17 Aralık 2007 21:31
Başkent'in Cemaat Haritası
AKP'nin, 22 Temmuz
2007 genel seçimlerinden de tek başına iktidar olarak
çıkması, İslami tarikat ve cemaatleri yeniden gündeme
getirdi.
Doğal olarak da AKP iktidarının, tarikat ve cemaatlerle
arasındaki ilişki, meclise, oradan da tüm Başkente
yansıdı. Son günlerde yoğun bir kadrolaşma suçlamasıyla
karşı karşıya kalan AKP'nin, devlet bürokrasisini cemaat
ilişkilerine dayanarak oluşturduğu ısrarla vurgulanıyor.
Gelelim bu iddiaların Ankara üzerindeki yansımasına.
Yapılan araştırmalar, Ankara'nın tarikatlar bakımından
oldukça zengin bir portföye sahip olduğunu gösteriyor.
Öyle ki, artık bir çok semtin adı, bünyesinde barındırdığı
tarikatların ismiyle özdeşleşiyor. İşte, bu özdeşleşmeden
yola çıkarak, semt semt hangi tarikatın, nerede etkin
olduğuna, daha doğrusu "Tarikat Gettoları"na değineceğim.
Başvuru kaynağım ise meslektaşım Okan Konuralp'in Tempo
Dergisi için hazırladığı araştırma dosyası oldu.
KUZEY KAPISI PURSAKLAR'DAKİ YAPILANMA
Pursaklar beldesi, Ankara tarikat ve cemaat haritasının en
önemli parçasını oluşturuyor. Havaalanı yolu üzerindeki
Pursaklar bir çok tarikatı bünyesinde barındırırken,
Menzilciler ve Muradiye Vakfı faaliyetleri bakımından öne
çıkıyor.
Nakşibendi Tarikatı'nın bir kolu olan Menzilciler, resmi
adı Kasrı Şirin olan, ancak kamuoyunda Menzil Dergahı
olarak bilinen camisiyle Pursaklar'a damgasını vuruyor.
Cemaatin yalnızca Ankara'da 4 bin dolaylarında müridi
olduğu tahmin ediliyor. Cemaatin Şeyh'i Raşit Erol'un
Ankara'ya her gelişinde dergahta kalması, hayatını da
burada kaybetmesi, Menzilciler için Pursakları önemli bir
merkez haline getiriyor. Cemaat, ekonomik gücünü özellikle
kendilerine derviş adını veren müritlerin kurduğu
şirketlerin belediyelerden aldığı ihalelerle arttırıyor.
Muradiye Vakfı, Melih Gökçek'in Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'nı kazanmasının ardından kamuoyunda daha çok
duyulmaya başladı. Özellikle, Büyükşehir belediyesinden
aldığı ihalelerle adını duyuran Nakşibendi kökenli cemaat,
Ankara'da siyasi gücü elinde bulunduran grupların başında
geliyor.
YENİMAHALLE'YE KONUŞLANAN TİLLOCULAR
Kadiri Tarikatı'nın Tillo kolu, Yenimahalle'de bulunan
Yoksullara Yardım Derneği adı altında sürdürüyor. Yaklaşık
3 bin müride sahip cemaat, Kadiri tarikatına uygun olarak
bazı akşamlar zikir töreni gerçekleştiriyor.
HACIBAYRAM'IN HAKİKATÇILARI
Refahyol dönemine damgasını vuran 28 Şubat süreci, İslami
cemaatlerin çalışma tarzlarında temel stratejik
değişiklikler yapmalarına neden oldu. Bu stratejik
değişiklik, cemaatlerin kitapevlerine verdikleri önemin
artmasına, mensup ve sempatizanlarıyla iletişim konusunda
kitapevlerinden yararlanma yolunu seçmelerine neden oldu.
Kitapevlerinin altın çağını yaşadığı yerlerin başında
Ankara Hacıbayram Cami geliyor.
