Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri |
05 Şubat 2008 Baykal´a değil Erdoğan´a kızgınlar!.. Serdar Arseven
“CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’a…”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı,
Anamuhalefet Lideri Deniz Baykal’a “şikâyet” ediyorlar!...
“Mektup sahibi” mi?.. Malûm; Deniz Baykal,
AK Parti’yi ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef
alırken, Hizb-ut Tahrircilerden de bahseder zaman zaman… Son olarak… Partisi’nin İstanbul İl Kongresi’nde ve NTV’deki söyleşisinde yine onlara dikkat çekmişti… Daha doğrusu… “AK Parti hükümetinin bu gruba destek verdiğini” filan iddia etmişti…
Bizim posta kutumuza da gönderilen mektup,
“Ne diyon kardeşim sen,
Erdoğan’dan neler çekiyoruz bir bilsen!..”
anlamında…
Birkaç satırını buraya alsak…
Mesela… Şu bölüm: “Söz konusu ettiğiniz AKP
iktidarı döneminde, Hizb-ut Tahrir’e karşı daha şiddetli
tutumlar sergilenmiştir. AKP iktidarının başladığı 2002
yılının sonlarından itibaren operasyonlar
gerçekleştirilmiştir. Bu baskı ve yıldırma çabaları halen
hem de artarak devam etmektedir.
Halen hapishanede bulunan (Y.ç.) defalarca
tutuklanmış, aleyhinde açılan dâvâ sayısı beşe
yükselmiştir. (…) Erdoğan ve taifesi, o zamandan sonra
medyaya Hizb-ut Tahrir’e karşı halen süregelen bir yayın
ambargosu salık vermiş, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu
yedi yıl aradan sonra ilk kez toplanmış, MGK öncelikli
tehditler listesinin başına Hizb-ut Tahrir’i koymuştu.
Bizâtihî Erdoğan, Türkiye’deki tüm Hizb-ut Tahrir
üyelerinin tutuklanması tâlimatını vermişti.”
Evet… Deniz Baykal, Başbakan’ın H.T. gibi
oluşumları himaye ettiğini filan söyleyedursun… O taraftan
kendisine gönderilen mektupta kabaca; “Aksine… Solun
iktidar olduğu dönemlerde bile, daha az rahatsız
edilirdik” değerlendirmesine yer veriliyor!..
Mektup, Sayın Erdoğan’ın, “Baykal
iftirası”na muhatap olduğunu belgeler mahiyette…
Bir Başbakan’ın, herhangi bir örgüte destek
verdiğini iddia edenin, bunu belgelemesi gerekmez mi?..
Hayır, gerekmiyor demek ki… Saldır, gitsin!..
“Destekliyor” de… “Himaye ediyor” de…
Kendisini sırtında taşımaya devam edecek
kadar “zeki, çevik ve de ahlâklı” olan biçare CHP’li, her
lâfa gözü kapalı inanacaktır, nasılsa…
Yo, hayır o kadar ucuz değil…
Bakın; Deniz Baykal, “Başbakan’ın ve AK
Parti’nin H.T.yi himaye ettiğini” öne sürdüyse… İspatlamak
durumunda!..
İşte; himaye edildiği öne sürülen oluşum,
“Ne himayesi, iyiden iyiye sıkıştırıldık bu dönemde”
muhtevalı bir mektup göndermiş kendisine…
Baykal… “Yalan” söylememişse… çıkacak ve…
Sözlerinin doğruluğunu ispat edecek!
önümüzdeki bir haftalık sürenin büyük bir
bölümünü Ankara dışında geçirmek durumundayım… Baykal’la
aynı mekanlarda bulunma ihtimalimiz yok… Telefonda diyalog
da sağlıklı olmuyor…
Dönüşte söz… Kendisinden, “H.T.”nin
hükümetçe himaye edildiğine dair belgeleri isteyeceğim…
Sonuçtan da, (yine söz) sizleri haberdar
edeceğim!..
TUHAF İŞLER!..
