- Basın Açıklaması - Hizb-ut Tahrir’in 09 Mayısta Yapacağı Açık Hitaptan Şiddetle Korkan Gizli İstihbarat Birimleri Hizbin Üyeleriyle İlişki Kurmaya Çalışıyor
Hizb-ut Tahrir’in 09 Mayısta Pakistan’daki kuvvet sahiplerine yapacağı ve bu vesileyle güç ve kuvvet sahiplerine Pakistan’ın tüm sorunlarına dönük çözüm içeren önemli bir mesaj vereceği açık hitaba davet etmek için insanlarla temas kurma kampanyası tüm yoğunluğuyla başladığı bir sırada bundan şiddetle korkan Amerika, hizbi korkutmaya yönelik yöntemler benimsemesi amacıyla hükümete telkinde bulundu. Bunun üzerine askeri ve gizli istihbarat birimleri, Hizb-ut Tahrir şebabının evlerini sık sık ziyaret ederek hizbin üyeleri ile ilişki kurmak için yoğun bir uğraş içerisine girdiler. Nitekim daha önce de bizzat bu emniyet birimleri hizbin şebabını kaçırmışlar ve onları hapishanelere atmışlar ancak bu mevcut keyfi girişimlerinin hepsi de başarısız olmuştu. Şimdi de onlar şebab ile görüşmek ve onlarla görüş alışverişinde bulunmak istiyorlar.
Bu birimlere şunu hatırlatmak isteriz ki Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in ve sahabe-i kiramının işkencelere rağmen metotlarını değiştirmeyeceklerine kani olunca “Kureyş” de Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’e karşı aynı üslupları kullanmıştı. Zira “al ver” temelinde müzakere etmek için yumuşak yön olan “Ebû Talip’i” kullandılar ve Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’e bir sene kendilerinin Allah’a ibadet etmeleri ve bir sene Müslümanların kendi ilahlarına ibadet etmelerini teklif edecek ölçüde taviz verecek bir dereceye geldiler. Ancak Kur’an, “Sizin dininiz size benim dinim bana” diyerek onlara beliğ şekilde bir cevap verdi. Görünen o ki Hizb-ut Tahrir, Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in metodunun aynısına tabii olmasından dolayı sahabenin maruz kaldığı zorlukların ve belaların aynısına maruz kalmaktadır.
Şer güçleri, hakkın yolunu yarmasını engellemek için ciddiyetle çalıştığı gibi yüzlerce sene önce Kureyş’in takip ettiği aynı kadim üslupları takip etmektedir. Ancak bizler bu yöneticilere ve Amerikalı efendilerine şunu vurgulamak isteriz ki Hizb-ut Tahrir, tavizlere ve orta çözümlere inanmadığı gibi ufukta alametleri görünmeye başlayan Hilafet Devleti’ni kuruncaya kadar fikri çatışmasına ve siyasi mücadelesine devam edecektir.
|
||||