بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم

Yerel Seçimler yada Genel Seçimler, Hepsi Aldatmacadan İbarettir

 

29 Mart 2009 tarihinde yapılacak olan yerel seçimlere sayılı günler kala seçim meydanlarında hararetli atışmalara şahit olmaktayız. İktidar ile muhalefet arasındaki bu çirkin ve kaba çekişme Türkiye’deki siyasetin ne kadar müptezel ve hafif olduğunu göstermektedir. Hem iktidar hem de muhalefet partileri Türkiye’nin geleceği hakkında doğru dürüst tek bir laf etmezlerken birbirlerine hakaretler yağdırma konusunda sınır tanımamaktadırlar.

 

Birbirlerine sövmeyi siyaset addeden bu müptezel partiler hiç utanç duymaksızın Müslüman Türkiye halkından Belediye Başkan Adaylarına oy vermelerini istemektedir. Üstelik hiçbir ciddi gerekçe göstermeden, Müslüman Türkiye halkının geleceğe umutla bakmasını sağlayacak hiçbir proje sunmadan, hâyır namına hiçbir adım atmadan…

 

Hakikat odur ki; bu müptezel siyasi partiler kendilerini, halkın inançlarından, değerlerinden, ihtiyaçlarından tamamen soyutlamışlardır. Halkın onlara oy vermesi, gerçek anlamda onları, fikirlerini, metotlarını, hedeflerini benimsedikleri için değil, tam aksine bu partiler, çeşitli araçlar ve üsluplar ile halkı aldatmada, cezbetmede, sözlerine ve vaatlerine inandırmada profesyonel oldukları içindir. Toplum mühendisliği ile halkın zayıf noktalarını, kritik ihtiyaçlarını ve duygusal tepkilerini istismar ettikleri içindir. Medyayı, psikolojik harp tekniklerini, sosyolojik dalavereleri, illüzyonist göz boyamalarını ustalıkla kullanabildikleri içindir.

 

İşte böylesine vahim bir ortamda yapılacak seçimlerde AKP, medya araçlarına egemen olduğu, psikolojik mücâdele üsluplarını maharetle kullanabildiği daha da önemlisi Sömürgeci Kâfirlerin tam desteğini aldığı için büyük ihtimalle seçimlerden yine “zafer”le çıkacaktır. O durumda da kaldığı yerden ABD patentli planlarını ve icraatlarını uygulamaya devam edecektir.

 

Seçim meydanlarındaki hararetin esasî nedeni çok sayıda belediye başkanlığı kazanmak değildir, bilakis Sömürgeci kâfirlerin maslahatlarını yerine getirmek için oylara muhtaç olmalarıdır. Yoksa “halka hizmet” kamuflaj malzemesinden öte gitmeyen beyhude bir slogandır.

 

AK Parti yerel seçimlerde alacağı yüksek oyla hem bugüne kadar olan icraatlarını tasdikletmiş olacaktır hem de İngiliz beslemesi taifeye aldığı bu oyları göstererek rahatça sömürgeci ABD’nin yerel ve bölgesel maslahatlarını icra etmeye devam edecektir. İşte oylar bunun içindir, başka bir şey için değil!

 

Ey Müslümanlar!

 

Her şeyde olduğu gibi yerel seçimlerde de Allah’ın hükmünü dikkate alınız. Aldatıcıların sizi Allah’ın yolundan saptırmasına müsaade etmeyiniz. Şu hususları her daim gözetiniz:

 

1.    Davranışların esası; sahih şer’î delillerden kaynaklanan şer’î hükümlerdir. Müslümanın, her davranışında şer’î hükümler ile hareket etmesi, şer’î hükümlere dayanmayan her şeyi red ve terk etmesi farzdır. Allah Te’alâ şöyle buyurmuştur:  فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّى  يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُم  Hayır! Rabbine andolsun ki onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda sana [İslam’a] muhâkeme olmadıkları sürece îman etmiş olmazlar.[en-Nîsa 65]

 

Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] ise şöyle buyurmaktadır:   تركت فيكم أمرين لن تضلوا ما تمسكتم بهما، كتاب الله وسنة نبيه  Size iki şey bıraktım ki bunlara sarıldığınız sürece asla delâlete düşmesiniz. Onlar, Allah’ın Kitâbı ve Nebî’sinin Sünnetidir.[İmâm Mâlik]

 

2.    Allah Te’alâ, Müslümanların Allah’a ve Rasulü’ne itaat etmelerini emretmiştir. Bu itaat ise ancak şer’î hükümleri almak ve uygulamak ile olur. Allah Te’alâ şöyle buyurmuştur:وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلاَ مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلاَلاً مُّبِينًا  Allah ve Rasulü, bir işe hükmettikleri zaman mü’min bir erkek ve mü’min bir kadına kendi işlerinde artık seçme hakkı yoktur. Her kim Allah’a ve Rasulü’ne isyan ederse apaçık bir sapıklıkla sapıtmış olur.[el-Ahzâb 36]

 

