Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri |
05 Şubat 2008 Tanımsız laiklik 71 yaşında
Bugün, laikçi çevrelerin dahi tanımlamadığı; ancak kendilerince yorumlayarak her fırsatta mütedeyyin insanlara karşı baskı unsuru olarak kullandığı laiklik kavramının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na girişinin 71. yıldönümü.
‘Laikliğin patent sahibi İnönü’dür!’
Uzmanlar, “Bu bir Atatürk istismarcılığıdır. Laikliği 1936 yılında CHP programına ve Atatürk’ün yataklara düştüğü 1937 yılında Anayasa’ya sokan İsmet İnönü’dür” dediler. İç Hastalıkları Uzmanları ise, “Yoğun alkol kullanmaya bağlı olarak gelişen karaciğer sirozu ciddi bir durumdur. Karaciğerin hemen hemen tüm fonksiyonlarını kaybetmesi ile bilinç kayıpları olur. Bu hastalığa yakalanan insan, aktifliğini kaybeder ve son dönemlerde canının derdine düşer” yorumunu getirdiler.
Uzun süredir konuşulamayan, ancak TBMM eski Başkanı Bülent Arınç’ın 2006’daki 23 Nisan etkinliklerinde dile getirmesiyle alevlenen ‘Laikliğin tanımlanması’ konusu, uygulama şekilleri sebebiyle hâlâ halkın gündeminde sıcaklığını koruyor. Yıllardır tanımsız bırakılarak ateizme varan keyfî anlamlar yüklenmesine sebep olunan laiklik kavramına artık bir tanım getirilmesinin şart olduğunu belirten STK temsilcileri, laikliğin tanımlanmasındaki kaygının sebebini “birtakım kişilerin tuttukları köşe başlarını kaybetme korkusu” olarak açıklıyor.
“Laikliğin tanımı net olsaydı bu sıkıntılar yaşanmazdı”
diyen Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)
Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, insanımızın laiklikle
probleminin olmadığını belirterek, “Kafalarına göre, kendi
yaşam biçimlerini, kendi zihniyetlerini halka dayatmak
isteyenlerin getirdiği sıkıntıların temeli bu. Yeni
anayasada laikliğin tanımı yapılırsa bu tür sıkıntılar,
keyfî yorumlar, hukuku keyfe göre yorumlama sorunu da
ortadan kalkar. Ülke rahatlar, gerilim ortadan kalkar”
dedi.
Bazılarının Türkiye’de yıllarca belirli makamları, belirli
köşeleri ve rantları tuttuklarını hatırlatan MÜSİAD Genel
Başkanı Bolat, “Açık tanım, laiklik üzerinden kendi
iktidarlarını devam ettirmek isteyenlerin de mücadeleyi
gerçek rekabet alanında yapmalarının önünü açmış
olacaktır” diye konuştu.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ömer Faruk
Gergerlioğlu da, laikliğin kesinlikle tanımlanması
gerektiğini Anayasa Teklif Taslağında belirttiklerini
ifade ederek şunları söyledi:
“Laiklik sonuçta net bir şekilde yani dini
inançlar karşısında kamu otoritesinin tarafsızlığının
korunması olarak uygulanmalı. Laiklik bir dini anlayış
üzerinde baskı kurarak dini yönlendirmesi üzerine
kurulursa buna laiklik denemez. Laiklik uygulamaları bu
ülkede çoğunlukla dini inançlara yönelik baskılar şeklinde
tecelli ediyor. Halen de ediyor. Türkiye’de özgürlük
boyunduruk altındadır. Başörtüsü bilhassa... Hem dışarıya
karşı laik olduklarını iddia ediyorlar, hem de içerde
laikliği istedikleri gibi yorumlayarak dini inançları ve
vicdan özgürlüğünü kısıtlama aleti olarak kullanıyorlar.
Tanımlanması bazı çevrelerin işine gelmiyor.” ALMAN ANAYASASI ALLAH İLE BAŞLAR
Kaynak: http://www.furkanhaber.com/haber_detay.php?haber_id=16835
|
|
|