بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم

Ey Sınırlarda Kudüs Yürüyüşüne Katılanlar

Sloganınız, Yahudi Varlığını Ortadan Kaldırması İçin Orduları Harekete Geçirmek Olsun

 

Önümüzdeki 30 Mart günü, Filistin çevresindeki ülkeler ile diğer ülkeler, “Küresel Kudüs Yürüyüşü” başlığı altında dünyada milyonluk bir yürüyüş başlatmayı planlamaktadırlar. Dolayısıyla bizler; bu ilan ile yürüyüşle ilgili açıklamalar ışığında katılımcılara, Filistin halkına ve bütün Müslümanlara şeri vacibin zorunlu kıldığı bir konuşma ve çağrı yöneltmek istiyoruz.

 

Ey Katılımcılar! Ey Filistin Halkı! Ey Müslümanlar!

 

Yahudi varlığının Filistin halkına karşı işlediği eylemlerin hepsi, cürümsel eylemlerdir. Zira bu cürümlerde, insanî değerler ortadan kalkmış, nefret, saldırganlık, yerleşim, Yahudileştirme, kundaklama ve yıkım görülmüş ve genç, yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere Filistin halkı katledilmiştir.

 

Ancak bu cürümler ile Filistin ve halkına yapılanların hepsi, habis kanser hastalığının belirtilerinden öte bir şey değildir. Dikkat edin! Varlığının doğası gereği, Filistin ve halkına saldıran, topraklarını gasbeden ve mukaddesatlarını kirleten bizzat mücrim ve saldırgan Yahudi varlığıdır. Müslümanların yöneticileri, Filistin Kurtuluş Örgütü, Filistin otoritesi ve bunların yolunda olanlar ise Müslümanlar ile Filistin halkının dikkatlerini nedeni olmayan arazlara çekerek onları aldatmaktadırlar. Yahudi varlığına gelince; onların tamamı, (yani Müslümanların yöneticileri, Filistin Kurtuluş Örgütü, Filistin otoritesi ve bunların yolunda olanlar) Yahudi varlığı’nın hayatta kalması ve onun korunması üzerinde anlaşmalarının yanı sıra hem bu kanserli varlığı hem de onunla birlikte yaşamayı kabul etmesi için ümmeti saptırmak amacıyla gece gündüz çalışmaktadırlar. Dahası Filistin otoritesi, Yahudi varlığı ile yerleşimcilerini korumak için güvenlik birimlerine on binlerce kişiyi istihdam etmekte ve onlara milyarlar harcamaktadır.

 

Filistin’in tamamı, Allahuteala’nın mübarek kıldığı saf İslam topraklarıdır. Zira Subhânehu şöyle buyurmuştur: سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُAyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye bir gece, (Muhammed) kulunu Mescid-il Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-il Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, İşitendir, Görendir. [el-İsrâ’ 1] Tüm Filistin toprakları, işgal ve gasp edilmiş olup 48 işgali ile 67 işgali arasında hiçbir fark yoktur. Dolayısıyla mukaddes topraklardan bu ikisinin arasını ayırmak, İslam’ın haram kıldığı şeri cürümün ötesinde siyasi bir cürüm olup Filistin ve halkına dönük komplo eylemlerinden bir eylemdir.

 

Yöneticiler, Filistin Kurtuluş Örgütü ve Filistin otoritesi, Filistin meselesinin heba edilmesinin, onun genelinin Yahudilere feragat edilmesinin ve Yahudilerin Filistin’deki varlıklarının meşrulaştırılmasının suç ortağıdırlar. Bu nedenledir ki onlar, hiç durmaksızın teslimiyet müzakereleri ile çözümlerinin arkasından soluyup durmaktadırlar. Zira onların kamuslarında ne kurtuluş nede cihat vardır. Ayrıca onlar, istedikleri şekilde davransınlar diye Filistin meselesini kafir devletlere teslim etmişlerdir. Bundan dolayı propagandasını yaptıkları sloganlar, işte bu maksatlarına ve politikalarına hizmet eden sloganlardır. O halde onların arkasından sürüklenmeyin ve “adil barış”, “uluslararası meşruiyet”, “geri dönüş hakkı” ve benzerleri gibi olan sloganlarını yükseltmeyin. Zira bunların hepsi, Filistin’in heba edilmesine ve Yahudi varlığının meşrulaştırılmasına hizmet etmektedir.

 

Ey Müslümanlar! Ey Filistin Halkı! Ey Yürüyüşlere Katılanlar!

 

Bu sloganları kaldırıp atın ve Rabbinizin kitabında ve nebinizin sünnetinde bulduğunuz sloganlar gibi Rabbinizin razı olduğu sloganları yükseltin. Zira sizlerin, kamil bir dini olduğu gibi sizin ve tüm insanlığın işlerini düzeltecek olan da bizzat Rabbinizin şeriatıdır.