3.   Allah Te’alâ, şer’î hükümlere mutlak bağlılığı emretmiş, küfür hükümlerine başvuranları şiddetle uyarmıştır:وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُصِيبَهُمْ بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ النَّاسِ لَفَاسِقُونَ Aralarında Allah’ın indirdikleri ile hükmet ve onların arzularına uyma! Allah’ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın! Eğer yüz çevirirlerse bil ki Allah bununla ancak, günâhlarının bir kısmını onların başına belâ etmek ister. Muhakkak ki insanların bir çoğu da zâten fâsıklardır.[el-Mâide 49]

 

4.    Allah Te’alâ, Müslümanların İslâm’dan başkasını almalarını haram kılmıştır:             فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَن تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ  Onun [Rasulullah’ın] emrine muhâlefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya kendilerine elîm bir azâbın isâbet etmesinden sakınsınlar. [en-Nûr 63]

 

Yerel seçimlerle alakalı şer’i hükme gelince:

 

Demokratik Partilerin Adaylarına Oy Vermek:

İster vatancı, ister milliyetçi , ister kapitalist, isterse sosyalist olsun mevcut Demokratik Partilerin tümü İslam’ın haram kıldığı esaslar üzere kurulmuşlardır. Bu haliyle mevcut partilere üye olmak ve onlara geçerlilik tanımak haramdır. Yerel seçimlerde bu gayri İslami partilerin adaylarına oy vermek haramdır. Zira onların fikirleri ve metotları gayri İslamîdir. Allah Sûbhanehu şöyle buyurmuştur:  وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ Her kim İslam’dan başka bir din arzularsa, bu ondan asla kabul edilmez. O ahrette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.  [Ali-İmran 85]

 

Bağımsız Adaylara Oy vermek:

Seçimin kendisi vekâlettir, vekâlet ise; farz/vacip, mendup, mubah, mekruh, haram gibi bir hüküm alır. Vekâlet, “devretmenin sahih olduğu bir durumda, caiz tasarrufun mislini devretme” manasında kullanılan bir terimdir. Vekâlet, İslam’da caizdir. Bu akdin meşruiyeti kitap, sünnet ve icma ile sabittir.

 

Vekâletin sabit şartlarından biri ve en önemlisi vekâlete konu olan tasarrufun, vekâleti kabul edilen bir tasarruf olmasıdır. Vekâlet ancak İslam’ın caiz gördüğü akitlerden ibarettir. Buna göre bir Müslüman’ın içki, domuz gibi İslâm nazarında haram olan bir şeyin satın alınması veya satılması için bir kişiyi vekil kılması caiz değildir. Yani vekâlette bakılması gereken esas nokta tasarrufta bulunulan şeyin İslam’ın caiz kıldığı şeylerden olmasıdır.

 

Yerel seçimler idareden olan bir takım işleri yapması için kişiyi vekil kılmaktır. Bu haliyle aslen mubahtır. Ancak Belediye Başkanlarının yaptığı işlere bakılmalıdır. Eğer içki satma ruhsatı vermek gibi, umumhane açma ruhsatı vermek gibi İslam’ın haram kıldığı işleri yapacaksa onu desteklemek ve oy vermek haramdır. Aynı zamanda bu haram üzere yardımlaşmadır ki Allah Subhanehu haram üzere yardımlaşmayı yasaklamıştır. وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْ عَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ Birr ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve haddi aşma hususunda yardımlaşmayın ve Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir. [el-Maide 2]

 

Ey Müslümanlar!

 

Böylesine fasit bir ortamda gerçekleşen ve sonucu şimdiden belli olan seçimlerden sizlere hiçbir hayır ulaşmayacaktır. Çünkü mevcut siyasi partilerin hayır anlayışını belirleyen kendileri değillerdir ve hiç de olmamışlardır. Bilmelisiniz ki; size reva görülenden çok daha fazla hakkınız gasp edilmektedir ve bu partiler değişmedikçe gasp edilmeye devam edecektir. Öyleyse onlara verdiğiniz desteğe artık bir sonlandırın!

 

Artık dünyanın yükselen trendi ve alternatif ideolojik projesi; İslâmî Akîde esâsı üzerine kurulacak, İslâmî nizâmları dosdoğru uygulayacak, Allah’ın Dîni’ni bir Nûr ve Hidâyet olarak tüm âleme taşıyacak, Müslümanları zilletten izzete, sefâletten zenginliğe, zulümden rahmete, karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan Nübüvvet Minhâcı üzere Râşidî Hilâfet Devleti’dir. Bu, bir rüya değildir, bir ütopya hiç değildir. Bilakis Allah [Subhânehu ve Te’alâ]’nın vaadidir, Rasulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in müjdesidir, aydın aklın, basîretin ve ferâsetin meyvesidir, siyâsî geleceğin parlayan yıldızıdır.

 

İşte Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti sizi bu hayra ortak olmaya davet ediyor! O halde, ey Müslümanlar, size hayat verecek bu çağrıya icâbet etmeyecek misiniz?

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ Ey îman edenler! Allah ve Rasulu sizi, size hayat verene çağırdığı zaman icâbet ediniz. [el-Enfâl 24]

 

حزب التحرير

 

 

Hizb-ut Tahrir

  H. 01 Rebi-ul Ahir 1430

Türkiye Vilâyeti

  M. 26 Mart 2009

 

 

Bu Beyannameyi İndirmek İçin Lütfen Tıklayınız!