Hemen hemen tüm cemaatlere karşı yürüttüğü mücadele ile
tanınan Hakikatçılar da, Hacıbayram Cami Çarşısı'nda
açtıkları Hakikat Neşriyat yoluyla çalışmalarını
sürdürüyor. Mamak ve Keçiören Bölgesi'nde önemli sayıda
mürite sahip olduğu bilinen Hakikatçılar, şeyhleri Ömer
Öngüt'e "mutlak itaat" ilkesiyle bağlı bir yaşam sürüyor.
SEMTE SIĞMAYIP, TÜM KENTE YAYILAN SÜLEYMANCILAR
Süleymancılar, faaliyetlerini çoğunu "Kurs ve Okul
Talebelerine Yardım Dernekleri" adı altında yürüten bir
cemaat. Bu topluluğun temellerini atan Süleyman Hilmi
Tunahan'ın mehdiliğine inanıyorlar. Türkiye çapında
yaklaşık bin 500 civarında Kuran kursu ve öğrenci yurdu
olduğu tahmin edilen cemaat, Ankara'nın da hemen hemen her
yerinde en az bir yurt binasıyla boy gösteriyor.
Süleymancıların, Demetveler, Ayrancı ve Etimesgut
bölgelerinde açtıkları yurtlar Ankara'nın en büyük özel
statülü öğrenci yurtları olmasıyla dikkat çekiyor.
GÜLENCİLER HER YERDE
Fethullan Gülen cemaati de Ankara'nın pek çok yerinde
açtıkları okul, öğrenci yurtları ve "Işık Evleri"
aracılığıyla faaliyet yütürüyor. İstihbarat raporlarına
göre Gülen cemaati Ankara'daki en etkin cemaat olarak
gösteriliyor.
ETLİK HİCRETÇİLERDEN SORULUYOR
Hicret Cami İlim ve Hizmet Vakfı Genel Merkezi'nin aynı
adı taşıyan cami, Ankara'daki en önemli Nakşibendi
Tarikatı kollarında biri. İsmailağa geleneğinden gelen
Hicret Cemaati, Şeyh Münir Hoca öncülüğünde faaliyetlerini
sürdürüyor. Fıkıh ağırlıklı bir üslup benimseyen cemaat;
inşaat, taşımacılık, marketçilik gibi alanlarda faaliyet
yürüten ticari organizasyonlara sahip. Organizasyonların
çoğunluğunda 'Hicret' ön adı kullanılıyor. Sünnete uygun
olarak giyindiklerine inanan cemaatin erkekleri şalvar ve
sarık; kadınları ise çarşafı kıyafet olarak benimsemiş
durumda.
TANK SESİNE RAĞMEN SİNCAN ONLARLA ANILIYOR
Kamuoyu, İslami kesimin önemli merkezlerinden biri olan
Sincan'ı askerin tank sesiyle bütünleştirdiği "Balans
Ayarı" operasyonuyla tanıdı. Radikal İslamcı Hizbul Tahrir
örgütü, Ankara ve çevresindeki tüm çalışmalarını Sincan
merkezli olarak halen yürütüyor. İstihbarat raporlarına
göre, Sincan'da önemli sayıda üye ve sempatizan
potansiyeline sahip. Örgüt yayınlarında amaçlarını,
"Hiláfet Devleti olan İslám Devleti'nin gölgesinde bir
İslami yaşantıyı yaşamaya Müslümanları tekrar
döndürmektir." olarak açıklıyor.
DİKMEN'DEKİ SEMBOLİK NAKŞİ MERKEZİ
Melih Gökçek, Dikmen Vadisi Projesi bünyesinde yapılan
caminin adını Nakşibendi Şeyhi Mehmez Zait Kotku
koymasıyla Nakşibendilerin sembolik merkezi de ortaya
çıkmış oldu. Recep Tayyip Erdoğan 3 Kasım Seçimleri
sonrasındaki ilk cumasını bu camide kıldı. Daha sonra da
sık sık bu camiye gelen Erdoğan'ı diğer AKP'li
milletvekileri de yalnız bırakmıyor. Cami, Ankara'da
yaşayan Nakşibendiler için, sembolik de olsa önemli bir
buluşma noktası olmaya doğru hızla ilerliyor. Camiye adını
veren Mehmet Zait Kotku, ölümüne kadar Nakşibendi
tarikatının kollarından İskender Paşa Cemaati'nin
şeyhliğini yaptı.
