Basında Hizb-ut Tahrir Haberleri |
27 Temmuz 2007 Global Yorum İnternet Dergisi Naciye Saraç
RADİKAL İSLAMİ UNSURLAR KIRIM TATARLARINA YÖNELDİ
Ukrayna mevzuatında yürürlükte bulunan sosyal dernekler kanunu dünyanın en liberal kanunlarından biri olduğu için Rusya dahil dünyanın birçok ülkesinde yasaklanmış bulunan dini partiler Ukrayna da rahatça faaliyet gösterebiliyor. Bu kanunun nimetlerinden yararlanmak isteyen radikal İslami unsurlar da özellikle Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde yaşayan Müslüman Kırım Tatarlarını etki altına çalışıyor. Bu durum ise tarihleri boyunca laik yapıda bir yönetim anlayışını benimseyen ve bir bölümü Orta Asya’ya zorunlu göç ettirildikten sonra Müslüman olan Kırım Tatarları arasında huzursuzluk yaratıyor.
Bölgedeki etkilerini Karadeniz bölgesine yaymaya çalışan RF ve Arap ülkeleri kaynaklı oldukları ifade edilen radikal İslamcılar, Kırım’daki olumsuz yaşam koşulları, yanlı yaklaşım ve bazı Hıristiyan unsurlarca Tatarlara gösterilen düşmanca tavırlar nedeniyle özellikle genç Tatar nüfusu üzerinde etkili olmaya çalışıyor. Üyelerini, Kırım’daki eğitimci, tarihçi ve hukukçular arasından seçmeye çalışan Parti, bu örgütlenmeyi Kırım Tatarları na gündelik işlerinde yardımcı olmak suretiyle taraftar toplayabilmek için kullanıyor. Hedefinin, “Cihat yoluyla Müslümanları İslami yaşam tarzına döndürmek” olduğunu açıklayan Hizbut Tahrir Partisi’nin Kırım’daki 2.000 üyesiyle en etkili radikal unsur olduğu kaydediliyor. Parti’nin şeriat kanunlarını Kırım yarımadasında yaşayan her dinden insanlara canlarını kurtaracak tek kurtuluş yolu olarak tanıttığı, Parti’nin görüşlerini yansıtan “Vozrojdeniye” (Dirilme) isimli gazetede de partinin görüşlerine yer veren ifadelere sıkça rastlandığı gözleniyor. Buna karşın, Partinin faaliyetlerini engellemek isteyen Kırım Müftülüğü’nün, Hizbut Tahrir propagandası yapan imamları görevden aldığı ve partinin Ukrayna’daki liderlerine yönelik olarak Kırım Tatarları’nı radikalleştirmeye çalışmakla suçlamalarda bulunduğu belirtiliyor.
Diğer taraftan, Suudi Arabistan da, Vahabiliğin Kırım ve Kafkasya’da yayılmasına yönelik çaba gösteriyor. Kırım da yaşayan Müslüman Tatarları bölmek amacıyla sürdürülen Vahabilik propagandasının temeli, Arap milliyetçiliği ve Türk düşmanlığına dayanıyor. Bu kapsamda, fakir halka maddi yardımda da bulunan Kırım da faaliyet gösteren Vahabiler, Türk camilerinde mimarinin yanlış olduğu tezini savunarak, Arap mimari stiline uygun camiler yaptırıyor. Ayrıca, Suudi Arabistan dan Kırım a gelen Rusçayı çok iyi derecede bilen din görevlileri de, Tatarlara yönelik propaganda çalışmaları yürütüyor. Suudi Arabistan’da da Kırım Türkü öğrencilere eğitim veriliyor ve ülkede açılan gençlik kamplarında öğrenime devam ediliyor.
Kırım’daki çeşitli üniversitelerde öğrenim gören Suudi Arabistan uyruklu öğrenciler, camilerde imam olarak görev almaya çalışmak ve beraberlerinde getirdikleri propaganda içerikli yayınları dağıtmak suretiyle Vahabilik’i yaymaya çalışıyor.
Genellikle insani yardım, ticaret, eğitim ve turizm amacıyla çeşitli İslam ülkelerinden Kırım’a gelen iyi eğitimli, Kırım Tatarları na sosyal hayatlarında yardımcı olabilecek ve onları yönlendirebilecek entelektüel düzeye sahip bazı kişiler de, bireysel temas kurmak ve toplantılar düzenlemek suretiyle faaliyet gösteriyor.
Kırım’daki İslam ülkelerindeki toplumsal örgütlerin şubeleri ve vakıfları, başta Kırım Tatarlarının yöneticileri olmak üzere yerel cemaatler ve ailelere temel gıda ürünleri, öğrencilere kırtasiye malzemeleri ve maddi yardımlar dağıtarak, içinde dini eğitim yapılması koşuluyla düşük gelirli aileler için konutlar satın alarak, bireysel çalışmalarda da bulunuyor.
Kırım’da faaliyet gösteren Hizb-ut Tahrir ve Vahabi unsurların dağıttıkları dini propaganda içeren kitap ve broşürlerde temel ilke olarak, millet ve milliyetçilik görüşü İslam dinine aykırı sayılmasının yanı sıra, bu kavramlar çerçevesinde hareket edenler ise “kafir” olarak nitelendiriliyor. Millet olgusu ve milli kültürünü koruyan, savunan veya geliştiren Kırım Tatarları nı “kafir” olarak tanımlandıran bu tür propagandalarla, Kırım Tatarları nın aynı amaç doğrultusunda birlik, beraberlik ve bütünlük içerisinde olunmasının engellenmesinin yanı sıra, daha kolay ele geçirmek amacı doğrultusunda ortak değerlerin yok edilerek, zayıf ve güçsüz kılınması hedefleniyor.
Tüm bunlara karşın, Kırım Tatarları arasında halen din ve milliyet unsurları arasında bir denge bulunmasının yanında, Kırım Tatarlarının Sünni mezhebine mensup olmaları dolayısıyla, ülkedeki radikal örgütlenmelerin bu tür faaliyetleri, halk arasında tepki ile karşılanıyor. Zaten, Kırım Tatarlarının yıllardır devam eden sorunlarının bir türlü çözüme kavuşamaması nedeniyle, bu tür faaliyetlere ayıracak ne zamanları ne de imkanları bulunuyor.
Diğer taraftan, Kırım Tatarları kendi imkânları ile vatana dönemeyen Kırım Tatarlar için organize dönüş, soykırım esnasında Kırım Tatarlarına verilen zararların tazmin edilmesi, milli eğitim sistemi ve kültürün yeniden düzenlenmesi, Avrupa sistemine entergrasyon, batı model ve değerlerine katılınması gibi sorunlarını çözmek zorunda.
Büyük rahatsızlık duyulan bu tehlikeli gelişmeler doğrultusunda, Kırım Tatar yöneticilerine, Kırım’da faaliyet göstermeye çalışan radikal örgütlenmelere karşı aktif mücadele edilmesi, söz konusu radikal dini propagandalara karşı milli birlik ve beraberlik bilinci doğrultusunda karşı durulması, aralarında yer almaya çalışan bu tür şahıs ve grupların dışlanmasına yönelik gerekli hassasiyetin özenle gösterilmesi çağrısında bulunuluyor.
Kaynak: http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?readid=1439
|
|
|