- Meseleyi, habis kanserli bir varlık olan Yahudi varlığını ortadan kaldırmakla sınırlayan sloganlar ile toprağının ve suyunun en son zerresine kadar Filistin’in kurtuluşu için olan sloganları yükseltiniz.

 

- Cakarta’dan Tanca’ya kadar tüm İslam ümmetinin ordularını harekete geçiren ve cihat meydanlarında Filistin’in kurtuluşu sorumluluğunu onlara yükleyen sloganları yükseltiniz.

 

- Tüm dünyaya, İslam ümmetinin tek bir ümmet olduğunu, hepsinin Filistin’in kurtuluşundan sorumlu olduğunu ve bu hususta Cakarta, Tanca, Kahire, Şam ve Amman’ın evlatları arasında hiçbir farkın olmadığını dile getiren sloganları yükseltiniz.

 

Ey Müslümanlar! Ey Yürüyüşlere Katılanlar!

 

Bu yürüyüşleri başlatacak olan İslam dünyasındaki yöneticilerin, ona karşı sessiz kalıp sizinle detaylar ve toplanma yerleri hakkında koordinasyona geçmelerinin iki nedeni vardır. Birincisi: Onlar bu yürüyüşleri, üzerlerindeki boyunduruğu kaldırmanın bir yolu olarak görmektedirler. Zira onlar, Kudüs ve Filistin’e karşı günahkar mücrimler oldukları ve onlara karşı komplolar kurdukları bir sırada Kudüs ve Filistin’e karşı çok hırslı olduklarına dair bir görünüm sergilemektedirler. İkincisi: Bu yürüyüşler ve hareketlenmeler, Filistin’in heba edilmesi, işgalin devam etmesi ve Yahudilerin şu ana kadar olan azgınlığı hususunda onlara tarihi ve meşru bir sorumluluk yüklemediği gibi onlardan, sadece koltuklarını korumak amacıyla hazırlayıp silahlandırmak için milyarları harcadıkları orduları harekete geçirmelerini de talep etmemektedir.

 

Bu nedenle amelinizin onlarla koordine içerisinde olması onu zayıflatıp bozacak ve ameliniz onların formatında olacaktır. Dahası Filistin sınırlarına yürüyenler olarak sizin için doğru olan, Filistin ve Kudüs’e olan sevginizi ve kurtuluşlarına yönelik azminizi ilan etmeniz, Filistin hususunda ifrata kaçmalarından dolayı muhasebe etmek için yöneticilerin saraylarına yürümeniz, buraları kurtarmaları ve halklarına yardım etmeleri noktasındaki zayıflıklarından dolayı onları kaldırıp atmanız ve aynı şekilde kurtuluş emanetini yüklemek, dinleri ile kahramanlıklarının farkına vardırmak ve ister “ayaklanmadan” öncekiler isterse de ayaklanmalardan sonra gelenler olsunlar bu zayıf ajan yöneticilerin zincirlerini koparmaları için orduların kamplarına yürümenizdir.

 

Ey Müslümanlar!

 

Filistin meselesi, bir muamma değil bilakis herkesin bildiği gerçeklerden olup o, işgal ve gasp edilmiş İslamî bir topraktır. Dolayısıyla onun, ordu birliklerinin harekete geçerek Yahudi varlığını ortadan kaldırması ve Filistin’i İslam ümmetinin kucağına geri iade etmesinden başka bir kurtuluş çözümü de yoktur. İslam ümmeti ise bunu kısa bir zamanda yapmaya muktedirdir ki onun bu husustaki tek eksiği Kerim Resulünüz [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in buyurduğu şekildeki bir liderlik gibi izzet ve savaş meydanlarında kendisine liderlik edecek Allah’a ve resulüne muhlis olan bir liderliğin olmayışıdır. Zira o, şöyle buyurmuştur: إنّما الإمام جنة يقاتل من ورائه ويتقى به İmam [Halife] bir kalkandır onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” Dahası Ömer ile Selahattin [Radıyallahu Anhuma]’yı ikiz kılan şey de bizzat Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in müjdelediği Raşidi Hilafet Devleti’dir. O halde onun için çalışanlardan olunuz. Zira dünyanın ve ahiretin hayrı ondadır.

 

فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيراً Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Mescid-i Aksa’ya) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler diye.”

 

حزب التحرير

   

Hizb-ut Tahrir

 

H. 06 Cumâde’l Ulâ 1433

Filistin

  M. 27 Mart 2012

 

 

Bu Beyannameyi İndirmek İçin Lütfen Tıklayınız!