrencisi... Aydın kardeşler ile sık sık görüşüyor. Onların düzenlediği toplantılara katılarak, okuldakiler hakkında bilgi veriyor.


Teğmen Esen Mumcu: Hakkari'de görevli. Aydınlar'ın kurduğu karargah evlerinde toplantılar düzenliyor.


Teğmen Hasan Hüseyin Uçar: Ankara'da görevli. Aydınlar ile görüşüyor, karargah evlerini koordine ediyor.


Teğmen Önder Koç: Elazığ'da görevli. Karargah evlerinde Harp Okulu öğrencilerine dersler veriyor.


Kurtce Bektaş: Hizbul Tahrir'le Teğmenler'in iletişimini sağlıyor.


Süleyman Solmaz: Bektaş'la birlikte aynı hücrede görev yapıyor.


Doğukan Yorulmaz: O da Bektaş'ın grubunda yer alıyor.


Hamza Demir: Kemal Aydın'ın Ankara'daki arsa işlerini takip ediyor. İstihbarat çalışmaları yapıyor.


Rıza Demir: Hizbul Tahrir'de toplantılar yapıyor, Bektaş'ın ekibinde...


Rıfat Yıldırım: Hizbul Tahrir'de örgütsel faaliyetlerde bulunuyor.


Mehmet Oğuz Kazancı: Ankara'da "Cihat Bölgeleri" ile irtibatlı...


Mahmut Oğuz: Hizbul Tahrir'e sempatizan kazandırmaya çalışıyor.

 

Kaynak:

http://www.takvim.com.tr/2008/09/21/gnb120.html

 

---------------------------------------

 

21 Eylül 2008

Ergenekoncu askerler Hasdal Cezaevi'nde

 

“Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanan 4 teğmen ile 1 askeri öğrenci, Hasdal'daki askeri cezaevine gönderildi. Sanıkların, toplumda gerilimin tırmanması için tahrik ortamı yaratmak istedikleri ve bunu sağlamak için özel bir yapılanmaya gittikleri iddia ediliyor.

 

YENİ ŞAFAK İNTERNET


“Ergenekon” soruşturması kapsamında gözaltına alınarak nöbetçi mahkemeye sevk edilen 4 teğmen ile 1 askeri öğrenci tutuklandı. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesindeki sorgularının ardından tutuklanmaları istemiyle İstanbul nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen 4 teğmen ile 1 askeri öğrencinin işlemleri tamamlandı. Mahkeme, söz konusu kişilerin tutuklanmasına karar verdi. “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanan 4 teğmen ile 1 askeri öğrenci, Hasdal'daki askeri cezaevine gönderildi.

 

KARARGAH EVİNDE DERS

 

Ergenekon operasyonunun yedinci dalgasında gözaltına alınan teğmenlerin, toplumda gerilimin tırmanması için tahrik ortamı yaratmak istedikleri ve bunu sağlamak için özel bir yapılanmaya gittikleri iddia edildi. İddialara göre, Ankara Kara Harp Okulu öğrencisi Yaşar Tozkoparan daha önce aynı dava kapsamında tutuklanan Kemal ve Neriman Aydın'la periyodik olarak görüştü ve 'Karargah Evleri'nde düzenlenen toplantılara katıldı. Tozkoparan, ayrıca kendi arkadaşlarının psikolojik ve siyasi yapılarıyla ilgili bilgileri örgüte bildirdi. Teğmen Esen Mumcu ile Teğmen Hasan Hüseyin Uçar ise 'karargah evleri'ndeki toplantılara düzenli olarak katıldı. Yakalanan teğmenlerden birinin ise Kemal ve Neriman Aydın'ın Harp Okulu öğrencileri için oluşturduğu karargah evlerinde ders verdiği, Kurtçe Bektaş'ın da Teğmen Mehmet Ali Çelebi gurubunda faaliyet gösterdiği ve Hizbul Tahrir Örgütü içerisinde sürekli olarak sohbetler düzenleyip, toplantılara katıldığı ileri sürüldü. Bu arada, Kara Harp Okulu'nu 4. olarak bitiren teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin Ankara'da bulunan rütbeli askeri personel hakkında istihbarat bilgileri topladığı ve bu bilgileri bağlı bulunduğu Kemal ve Neriman Aydın'a ilettiği ileri sürüldü.

 

KOMUTANLARINI FİŞLEMİŞLER

 

Gözaltındaki teğmenlerin bağlı oldukları birliklerdeki komutanları hakkındaki istihbari bilgileri Kemal Aydın ve kız kardeşi Neriman Aydın'a aktardığı onların bu bilgileri örgütün üst kademelerini ilettiği belirlendi. Teğmenlerden Mehmet Ali Çelebi'nin darbe planı yaptığı ve kamuoyuna yakında darbe olacağına dair söylentiler yaydığı ileri sürüldü.

 

AVUKATI TUTUKLAMAYA TEPKİLİ

 

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde nöbetçi mahkemenin kararının ardından gazetecilere açıklama yapan Avukat Yusuf Erikel, müvekkilleri teğmenler Mehmet Ali Çelebi, Esen Mumcu, Noyan Çalıkuşu ve Hasan Hüseyin Uçar ile askeri öğrenci Yaşar Tozkoparan'ın tutuklanarak. Hasdal'daki askeri cezaevine gönderildiğini söyledi.< Erikel, daha önce gözaltına alınan Neriman ve Kemal Aydın çiftiyle telefonla görüşmeleri dışında müvekkilleri hakkında bir suçlama bulunmadığını kaydetti.

 

"GÖRÜŞMELERDEN KOMUTANIN HABERİ VAR"

 

“Teğmenlerin görüşmelerinin tamamen komutanlarının bilgisi dahilinde olduğunu” savunan Erikel, şunları söyledi:

 

“Biri Hakkari'de, biri Bitlis'te, biri Foça'da görev yapan, her biri daha yeni 30 Ağustos'ta görev yerine gitmiş bu teğmenlerin suçları yok. Öğrenciyi bile tutukladılar. TSK'nın 5 teğmeninin terör örgütü üyesi olduğu görülmemiştir. İtirazlarımızı yapacağız” şeklinde konuştu. Avukat Erikel, gazetecilerin “darbe suçlaması olup olmadığına” ilişkin sorularına da “Yeni göreve başlayan adam ne zaman darbe yapacak” yanıtını verdi.

 

Kaynak:

http://yenisafak.com.tr/Gundem/?i=141165

http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=21.09.2008&c=1&i=141136