Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri |
Din üzerinden sömürü M. Hilmi Yıldırım hilmiyildirim@yenimesaj.com.tr 08/07/2008
Kendi dinlerini değiştiren ve değiştirmeyi sürdüren Yahudilerin ve Hıristiyanların, başkalarının dinini ve özellikle de İslâm dinini değiştirmek, menfaatlerine uygun bir hale getirmek için çalışmaları gayet tabiidir. Tabii olmayan, bazı Müslümanların da bu şer oyunda rol almasıdır. ‘Dinlerarası Diyalog’, ‘Medeniyetler İttifakı’, ‘Yeni Osmanlıcılık, ‘Ilımlı İslâm’ ve ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ ile amaçlanan, İslâm dinini değiştirmektir. Sömürücüler, bu amaçlarını gizliyorlar mı? Hayır, açıkça ifade ediyorlar. İşte size iki örnek: W.S. Alder şöyle diyor: “Amacımız, bir dünya organizasyonu, bir dünya ekonomisi ve bir dünya dini kurmaktır”. Neo–conların büyüğü Norman Podhoretz de amaçlarını şu sözlerle açıklıyor: “İslâmiyeti ortadan kaldırmak ve salt seküler bir ritüele indirmek”.
ABD’de başta İslâm dini olmak üzere bütün dinleri değiştirmek ve bir dünya dini oluşturmak için ‘Uluslararası Din Hürriyeti Komitesi’ (IRFC) kurulmuştur. Komiteye bağlı, demokratik usulle karar alan bir de ‘Dindarlar Parlamentosu’ vardır ve bu parlamentoda değiştirilecek dinlerin temsilcileri, daha doğrusu ajanları, üye olarak bulunmaktadır. Söz konusu komite, İslâm dini için hazırladığı şeytani projelerine bir yenisini daha ekledi. O da, Papalık gibi menfaatlerine hizmet edecek ‘sözde Hilâfet’ projesidir. ABD’nin ‘Milli İstihbarat Konseyi’ tarafından hazırlanan “Geleceği Haritalandırmak” adlı raporda, 2020 yılında Müslümanlar arasından bir halifenin çıkarılacağı görüşü yer almaktadır. Harvard Üniversitesi profesörlerinden, New York Dış İlişkiler komitesi üyesi Noah Feldman da, “İslâm Devleti’nin Düşüşü ve Yükselişi: Batı ve Doğu’ya Etkileri” adlı kitabında, hilâfetin tekrar geri gelebileceğini yazmaktadır.
ABD’nin hilâfet projesi, CIA tarafından da bütün dünyaya duyurulmuştur. Hilâfeti tekrar diriltmekten ABD Başkanı Bush ve yardımcısı Dick Cheney de çok kere söz etmiştir.ABD Başkanı Bush, “Müslümanlarla bir mesele olunca çözemiyoruz, ortada kalıyor. Çünkü Müslümanların bir dini lideri yoktur” sözleriyle, hilâfetin diriltilmesinin gerekliliğini vurgulamıştır. ABD Başkanı Bush böyle söyler de, Türkiye’de onu seslendirenler olmaz mı? Elbette olur. Bunlardan biri de ünlü işadamı Rahmi Koç’tur. Rahmi Koç şöyle diyor: “Bence Müslümanların bir başı olması lâzım ki, tek söz sahibi olan, tek güç olan, tek patron olan, tek din lideri olan birisinin olması lâzım. Çünkü her ülkenin bir dini lideri var. Bakın bizde yok” (Bkz. İsmail Şefik Aydın, Uyan Türkiye–Tarih Tekerrür Etmemeli, s. 443). Rahmi Koç, bu görüşünü her platformda dile getirmektedir. Meselâ, bir başka yerde şöyle demiştir: “Bizim Hıristiyanlar gibi bütün Müslümanları temsil edecek bir dini liderimiz yok. Dışarıda bunun eksikliğini çekiyoruz”. “Yani keşke Halifelik kalsaydı mı demek istiyorsunuz? “ diye soranlara da şöyle dedi: “Aman aman böyle ifadeler yanlış anlaşılabilir. Ben kalsaydı demiyorum. Gelsin de demiyorum, söylemek istediğim şudur: ‘Bütün Müslümanları temsil edecek bir dini patron olsa iyi olur’. Bu işin nasıl olacağı hiç tartışılmadı” (Bkz. Türkiye Gazetesi, 6 Kasım 2001).
Kaynak: http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=8005671&tarih=2008-07-08
|
|
|