Bu arada… Recep Tayyip Erdoğan’ın “Takiyye”
yapmadığının, Cumhuriyetin temel niteliklerine bağlılık
konusunda son derece samimi olduğunun tekrar tekrar
vurgulandığı mektuptan küçük bir bölüm:
“AKP’nin (Ak Parti S.A.) laiklik ile hiçbir
sorunu yoktur ve bu laik devletin en güçlü koruyucusudur.
Erdoğan, 2001 krizinde kopma noktasına gelen devlet-millet
köprülerini, belki de hiç olmadığı kadar
sağlamlaştırmıştır. ”
Evet… Aynen böyle…
Mektup sahipleri, Erdoğan’ın ekonomik
krizlerin üstesinden gelme konusundaki maharetinden
şikâyetçi olduklarını açıkça ortaya koymuşlar!..
çok ilginç; Deniz Baykal da aynı noktada!..
Türkiye’nin 2001’in o kriz ortamından
uzaklaşması ve en temel meselelerini çözmek için adımlar
atmaya başlamış olması, Deniz Baykal’ı da en az o kadar
rahatsız etmekte!..
Acayip: Baykal’a, “Hassas konuları önüne
atıp kendisini öfkelendirmeye çalışan Erdoğan’ın oyununa
gelmemesini” tavsiye etmişler, bir de…
Bu tür mücadelelerden her seferinde “KüçüK
DüŞEREK” ayrıldığı hatırlatılan Baykal’a “Başbakan’ın
popülaritesini arttırıyorsun” uyarısı da dikkat çekici!..
Deniz Baykal, H.T.’nin Başbakan tarafından
“büyütüldüğünü” öne sürerken… H.T., Başbakan’ın Deniz
Baykal tarafından “büyütüldüğünü” iddia ediyor… Tuhaf
işler!..
CHP’nin, üniversitelerdeki hak gaspına son
vermeyi hedefleyen Anayasal düzenlemeye itiraz şerhini
Meclis Anayasa Komisyonu’na sunmasından kısa bir süre
sonra… Mensubu bulundukları Yüksek Mahkeme’nin de kurucusu
olan Meclis’in “Yasama yetkisini” hiçe sayar ifadeler
kullandı Yargıtay 1. Başkanı…
O tarafı bir yana… Bir de şu sözlerine
bakın: “İstanbul Hukuk Fakültesi’nin içinde ne örtünme
ihtiyacı duyan bir kızımız vardı, ne de ‘örtünmeliyim,
dini inancımın gereği budur’ diye eyleme giden bir kişi
vardı. Türkiye’de bir dönemler üç üniversite vardı ve her
birisi çağdaş kıyafetleriyle eğitimlerini sürdürdüler. Ne
oldu bizim o güzide üniversitelerimize!..”
Bakın siz şu özleme…
“üç üniversitelik” bir dünyası var
anlaşılan, konuşma sahibinin!..
Hak ve özgürlük taleplerinin gündeme
gelmediği… “Sıradan insanların” çocuklarını okutmaya
yeltenmediği… O küçücük dünyacık!..
Her satırıyla “geriye dönüş özlemi”ni
ortaya koyan bir açıklama…
Bak şuna: “1960’ların fotoğrafını
seviyoruz!..”
Merhum devlet adamlarımız Menderes, Zorlu
ve Polatkan’ın “asıldıkları” o karanlık günleri mi
özlüyorlar!.. Merhum Menderes’in o “hayata son bakış”
fotoğrafını mı?..
Hayır.. O günler geçti efendim…
Siz en iyisi… Görev alanınızda kalıp şu
turlarınızı tamamlayın!..
Bakın, dün 85. oylamanızı da yaptınız… Yine
sonuç yok!.. Yargıtay Başkanı hâlâ belli olmadı…
Millet, bitmez tükenmez turlarla koltuk
mücadelesi vermeniz, Meclis’inin yetkisine müdahale etmeniz için görevlendirmedi ki sizi!..
Kaynaklar: http://www.furkanhaber.com/yazidetay.php?Yazi_id=2840&yazar=384 http://habervaktim.com/iktibas.php?arama_metin=&select=Baykal%B4a+de% F0il+Erdo%F0an%B4a+k%FDzg%FDnlar%21..
|
|
|