ÇUBUK'UN TİCANİLERİ TÜKENİYOR
Ticaniler, Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun çıkmasına neden
olan cemaat olarak bilinir. Ankara'nın tarikat ve cemaat
haritasında artık yer alamayan Ticaniler ilk olarak, Çubuk
ilçesinde ortaya çıktı. Tarikatın lideri Ahmet Ticani'dir.
Ticaniler, Atatürk
HÜSEYİNGAZİ VE SİTELER'İ KAPSIYOR
Ankara'ya özgü en önemli tarikat örgütlenmesi ise Galibi
tarikatı. Cemaatin liderliğini Hasan Galip Kuşçuoğlu
yapıyor. Ankara Hüseyingazi'deki cemaate ait camide
perşembe günü düzenli olarak zikir töreni yapan cemaatin
tüm Türkiye çapında yaklaşık 5 bin müridi bulunuyor.
Cemaatin ağırlıklı olarak Siteler esnafı içinde
örgütlendiği biliniyor.
Arkadaşımın dinini 20 yıl sonra tesadüfen öğrendim
Arjantin Ankara Büyükelçisi Sebastian Brugo Marco, Buket
Güler'e Hello Dergisi'nde verdiği özel röportajda çarpıcı
yorumlarda bulunmuş. Türkiye'nin, özellikle de Ankara'nın
ulaştığı nokta açısından büyükelçinin söyledikleri
dikkatimi çekti. Ülkemize ilk kez 1975 yılında geldiğini
ve Türk kadınlarını 30 yıldan beri tanıdığını belirtirken,
"Türkiye'de kadınlar artık çok daha özgür" demiş ve
başörtüsü hakkında ilginç bir tespitte bulunmuş.
Büyükelçi Sebastian Brugo Marco, "Bundan 30 sene önce
Ankara sokaklarında yürüyen başı kapalı bir kadın asla
görmezdim. Anadolu'nun tüm köylerinde vardı, ama şimdi her
yerdeler. Bu iyi mi kötü mü, bilmiyorum" demiş. Bunun çok
kişisel bir tercih olduğunu da sözlerine ekleyen
büyükelçi, artışın sebebini ise bilmediğini söylemiş.
Müslüman kadınları suçlamadığını ve onlara saygı duyduğunu
dile getiren Büyükelçi Marco, "Bazı kadınlar başlarını
sıkı sıkı kapatıyorlar, ama bunun yanı sıra çok ağır
makyajlar da yapıyorlar" şeklinde konuşurken, bunu bir din
özgürlüğü olarak kabul ettiğini vurgulamış ve şöyle devam
etmiş:
"Eğer kendi dininizi seçmekte özgürlüğünüz varsa, tamam.
Ama Türkiye'de maalesef bu özgürlükten bahsetmek de mümkün
değil. Sizin kimliğinizde din kısmı var ve orada İslam
yazılıyor. Benim ülkemde böyle değil. Ben arkadaşlarımın
dinini 20 yıl beraber çalıştıktan sonra tesadüfen
öğreniyorum. "
30 yıl öncesinde Türkiye'de insan ilişkilerinin daha iyi
olduğunu da belirten büyükelçi, bu tespitlerinin yanı sıra
Hello Dergisi'ne özel yaşamı ile ilgili özel açıklamalarda
da bulunmuş.
5 yıldızlı saltanatın unutulanları
Geçen hafta Başkentli yatırımcıların turizme sektörüne
damgasını vurduğu yazıp, Ege, Akdeniz ve KKTC sahillerinde
boy gösteren birinci sınıf turistik tesislerin listesini
vermiştim. Bu tesislerin hem inşasını, hem de işletmesini
yapan devler arasında Ankara'nın müteahhitlerin başı
çektiğini vurgulayıp, tüm ülkedeki 5 yıldızlı otellerin
yüzde 40'ının Ankaralı yatırımcılara ait olduğunu
yazmıştım.
