-Basın Açıklaması-

İngiltere'de İslam Korkusunu Tahrik Eden Şey,

First Ladynin Bir Parçası Olduğu Westminster'in Siyasi Sistemidir

 

No: BR–BA–2011–MB–TR–0002

H. 16 Safer 1432
  M. 20 Ocak 2011  

 

Görünen o ki Bakan First Lady, bugün yapacağı konuşmasından alınarak yayınlanan alıntılara göre David Cameron da dahil siyasilerin rollerini görmezlikten gelerek İngiltere'de yükselen İslam korkusuna karşı uyarıda bulunacak, İslam korkusunun artık toplumun büyük bir kesiminde kabul gören bir önyargı haline geldiğini, Müslümanları "ılımlılar" ve "radikaller" şeklinde ikiye bölme girişiminin İslam'a ve Müslümanlara karşı daha çok hoşgörüsüzlük oluşturduğunu ele alacak.

 

Hizb-ut Tahrir'in İngiltere'deki Medya Temsilcisi Taci Mustafa, şöyle dedi:

 

"Önemli siyasiler, Batının İslam dünyasına yönelik dış politikasına kök salmış zulümleri görmezlikten geldiklerinde İslam'a ve Müslümanlara karşı önyargıların ve düşmanlığın artması hiç de şaşırtıcı değildir. Bunun yerine David Cameron'un 2005'teki 'Bugün terörizm tehdidinin arkasındaki itici güç İslami köktenciliktir' veya Tony Blair'in 2005'teki şeriat ve Hilafet 'şerir bir akidedir' gibi söylemlerle İslam ile şiddeti eşleştirmekteler. Veya Teresa May'ın 2010'daki 'yabancı düşmanlığını savunanlar' gibi söylemlerle İngiltere'yi ziyaret eden İslam alimlerine dikkat çekerler veya David Cemaron, Hindistan gezisi sırasında 'terörizmin iki yüzünü', yani Pakistan'a karşı olduğu gibi Hindistan'a karşı olduğunu göremiyorlar' diyerek Pakistanlı Müslümanların itibarını zedeler veya Jack Straw'ın yorumlarının üzerine peçenin ve Pakistanlı erkeklerin görüntüsünü çarptırırlarsa bu gayet doğaldır. Bu açıklamalara ek olarak bazı siyasilerin ve bir kısım İngiliz medya organlarının propagandasını yaptığı kasıtlı çarpıtmalar, saptırmalar ve propagandalar da var. "

 

"First Lady, İslam'a ve Müslümanlara karşı giderek artan bu düşmanlığın aslında siyasiler ve medya organları tarafından tahrik edildiğini keşfetmede tamamen başarısız olmuştur. Görünen o ki onlar, dünyanın farklı bakış açıları hakkında fikri bir tartışmaya girmekten acizdirler. Bunun yerine 'aşırıcılık', 'kin', kişilere ve cemaatlere yasak getirilmesi hakkında duygusal ve popüler söylemlere başvurmaktalar. Onların yalanları, propagandaları ve kendileri ile ihtilaf edenleri (yaftaladıkları isimlerle) tasnif etmeleri sırf onların fikren iflas ettiklerini ve mevcut asrımızın hayati meselelerini tartışmaktan aciz kaldıklarını göstermektedir."

 

"First Lady'nin açıklamaları, sıradan Müslümanlar için bir sürpriz olmamıştır. Zira İslam'a ve Müslümanlara karşı önyargılı olmak, Müslümanların her gün okullarda ve işyerlerinde karşılaştıkları bir durumdur. First Lady'nin ifade ettiği siyasilerin Müslümanları yaygın İslam akaidine ve değerlere göre ılımlılar ve radikaller olarak tasnif etmeleri yüzünden ortaya çıkan hoşgörüsüzlük ise sömürgeciliğin, hükümetin devamedegelen "yasakçı" politikasının gölgesinde toplum düzeyinde uyguladığı 'böl ve yönet' şeklindeki kadim bir stratejisidir. Değerlendirmeleri ise bunların arkasında ne yattığını ve bunların siyasi oyunlardan öte bir şey olmadığını görebilen İslami kuşağı hoşnut etmeye dönük komik bir deneyimdir. Buna rağmen o, hükümete üyedir ve David Cameron'un terörizm mücadelesi politikasını desteklemektedir."

 

"İngiltere'deki Müslümanlara mesajımız şudur ki İslami değerleri pazarlık konusu yapmaları için kendilerine yapılan baskılara direnmeliler, bu asil değerleri başkalarını taşımalılar ve önümüzdeki günlerde sürmesi muhtemel olan karalama propagandalarına ve kampanyalarına karşı koymalıdırlar."

 

Bu Basın Açıklamasını İndirmek İçin Lütfen Tıklayınız!