Bu yazım büyük ilgi çekti ve e-mail adresime bir çok
e-posta geldi. İçlerinden bir kaçı ise haklı
eleştirilerini aktardı. En önemli eleştiri ise yaptığım
listede Üç önemli grupla, bir Ankaralı yatırımcıyı
koymamam üzerineydi. Bu hafta eksiğimi gidermek üzere,
yeniden bir yazı yazmam kaçınılmaz oldu. Ancak,
enformasyon eksikliğimde bu turistik tesisler de kendinde
hata aramalı. Otellerini daha aktif bir şekilde tanıtıp,
akılda kalıcı olabilirler. Nasıl mı? Bir fıkra ile
sözlerime açıklık getireyim.
CENNETİN KAPISI YUMRUKLANIR VE ...
Cennet'in kapıları şiddetli bir şekilde yumruklanmış. "Güm
güm güm" sesleri arasında içeriden seslenmişler...
-Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi tok bir ses: "Biz İstanbul'u
fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!" diye cevap vermiş. Bu
cevap üzerine de içeriden "hoş geldiniz" diyerek kapılar
ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye
kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: "Güm Güm
Güm!" İçeriden sormuşlar:
-Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi tok bir ses: "Biz İstanbul'u
fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!"
İçeriden hemen cevaplamışlar: "Hadi len! Onlar 40 yıl önce
geldi!"
Dışarıdan yine ses gelmiş: "Ama biz mehter takımıyız,
ancak geldik!"
UNUTULAN TURİZM YİĞİTLERİ
Unutulan yatırımcılardan biri, iş adamı Erdal Tontu idi.
Beldibi'ndeki 5 yıldızlı oteli Katamaran ile listeye
girmemişti. Üstelik unuttuğum bu kişi Türkiye'de, turizmi
iyi bilen yatırımcıların başında geliyordu. Üç kardeşiyle
birlikte kurdukları Dörtel Tekstil'in bir yatırımı olan
Belek'teki Adora Otel'in yapımında ve bugünlere gelmesinde
büyük katkısı olmuştu. Daha sonra kardeşleriyle
anlaşmazlığa düşüp ortaklığı bitirerek, tek başına gemi
şeklindeki temasıyla büyük ilgi toplayan Katamaran'ı
kurmuştu.
Listeye girmeyen zincir otellere gelecek olursak...
Bunlardan en önemlisi Öztaş Şirketler Grubu'na ait 7
otelli Pegasos zinciriydi. Ege ve Akdeniz'e yayılan,
toplam 12 bin yatak kapasiteli Pegasos zincirinin hiç
kuşku yok ki amiral gemisi, Muğla Sarıgerme'de 300 dönüm
üzerine kurulu Pegasos Tropical Place oteliydi. Bir diğer
grup ise Ankaralı iş adamı (Şimdi Antalya'ya yerleşti)
Akın Yılmaz'a ait Joy Grup'tu. Antalya, Marmaris Tekirova
ve Bodrum başta olmak üzere bir çok sahil beldemizde 12
adet beş yıldızlı tesise sahipti. Bu zincirin lokomotifi
ise Kemer'deki Kiriş World Otel'di.
Aynı zamanda Büyük kolej'in Yönetim Kurulu Başkanı olan
Rumi Doğay ve ailesinin Kuşadası'daki 5 yıldızlı tesisleri
AquaFantasy Otel ise unuttuğum üçüncü grubu oluşturuyor.
Fantasy Otel, 3 bin 500 rakamını bulan yatak kapasitesi ve
Türkiye'nin en büyük Aquapark alanıyla devasa bir yatırım.
heykellerine saldırarak ve Ankara'nın çeşitli camilerinde
ve mecliste Arapça ezan okuma eylemleriyle adlarını
duyurdu. Çubuk ve Çorum Şabanözü'nde az sayıda Ticani,
tarikatın varlığını sürdürüyor.
Erdal İPEKEŞEN/Hürriyet,9.12.2007
Kaynak:
www.irtica.org
Bu Haber Toplam 631 Defa Okunmuştur
Kaynak:
http://www.kuvayimilliye.net/detay.php?id=4838
|